- 1077 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
OKULLARDA İNGİLİZCE EĞİTİMİ VE OKULLARDA DAYAK ÜZERİNE..
Demin ... TV nin haberlerinde izledim.
Bayan öğretmen işitme engelller okulunda çocuklara sözlü ve fiziksel şiddet uyguluyordu.
Yaptığı tamamen yanlış engelli çocuklara yaptığı için iki değil on kez yanlış,layık olduğu cezaya çarptırılmalıdır.
Öğretmenler bugünlerde iki arada bir derede kaldılar.
Veliden şiddet,öğrencilerden şiddet,Devletten şiddet görüyorlar.
Devlet şiddet yapar mı demeyin,takdir edilmemek,hak ettiği değerin verilmemesi şiddet değilmidir?
Öğretmen çocuğuna sözlü ve fiili şiddet uygulayan veliye müdahele ediyor okul koridorunda velinin bir öldürmediği kalıyor.
Bu çocuk ilerde eşine,çocuğuna şiddet uygulayacak.
Görünen köy kılavuz istemez derdi eskiler..
Öğretmen bugünlerde horlanan,aşağılanan,evindeki geçimsizliğin,maddi sıkıntıların dışa boşalma aracı haline gelmiş durumdadır.
Yetkililerin bu kötü gidişe bir an önce son vermelerini bekliyoruz.
Yoksa okullarda öğretmen kalmayacak bu gidişle..
Biz bu duruma nasıl geldik diyemiyeceğim zaten hiç çıkmadık ki, çocukluğumuzda evde dayak,okulda dayak ,askerde,camide hocadan dayak vardı.
Eti senin kemiği benim sözü,sen vur Hoca ama yinede sağlam bir yeri kalsın,kemiğini kırma sakın demekti.
Yumuşak yerlerine,baldırına,tekme atmak,ellerine sopayla vurmak 1980 de 1992 lerde askerde olağan işlerdendi.
Televizyon olmadığı için duyulmuyordu şikayet konusuda olmuyordu.
Eline sağlık hocam sen bizi dövmeseydin okuyup adam olmazdık derdi eski talebeler.
Dayak cennetten çıkmadır sözüde çok yaygındı.
Kadının sırtından sopayı,karnından bebeyi eksik etmiyeceksin derdi eskiler..
Bu milletin sırtında sopa eksik olmayacak sözü de 12 eylül Darbesi öncesi sık duyulurdu.
Kenan Evren geldiğinde orduya dua eden Anayasaya %97 oy veren,darbecileri meydanlarda alkışlayan bu millet şimdi şikayet etmekte ne derece haklı anlamakta güçlük çekiyorum.
Darbe yanlış bu anlamda hak veririm.
Çocuk evde ana babasından dayak yer,gelir okulda arkadaşınI döver.
Kadın evde kocasından üç öğün sopa yer,kocası işe gidince o da çocuklarını döver.
Bazı Askerler evde hanımından dayak gibi sözler işitir,gelir eratı dayaktan kırıp geçirir,hanımına evde bir şey diyemez.
Öğretmen bayanında,erkeğinde sorunları vardır,geçmişinde ona dayak atılmıştır o da ne yapsın çocuklardan hıncını çıkartır.
Haklıdır demiyorum ne gördüyse onu yapıyor diyorum.
Bu hal ne zaman düzelir bir elli yıl sonra,yüz yıl sonradüzelir,bu kuşağın ölmesi lazım düzelmesi için..
Batı bunu yaşadı bizden önce,kurallarını koydu,İslam çok önceden koydu diyeceğim ama İslamı kimin gözü görüyor,kim ordan gelen cevherlerin farkında oluyor.
Bir Batı lafı yutturulmuş bu millete ya batacağız ya da çıkacağız görelim bakalım.
Okulları kapatalım nasıl olsa bir şey olmuyorlar.
Bir hesapladım harcanan parayı velilerine versek işsizlik bitiyor.Her eve para giriyor,
Türkiyenin bütçeside fazla veriyor.Sadece eğitim yanı eksik kalıyor.
Onuda veliler evde internetten öğrenip çocuklarına versinler.
Etide onların kemiğide onların nasılsa.
Tepe tepe öğretsinler çocuklarına.
Öğretmenlere yapılan bu kadar şiddetin sonunda olacağı bu...
***
Bir arkadaşın çocuğu beşinci sınıfda İngilizce dersi alıyormuş.
Bir sevinçli bir sevinçli sanki çocuğu onunla hemen Fen Lisesine girecek sanıyor.
Evde ödevlerine yardımcı oluyormuş,ingilizce kelimeler öğretiyormuş,ailecek pratik yapıyorlarmış.
Hay Allah müstehhakkını versin dedim.
Boşa kendini yoruyorsun dedim.
Bir bir anlattım İngilizce öğretiminin gereksiz olduğunu.
İkna edebildim mi bimiyorum.
Ortada 3 yıl,lisede 3 yıl,fakültede dört yıl İngilizce okudum.
Tam on yıl öğretmenlik yaparken bir kaç yılda bu derse girdim.
Geldiğimiz nokta ne hiç..
Koskoca bir hiç.
Ne biliyorum bu dilden.
What is your name?
My name is Hidayet Doğan..
Birkaç da renk ismi.
Bir yazıda gördüğüm kelimelerin anlamınıda tahmin edebiliyorum o kadar.
Bir yabancıyla karşılıklı konuşmak ne mümkün..
Ben öğretmenim bu kadar biliyorum,diğerleri hepsini unuttular ya da hiç öğrenemediler..
Yurtdışı dil eğitimine giden öğretmenler biliyorum benimle aynı durumdalar.
Uygulaması yapılmayan,günlük hayatta kullanulmayan her şey unutulmaya mahkumdur.
Ben dile değil gereksiz yere bir dilin zorla öğretilmesine karşıyım.
Bu kadar alınan ders,bu kadar giden para ne oldu?
Havaya uçtu gitti.
Arkadaşın hevesini kırdım.
Sen hiç değilse çocuğuna Kur’an dersi,Arapça,fıkıh dersi aldır dedim.
Hiç değilse ahiretini inşallah garantilemiş olursun,vatana millete yararlı birey olur dedim.
İnsanlar nerde okuyamayan çocukları varsa da onları Din Eğitimine veriyorlar.
Fen Lisesini kazanan çocukların Hoca olduğunu gördünüz mü hiç.
Varsa yoksa dünyalık,sonunda parasını pulunu götüren var mı hiç..
Bir hoca arkadaş camide vaaz veriyordu.
Kırk senedir cenaze yıkarım yanında bulunurum,kefenden başka bir şey götüreni görmedim.
Hiç birinin kefenini de üç parçadan başka biçmedim.
Para koyacak cep de koymadım demişti..
Kafasını karıştırdım,arkadaşın haklısın Hocam dedi..
En çok sevdiğim ortaya bir şey atıp insanların aklına şüphe kurdunu sokmaktır.
Sahi siz çok mu İngilizce biliyorsunuz?
Öyleyse İstanbul’da turisleri görünce niye kaçıyorsunuz?
Kime dil lazımsa vakti zamanı gelince özel kurslarla öğrenir,başkasını bilmem ben..
Ehliyet gibi üç beş sene evvel hanıma ehliyet lazım oldu gitti çalıştı bir girişte yazılıyıda,direksiyonuda yüksek puanla kazanıp aldı.
Dilde böyle bir şey.
Mühendise,doktora,biyolglara lazım onlarda gider öğrenir zaten öyle yapılıyor.
Devlet okullarında maalesef dil öğretilmiyor.
Bunu ben söylemiyorum,işin uzmanları söylüyor..
Bir Hocamızın bu konuda bir önerisi var.
Hak verirsiniz vermezsiniz yine de bir okuyun derim..
’İngilizce Eğitimine nacizânenin çözümü:
Yıllardır devlet, ingilizce dersi adı altında ilkokul,ortaokul lise ve üniversitede ders okutmakta.
Pekiyi bu dersler sonucunda ingilizce ,öğrenciler tarafından layıkıyla öğreniliyor mu ?
Elbette ki hayır.
Bırakınız öğrenmeyi ;lise yada üniversite mezunu kişiler bir turist gördüğünde aman bana bir şey sorar da mahcup olurum diye köşe bucak kaçıyorlar.
Yani olmuyor ,bu metodla dil öğrenilmiyor.
O zaman her eğitim kademesinde yılda ,30 cümle ezberletilse 10 yılda 300 cümle eder.
Üniversiteyi de hesap edersek 400 -500 cümle fevkalâde ezberlenir ve konuşulur.
Hafızasında 300 cümle olan bir Türk genci meramını bir ingilize tıkır tıkır ifade edebilir ya da bir ingilizin ne demek istediğini rahatlıkla anlayabilir.
Değilse; uğraş dur, gramer ,falan...Ayrıntılarla uğraşırken keyfiyet yok olup gidiyor.
Hem biz Türkçe grameri hakkıyla öğrettikte ingilizce grameri mi kaldı?’
Acaba İngilterenin sömürgesimiyiz diye sorduğum olmuştur bazen.
İngilterede okullarda çocuklar topluca Türkçeyi zorunlu ders olarak alıyorlar mı acaba.
Hemen hemen herkesin durumu aynı.
Onun yerine Arapça Kuran alsam hiç değilse açar okurdum,ahiretimize yarardı..
Arapçayada sonuna kadar Kuranı Kerimede sonuna kadar varım.
Ancak rahlede karmasız ve abdestli olarak okunmalıdır.
Sağlıcakla esen kalınız,
17.05.2015//KIRIKKALE
HİDAYET DOĞAN OSMANOĞLU
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.