- 539 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
YASLI GİTTİM ŞEN GELDİM...
Bilenler bilir.Eskiden değil mahkemelere gitmek hakim karşısına çıkmak karakolun bulunduğu sokaktan geçmek bile ayıp sayılırdı nerdeyse. Mecbur kalındığında ise başlar önde hızlı admlarla çabucak geçip gidilirdi.Şimdi öyle mi ya! Yüz kızartıcı ağır suçlardan hüküm giyip hapis yatmak dahi bir gurur bir övünç haline geldi hanidir.Tabi yüzler normal deriden olmadığından ne benizler soluyor ne bir kızarma belirtisi görünüyor. “Aslanlar gibi yattık çıktık!”sözlerinin şeref madalyası yerine geçtiğine az mı tanıklık ettik.
Bakmayın siz benim güler yüzüme. Aldanmayın tasasız neşeli görünen hallerime. Ne demişler: Kol kırıldı yen içinde kalır.
Ancak gelin görün ki: Benim şu kopasıca çenemin durmadığından mı yoksa toplu iğne başı kadar bile aklımın olmayışından mı yoksa kara bahtım kem talihimden mi bilinmez. Sonunda bana da 5-6 daire komşumla birlikte mahkeme yolu göründü! Aslına bakarsanız işlediğimiz bu suç bilmem kaç dalda başarı ödülüne layık görülmeliydi bence.
Bu suçun suçluları arasında sesi soluğu kesilmiş mahkemeye gidecek gücü kalmamış emekli dul yetim ve kısa sürede servet sahibi olmak yerine, yalnızca onur şeref ve vicdan sahibi olmayı yeğleyenler var.
Allah için yöneticilerimiz bana oldukça anlayış gösterip kibar davrandılar her daim. Ama bu iyi niyetleri bile benim bu ülkenin Yüce Yargısının karşısına çıkma ihtimalini engelleyemedi. Onurumuza gururumuzu namus ve şerefimize zerrece halel getirmediysek de kapımıza mahkeme celbini getirdik sayılır.
Ee bu durumda “af’”a uğrayacak değildik ya! Ben kendi savunmamı hazırladım.Gerisi hakimin cüppesinin rengine kalmış bir şey..Bir de kanunlarımızın yasalarımızın aziz varlığına!
“Efendim.Suçum belli. İnkar edecek de değilim. Gerçi çarpım cetvelini bile bilmem.Hesaplarda bir usulsüzlük varsa bu günah onları hesaplayanların boynuna. Bana en fazla beş dakikalık bir süre tanımanızı istiyorum sizden. Gerçi bu söyleyeceklerimi Mısır Piramitleri bile duymuştur ya! Ama bir mahkemede ve hakim karşısında söylemek kısmet olmamıştı bu güne kadar. Tabii göz altıları şunları bunları saymazsak. Bana bunu çok görmeyin. Gidip de gelmemek gelip de bulmamak var, derler.
Gün olup 7 metre karlar üstünde günlerce sabahlayarak. Gün olup çocuklarının zorlu doğumlarında ölümden dönen gencecik karısının yanında bulunamayarak. Sağlık karnesini bir kez bile kullanamadan ülkesine 48 yıl sınırsız özveriyle hizmet etmiş şerefli bir memur babanın kızı olarak ondan devir aldığım bayrağı böyle bir zamanda ve böyle bir mezbelelikte elimde gurur şeref ve vicdan rahatlığı ile taşıyorum yıllardır.
Annemi ölüm yatağında kızımı mezuniyet günlerinde bir başlarına bırakıp mafya babalarına kafa tutmaya meydanlara koştum! Okul derneklerinde aile birliklerinde onca emeğim varken biricik kızımın çok istediği izcilik kampına gitmesini bile sağlayamadım.
Kısacası hakim bey. Biz bu borcu ödeyemeyiz!
KIR KALEMİ KES CEZAMI YAŞAMAYI NEYLEYİM.
ESENLİKLER.
YORUMLAR
DEVRİM DENİZERİ
konu aslında yıllardır bilinen yaşanan bir durum.
Yani namuslularla namussuzlar ezenlerle ezilenler ve aralarındaki korkunç ekonomik uçurum.
Beykoz ormanları ve yeşillik alanlar olduğu gibi kaçak bölge. Karşı sahillerde aynı durumda.
Üst düzey bir memur emeklisinin aylık geliri bin beş yüz tl yi geçmez. Yaz kış ödenen yakıt parası 500 tl. Yalnızca su ve elektrik giderlerini hesaplarsanız olur biter. Apartmanımızda bir çok kişi bakım evlerinde.
İstanbul'un yüzde 85 i kaçak binalardan oluşuyor. Bu da her şeyin kaçak kullanılması demektir.
Nelere tanıklık ettim bir bilseniz...
Selam ve esenlikler.
Bir tutam hayat
İyi ki büyük şehri tercih etmedim emeklilik hayatım için.
Kendi ilçemde,
karınca kararınca geçinip gidiyoruz.
Bizim de maaşımız bahsettiğiniz seviyelerde.
Ufak tefek sebze ekim işleri yapıyoruz eşimle annemin bahçesine.
Sağ olsun, kayınvalide de,
bahçesinden toparladığı taze sebzelerden getirir arada bir.
Böylece yaşayıp gidiyoruz işte.
Büyük şehirlerde yaşayanlara Allah yardım etsin diyorum.