Yitirilen..
Yitirilene saygıyla, Tanrı’ya sitemle evvela..
Hiçbir aşk kitabı yazmaz günahsız olanı.. İyiler, iyilikler unutulur gider.. Kapanan her defterde bir damla tuz izi vardır nemi yitirilen..
Ben bir hikâyeye kahraman, bir filme başrol, bir yaraya merhem, bir derde dermân olduğunu sanmış aciz bir kul..
Elleri boşa çıkmış bir zavallı..
-ki âşık olan her kul zavallıdan da zavallı..
O’nun odalarında güvenle huzurla sonsuzca salındığını zannederken, kapı eşiğinden bir adım içeri atamamış olduğunu son sayfada anlayan ben..
Düşülen her yolun toprağını minnetle öperken, yediği her lokma kursağına dizilen yine ben..
(Tartılar her gün biraz daha hiç’liğe çıkar)
Neydi o?
Bir rüya mı
Bir yanılsama mı
Son bir dilek hakkı mı idam sehpasındakinin..?
Geldi ve geçti..
Neydi bu
Nasıl bir illetti?
Kazasız belasız kurtulmanın bir yolu yok muydu?
Sabrı bilene selâmet hak değil miydi?
Dinledi lâkin duymadı..
Her yasın soğuduğu bir zaman vardı..
O zamanı beklemek, Tanrı’dan nefes dilenmek sıklıkla vallahi ve billahi hiç kolay değildi..
Adımlarının değdiği her kaldırım taşı acıyla bakmakta yüzüme şimdi..
Şimdi aramızda uzayıp giden her mesafe için bir bıçak saplanıyor ellerinin izine.. Bir bıçak da sol göğsüme!
Sen,
Ey içindeki şiiri küstürdüğüm adam;
Akşamın en olmazında hep başka baharlara kalışımın yasıdır bu..
"Yok"luğun kutlu olsun..
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.