- 778 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
GEÇMİŞ KANDİL KUTLAMASI
Bir gün bizim amca kızı Zehra’dan ve kızı Göze’den haber geldi. Özellikle Göze yavrum,
- “Teyzeciğim seni çok özledik ne zaman bize geleceksin” diye.
Biz de Maviş Ablam ile düşündük taşındık, üç ayların ikinci kandili olan miraç kandilinin ertesi cumartesi günü hem amca kızı Zehra ve hem de amcam ile yengemi ziyaret edelim sevaba karışalım dedik.
Amca kızı Zehra, Maviş ablam ve ben Ankara’nın üç ayrı uç köşesinde oturuyorduk. Bir uçtan başka bir uca gidebileceğimiz trafikteki zamanı hesap ederek Maviş ablam ve ben sabah saat on da yola çıkmaya karar verdik.
Vardığımızda saat oniki ye gelmek üzereydi. Üniversitenin jeolobi mühendisliği son sınıfta okuyan kızı göze arazi çalışmalarına gitmiş olduğundan ne yazık ki görüşemedik fakat amca kızı Zehra ile kucaklaştık, Karşılıklı hasret giderdik. Bu arada yengem iki defa kızını aradı.
- “Kızım Irafet abin geldi geldi bizi felanca yere hava aldırmaya götürecek” kız
- “Anne bir durun hele misafirleriniz gelecek.” Biraz sonra yengem,
- “Kızım misafire ne yemek pişireyim.” Kızı
- “Anne sen bir şey hazırlama ben börek yaptım gelirken getireceğim. Zaten şimdi de yemek yiyeceğiz.”
Ziyafet denecek bir sofra birazdan hazırlandı çorbasından salatasına, sıcağından soğuğuna güzel bir yemekten sonra birkaç apartman ilerde olan amcam ve yengemin evine doğru yola çıktık.
Amca kızı Zehra anne ve babası için benim çocuklar diye bahsediyordu. Emekli olduktan sonra evine yakın bir ev alıp, anne ve babasını yerleştirmiş, kardeşlerine de çeşitli günlere dağılımlı görevler vermişti. Cuma günleri metin gelip babamı camiye götürüyor, cumartesi Ayhan çarşı pazar işlerini yapıyor, Elif ise annemin ev işlerine yardımcı oluyor dedi.
Amcam bu gün hesap edildi doksan olmaya bir senesi kalmış, yengem de yaşça ona yakın, sevimli iki ihtiyardı.
Kapıyı amcam açtı. Son gördüğümden beri biraz süzülmüş buldum. Buruşmuş derileri göz kapağına düştüğünden ve artık daha az gördüğünden, sanki gözleri biraz daha küçülmüştü. Birkaç sene önce çok ağır bir karaciğer ve kolon ameliyatı geçirmiş ama çok şükür, önce Allahın sonrada çocuklarının sevgisi sayesinde atlatmıştı.
Yengem ise sekiz on sene önce açık kalp ameliyatı geçirmiş, tek gözünün retinası yırtılmış olduğundan bir gözü ile idare eden, Şeker, tansiyon ve bacaklarında binbir ağrısı olan yaşlı bir hanımdı.
Karşımda öylece ikisini de ayakta görünce çok sevindim. Karşılıklı kucaklaşmalardan sonra başladık konuşmaya. Amcam bir müddet bizi dinledikten sonra kızına kulaklığımı getir. Dedi. Bir kutu içinde özenle saklanan kulaklık yine özenle kulağa yerleştirildi. Ve amcam,
- “Annen nasıl, baban nasıl,
- “İyiler amca sen nasılsın”
- “Ameliyattan sonra nasıl oldu, camiye gidebiliyor mu?”
- “Yok amca merdivenleri inemiyor, camiye de gidemiyor.”
- “Metin emekli olduktan sonra her cuma gelip beni camiye götürüyor” sonra camiye gidebilecek kadar gücünün olmasına mutlu olduğu her halinden belli.
- “Ben babandan oniki yaş kadar büyüğüm. Çok şükür camiye gidebiliyorum.” Bu arada yengem araya giriyor.
-“Benim de dizlerim ağrıyor ayaklarıma çörek otu yağı sürüyorum çok iyi geliyor” Maviş ablam
-“Benim ev de annemlere yakın her gün yanlarına gidiyorum. Babam camda beni bekliyor. Bazen işim olup biraz geç kalırsam nerede kaldı acaba, dün bir şey söyleyip de kalbini mi kırdım diye anneme yakınıyormuş. Hemen yanına gidip, benim cam güzelim, ben sana kırılmam merak etme işim vardı markete gittim. Yada Eczaneye gittim diyorum. Gidip boynuna sarılıp gönlünü alıyorum diyor.
Sonra karşılıklı sağlık ile ilgili yapılan ve yapılacak olanlar, sağlıkta yeni ve eski yöntemler birbirlerine aktarılırken amca kızı Zehra’ya yardım için ben mutfağa geçiyorum. Amca kızı Zehra çayı koymuş, getirdiği börekleri servise hazırlarken evin güzelliğinden amcamların iyi ve mutlu olmasından bahsediyoruz. Çayları birlikte servis ediyoruz. Biraz sonra amca oğlu Ayhan alışveriş yapmış eli kolu dolu geliyor.
Biraz daha oturduktan sonra sabahki güneşli hava yerine yağmaya hazır bulutlar gökyüzüne döşenmiş olmasına rağmen, iki yaşlı insanı mutlu etmenin mutluluğu yüzlerimize yansımış vaziyette, akşam üstü geldiğimiz yoldan evlerimize dönmek için ayaklanıyoruz. Geçmiş Kandillerini de kutlayarak oradan ayrılıyoruz.
Rabbim hepimizin tüm dileklerini yerine getirsin, Yaşlandığımızda yüzümüzü güldürecek hayırlı evlatlar nasip etsin. Amin.
YORUMLAR
Ne güzel etmişsiniz... Yazdıklarınıza da, amca çocuklarınızın anne- babalarına güzel davranışlarına da kırk yıllık tanıdıklarımmış gibi memnun oldum. Hepinizden Allah razı olsun. Güzellikleri duymaya, duyurmaya ihtiyacımız fazla sanırım. Kendi adıma, ben seviniyorum duydukça.
Selâm ile.
Fatma Oral
Bütün kandillerin, bütün insanlığın üzerine düşüreceği gölge ve o gölgeden nasiplenen insanların kurtuluşuna sebep olması dileğimle
Saygılar, sevgiler