- 1335 Okunma
- 9 Yorum
- 0 Beğeni
ŞEYTANIN AVUKATI
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Sosyal Hayat’ta siyaset biliminden uzak bazı insanlar 12 eylül askeri darbesini sığ bir düşünce yapısı ile şöyle yorumluyorlar; solcu sağcıyı sağcı solcuyu öldürüyordu.Siyaset bu duruma dur diyemiyordu. Diyerek darbe yapılmasını haklı görüyorlar.Hatta o dönem uyduruk mahkemelerde suçlu oldukları bugün bile kesinlik kazanmamış insanların alelacele idam edilmelerini dahi haklı gören yorumlar yapıyorlar.
O zaman da insan şunu söylemek zorunda kalıyor. ’Korka bilirsiniz korkmak ayıp değil kaldı ki o dönem topluma öyle acılar yaşatılmış ve öyle şiddet içeren şeyler yapılmıştı ki, korkmamak anormalik olur.Ancak korkunun da bir sınırı olmalı sınırsız korku ahlaksızlığa dönüşür hitler’in nazizmin de bile yahudilere yapılanlar 12 eylül askeri darbesi sonrasında Türk milletine yapılan ve yaşatılanların yanında ’cüce kalır.Çünkü nazi Almanyasında yahudiler haftalarca aç bırakılmış ve gaz odalarına gönderilip öldürülmüştü ama bizdeki gibi sistematik işkence görmemişlerdi.
Düz mantıkta değerlendirilirse evet o dönem ülkemizde ideolojik çatışmalar söz konusuydu.Fakat o çatışmaların nasıl ve ne amaçla oluşturulduğuna kimler tarafından tezgahlandığına bakarsak işin rengi değişir.
Ülkemizde sağ sol çatışmalarının emperyalist yapıların ve onların işbirlikcilerinin bir tezgahı olduğu bu ülkenin kafası çalışan gazetecisi siyasetçisi aydını vs bir çok insanı tarafından birçok kez dile getirmişti. Bunlardan biride merhum Bülent Ecevit’tir. Ülke içinde ki dış kaynaklı gladyo türü yapılanmadan ve bu yapıların derin devlet modeli ile ülkenin kurumlarının içine nüfuz etmiş siyonizmin uzantıları olduğundan ilk bahseden siyasetçidir.Örneğin;Bu gün ülkemizin başına bela edilen oluşum evresi 70li yıllara dayanan PKK terör örgütü o yapıların bir ürünüdür.
Kısacası sorun sadece darbe meselesi değildir. Darbe öncesi ve darbe sonrası da ideolojik manada dış güçlerin ve onların ülke içindeki işbirlikçileri tarafından sistemli olarak insanımız üzerinden toplumsal ideolojik çatışmalar organize edilmiş ve hükümetler yani sivil irade ve siyaset iş yapamaz hale getirilmiştir. Başka bir deyişle gerçek sorun egemenlik meselesidir.
Sonrasında yüce Türk miletinin değerli insanlarına şiddet uygulanmış halkın özgüven duygusunun yok edilmesi amaçlanmıştır. Beraberinde bu durum ülke ekonomisini faizci bir anlayışa taşıyıp ülke insanının emegini sömürmeye kadar ulaşmıştır. Yani bu işlerin, küresel bazda siyasal derinliği ve birçok sosyolojik,ekonomik boyutu’da vardır.
Kaldı ki,sanıldığı gibi 12 eylül askeri darbesi Türkiyede ki çatışmaları durdurmak yada sonlandırmak adına değil. ABD’nin bölgedeki çıkarlarının ’zamanlaması gereği ABD’nin gizli servislerinin emri ve stratejik desdeğiyle emperyalist güçlerin güvenliği için yapılmıştır.
Bunu da ordu içerisindeki siyonizmin emir erleri olan demokrasi kültürü gelişmemiş,psikolojik sorunları olan gerçekte devletin gücü olmadan kendi gölgesinden bile korkan kişilikleri, oturmamış korkak ve hasta ruhlu insanlar yani ’Er kenan evren ve çete üyesi arkadaşlarının üzerinden yapmışlardır. Zaten bu durumu kendiside inkar etmiyordu.(ABD’nin uygun gördüğü zamanı kast ederek ) Şartların olgunlaşmasını bekliyorduk diyen açıklamaları olmuştu.
Dolayısıyla bu konuların siyasal derinlikleri ayyuka çıkmışken, neresinden bakılırsa bakılsın anti demokratik uygulamalar ülke’nin ve milletin alehine olan şartlar söz konusuyken, şeytanın avukatlığını yapmaya hiç gerek yoktur.
Serhat BİNGÖL 11.05 2015
Edebiyat Defterinin Değerli Yöneticilerine,
Seçki kuruluna, naçizane yazımı okuyup değerlendiren dostlarıma çok teşekkür ederim.
Saygı selamlarımla,
YORUMLAR
Sehat kardeşim yazınızı astığınız an okudum cepten takip ettiğim için duygularımı yazamadım..
Değerli kardeşim bu şeytanın avukatına ne yazılsa azdır..
Ölülerin arkasından konuşmak pek doğru olmasada bu ölünün ardından yıllarca konuşacağız. Bu gün bu ülkenin düştüğü durum 12 eylülün ektiği tohumlardır....
Yazınız için teprik ederim az da olsa duygularımıza tercüman olmuşsunuz..
Öldüğü gün hemde saat itibariyle yazdığım karaladığım bir şiirden acizane bir dörtlükle yad edeyim.
İhtilal yaparak başa oturdu
Duydum ki o it gebermiş bugün
Bir sağdan bir soldan aldı götürdü
Duydum ki o it gebermiş bugün.
Saygılarımla..
Baki selamlar..
Serhat BİNGÖL
Size gönülden katılıyorum ülkemizde bu gün yaşanan olumsuz anlamda ki siyasi olayların tohumları darbe öncesi ve sonrası atılmıştı.
Osman hocam, Türklük ve Müslümanlık naçizane benim en hassas olduğum iki önemli oluşumdur. Fakat öyle olmasına rağmen bu sayfalarda yazı ve yorumlarıma denk gelmiş ve az çok tanıdığınız bir kardeşiniz olarak bu iki değerden sıklıkla bahsetmediğimi en iyi siz bilirsiniz. Ancak şunu çok açık söylüyorum ki, Kenan evren ve onun nezdinde 12 Eylül darbesi, yüce Türk milletinin aleyhine organize edilmiş uluslar arası ilişkileri olan bir organizasyondur.
Elimde bir kayıt ve belge yok ama âcizane ben kenan evrenin özünde Türk ve Müslüman olduğuna inanmıyorum. Muhtemelen ya Hırvat’tır ya da Sırp’tır vs çünkü ancak öyle birisi Türk milletine bu kadar kumpas kurup şiddet uygulayabilir.
Evvelsi akşam televizyon kanaları arasında gezerken bir açık oturuma denk geldim. Maalesef bitmek üzereyken denk geldiğim açık oturumda ismini öğrenemediğim emekli bir paşa evren için şu sözleri söylemişti;’’Kenan evren Amerika’nın yetiştirip yıllar öncesinden Türk ordusunun içine ajan olarak yerleştirilmiş bir insandır. Deyip sözlerinin devamında ise aslında Genelkurmay başkanlığı evrenin hakkı değilken adaletsiz bir atamayla Kenan evren’in genelkurmay başkanlığına getirildiğinden bahsediyordu. Paşanın bu söyledikleri ve iddiaları doru ise kaldı ki er ya da geç kokusu çıkar. Bu durum da o paşanın açıkladıkları şeyler benim tahminlerimin doğru olduğunu ortaya koyar.
Yani kısacası ancak bu konum da bir insan yüce Türk milletine bu zulmü reva görebilirdi.
Yorumunuza ve ilginize çok teşekkür ederim Osman hocam sağ olun.
Saygı sevgilerimle.
Serhat BİNGÖL
Kaleminize gönlünüze sağlık
Saygı sevgilerimle
Sevgili Dost, basit değil tabii. Çok yönlü ele almak lazım. Güzel bir yazı okudum sağolasın. Buraya selam ve saygı bıraktım.
Serhat BİNGÖL
Elbette hiç bir şey göründüğü kadar basit değil. Yüce Türk milleti üzerinde türlü entrikalar çeşitli oyunlar oynandığı aşikâr. Bu olayların iç yüzünü geçmişten günümüze gerek solcu gerek ülkücü kanattan bir avuç yürekli insan kendi hayatlarını hiçe sayıp ağır bedeller ödeyerek canları pahasına topluma anlatmaya çalışmışlardı. Bu işlerin emperyalist ülkelerin Türkiye içerisinde ki uzantıları ve işbirlikçileri aracılığıyla yapıldığını belgeleriyle birlikte karanlık ilişkiler ağını ortaya koydular. Zaman içerisinde o insanların iddialarının gerçek olduğu bir bir ortaya çıktı. Hatta bu işlerin içerisinde fiilen bulunmuş insanların o iddiaların doğruladıkları itirafları oldu. Bunlardan biride kenan evrendir. O yürekli insanlar olayların iç yüzünü deşifre edince adam pervasızca Amerika’dan emir aldıkları bizzat kendisi söyleyip kabul etmişti. Kısacası her şey Türk milelinin aleyhine olduğu ayan beyan ortadayken (sizi kast etmiyorum) kenan evreni ve 12 eylül darbesin aklamaya çalışmak abesle iştigal olur.
Yorumunuza ve ilginize çok teşekkür ederim Suat hocam sağ olun
Saygı sevgilerimle
Bu memlekette kara bulutlar gezdiren kara katil insanlarimiza haketmedigi şeyleri ne yazık ki yaşattilar. Kutlarım güzel yaziniz için
Serhat BİNGÖL
Çok güzel ve anlamlı bir söz ''bu memlekette kara bulutları gezdiren kara katiller''evet aynen öyle o katiler ülke insanın canını yaktılar ve kara katilerin başı öldü ama bu gün (zorunlu katılanlar müstesna) o cenazeye gönüllü katılanların bir çoğu bu memlekette kara bulutları gezdirmeye meraklı olan ve fırsat kolayan kişilerdir.
Bakmayın öyle fizyonomik olarak erkek göründüklerine orada pretesto gösterisi yapan iki hanım kardeşimiz kadar bile yüreği olmayan karanlık insanlardır.
Yorumunuza ve ilginize çok teşekkür ederim.
Saygı selamlarımla.
Serhat BİNGÖL
Size katılıyorum elbette ki plan gereği Kenan evren ve çete üyesi arkadaşları olmasa da o trajediler yaşanacaktı çünkü onların yerine başkaları olacaktı. Kaldı ki bu gün bile eline fırsat geçse evrene rahmet okutacak, ne kişiliksiz ruh hastaları var. Önemli olan bizlerin demokrasiye sahip çıkıp demokrasi dışı güçlerin yeni ‘’planlar yapmasına fırsat vermemek. Yoksa psikopat insan mı yok sürüsüne bereket.
Diğer dostlarımın yorumlarına verdiğim cevapların altına yazdığım gibi,
kenan evrenin cenaze törenine katılmama kararını alan tüm siyasi partileri ülke demokrasisi adına gönülden kutluyorum.
Yorumunuza, ilginize ve tabii ki Dostluğuna çok teşekkür ederim.
iyi varsın denizce sağ ol
Saygı sevgilerimle.
Bir milletin gençleri acımasızca birbirini öldürürken, dehşet ayyuka çıkmışken, aniden bir gecede darbe ile bıçak gibi kesilen vahşi anarşiye, bütün bilim adamları toplansa mantıklı ve geçerli bir izahat yapamaz.
Bunun tek bir izahatı vardır; Anarşiyi çıkaran da, darbeyi yapan da aynı mihrak.
Sonra dönüp, kışkırttığı gençleri asan da onlar.
Başı çeken zalim öldü. Tabi ki rahmet okumayacağız. Hesabını Allah sorsun, hem de en çetin şekilde.
O sıralarda üniversite talebesiydim. Çok arkadaşımı kaybettim. Onlara Allah'tan rahmet diliyorum ve bütün kurbanlara.
Yazınızın güne seçilmesini kutluyor, başarılarınızın devamını diliyorum.
Serhat BİNGÖL
Tespitlerinize aynen katılıyorum. Bugün toplumun önemli bir Kısmı’nın gördüğü gerçekleri bu ülkenin bir avuç yürekli aydını, siyasetçisi, bürokratı, gazetecisi vs kim varsa ağır bedeller ödeyerek canı pahasına yıllar öncesinden topluma anlatmaya çalışmıştı. O dönemler toplumun bir kısmı ‘’hayır olmaz öyle şey deyip o yürekli insanları vatan haini bile ilan etmişlerdi. Ama bugün gerçekten öyleymiş diyorlar. Demokrasi adına çok önemli bir gelişmedir ve itiraf edeyim ki biraz geçte olsa halkımızın gerçekleri görmesi ve siyasal düşünce ayırt etmeksizin ortak tavır koyması gurur verici bir durum. Gerçi yinede güçten korkan demokrasi kültürü gelişmemiş bazı insanlardan çatlak patlak seslerde çıkacaktır. Ama yinede demokrasi adına ülkemin insanıyla gurur duyuyorum.
kenan evrenin cenaze törenine katılmama kararını alan tüm siyasi partileri demokrasi adına gönülden kutluyorum.
Yorumunuza ve ilginize çok teşekkür ederim. Mücella hanım sağ olun
Saygı sevgilerimle.
DÜNLE BERABER GİTTİ CANCAĞIIM
NE KADAR SÖZ VARSA DÜNE AİT
ŞİMDİ YENİ ŞEYLER SÖYLEMEK LAZIM..
Kenan EVREN mi ?
ALLAH bildiği gibi yapsın...
Serhat BİNGÖL
Sayfama hoş geldiniz naçizane yazılarımda genellikle darbecileri eleştiren konuları kaleme aldığım için defterde ki asker kökenli dostlarım ağabeylerim pek sayfama uğramaz, uğrasalar da yorumsuz geçerler. Sanıyorum beni asker düşmanı olarak görüyorlar doğrudur. Ülkemin ve insanın canı yakan asker –sivil, siyasetçi –bürokrat, fark etmez kim olursa olsun o kişilerin düşmanıyımdır.
Elimden geldiğince gücüm yettiğince demokratik sınırlar içerisinde her fırsatta o kişilerle uğraşıp mücadele edeceğim.
Evet, yinede sizde dediğiniz gibi;
‘’DÜNLE BERABER GİTTİ CANCAĞIIM
NE KADAR SÖZ VARSA DÜNE AİT
ŞİMDİ YENİ ŞEYLER SÖYLEMEK LAZIM..
Doğrusu silahlı kuvvetlerin yüzkarası evren için düzenlenecek askeri töreni Genel Kurmayın evreni ret ederek askeri töreni iptal etmesini, çok arzu ederdim. Milletimiz ve Demokrasi adına çok ‘’şık olurdu. Ama maalesef olmadı. Demek ki orduda evrenin kafasına sahip hasta ruhlu insanlar halen var. Dolayısıyla yeni bir şeyle söylemek için henüz erken ama yinede denemeliyiz
Fakat bir şartla! Ülkemizin hiçbir köşesinde ki insanının burnu bile kanaması ve huzur içerisinde yaşaması kaydıyla aksi halde devletin demokratik kurumlarının içindeki insanlar asli görevlerinin dışına çıkar entrikaların içinde yer alırsa ve siyasete yön vermeye kalkarlarsa geçmişe dair söylenecek ne varsa yeniden söylemek zorunda kalabiliriz.
Biraz eylemsel bir söylem oldu ama darbelerin ağır bedellerini ailece ödemiş insanlar olduğumuz için temkinli yaklaşmamızda doğaldır. İdare edip hoş görün lütfen))
kenan evrenin cenaze törenine katılmama kararını alan tüm siyasi partileri demokrasi adına gönülden kutluyorum.
Yorumunuza ve ilginize çok teşekkür ederim. Bedri hocam sağ olun
Saygı sevgilerimle.
Bedri Tokul
" Asker kökenli dostlarım sayfama uğramaz, yorum yapmaz."
Bende asker kökenliyim vede uğradım. Asker olmak, fikri olmamak değildir.
Her asker kökenlinin gözlerinde a gözlüğü yoktur. Onlarında fikirleri görüşleri vardır.
"...o kişilerin düşmanıyımdır."
DÜŞMAN: (farsca) düşt; kötü içi kara, uğursuz. mân ; gönül,yürek.
DÜŞMAN: Kötü yürekli.
Bu kelimeyi cümle öyle geliştiği için kullandığına inanıyorum. Çünkü sen öyle biri değilsin.
Asker kökenlilere gelince;
Sen sanıyor musun onların dünyaları güllük gülistanlıktır? Onların katılmadığı
karşı çıktığı fikirleri yoktur?
30 yılda paşasına da, kuralına da zoraki uyduğum ama karanlıklarda ağladım. Avurtlarımı ısırdım aile efradına göstermeden kan tükürdüm.
Çünkü o meslek sayasinde evime ekmek götürüyordum.
Haksızlıklara karşı gelinmeli, hak aranmalı. Bu insanlığın başka bir tarifidir.
Haklısın. Ama öyle durumlar oluyor ki; Ahmet Arifin dediği gibi;
.........
Dört yanım puşt zulası
........
Kolların var uzatamıyorsun. Ayakların var yürüyemiyorsun. Gözlerin var görüyor fakat çaresiz yumuyorsun. Haksızlığa uğramışsın.Hakkını istiyorsun. Almaya gücün yetmiyor.
Ya benim gibi karanlıklarda ağlaıp, kan tüküreceksin yada senin gibi yüreğin kalem olacak yazacaksın.
Evet .
Bu dünyada hesaplaşılmadıysa, ancak hiç bir hesapta sorulmadık kalmıyacaksa bundan sonra yapılacak mevlananın dediği gibi,
DÜNLE BERABER GİTTİ CANCAĞIZIM
NE KADAR SÖZ VARSA DÜNE AİT
ŞİMDİ YENİ ŞEYLER SÖYLEMEK LAZIM...
Öptüm gözlerinden...
Serhat BİNGÖL
Öncelikle bende sizin o mübarek ellerinizden sevgiyle ve hürmetle öperim
Abim sizin asker emeklisi olduğunuzu yazı ve yorumlarınızdan biliyorum. Muhtemelen söylemek istediğimi doğru ifade edemedim. Peki, adına (düşmanlık) demeyelim ama her kim ya da kimler benim Dinime, Milletime ve Ülkeme (gizli ya da açık) ‘’düşmanlık’’ yaparsa gücüm yettiğince her koşulda karşı dururum. Hiç kuşkusuz sizde aynı tavrı koyarsınız. Söylemek istediğim buydu.
Asker kökenli sayfa dostlarımızın yazılarıma teveccühü ile ilgili olan bölümü ise bütün samimiyetimle söylüyorum işin latifesiydi. Hiç biriyle yüz yüze tanışmamız kısmet olmadıysa da her biri çok kıymetli sayfa dostlarım ağabeylerimdir.
Emin olun sayfa dostlarımdan hiç kimseyle daha önce paylaşmadığım bir özelimi sizinle paylaşacağım. Değerli abim; ailemde dâhil yakın akrabalarım Asker, Öğretmen ve Emniyet mensuplarından oluşur. Dolayısıyla sizi çok iyi anlıyorum. Yaşamlarınızın güllük gülistanlık olmadığını biliyorum. Ancak bizler böyle bir aile ve akraba çevresine sahipken 12 Eylül askeri darbesinde payımıza düşen acıları ailece yaşadık. Bir anne düşünün ki bir üniversitede diğeri lisede okuyan iki evladı için sırf siyasi düşüncelerinden dolayı hiç alakaları olmayan ayrı ayrı olaylarla suçlanıp şüpheli sıfatıyla içeri alınsın ve her gece sorgu adı altında şiddet gördükleri hapis yatsınlar. O anne de hapis hayatı yaşayan evlatları için hapishane hapishane dolaşıp gözyaşı döksün. İşte o anne benim annemdir. Bedri abi kaldı ki dediğim gibi bizler devlet kurumlarında görev yapan insanların olduğu bir aileyiz o kurumlarla alakaları olmayan o zor şartlardaki insanları düşünmek bile istemem.
İnsanlar bu türden acıları yaşamışken ‘’sizi tenzih ediyorum’’ bir kesim de hâllen toplumu sopayla adam etmekten bahsediyorsa ister istemez sizin söylediğiniz Mevlana’ya ait o sözde olduğu gibi yeni şeyler söylemek gerekse de bazı şeyler dünde kalmıyor.
Kısmet olursa bir araya geldiğimizde karşılıklı kahvelerimizi içer detaylarını konuşuruz yalnız bu konuları da değil kutsal topraklarda ki anılarımızı da konuşuruz.
Saygı sevgilerimle
Bedri Tokul
Anlıyorum.Ateş düştüğü yeri yakıyor.
Nasip olursa görüşürüz.
Kâh güleriz,kân ağlarız...
Yüreklerimizi ortaya koyar coşkun sular gibi çağlarız...
HOŞCA KAL,SEVGİYLE KAL...
Bu konuda okuduğumuz yazı sayısını tutmadık, ama her zaman benim gördüğüm bir ihmal, şimdi yapacağım yorumun eksenini oluşturuyor...
Anarşi deyip geçtiğimiz olgunun ekonomiyle olan ilgisini göz önüne koyarak düşündüğümüzde, uluslararası pazarla iç-pazarın ilişkisi bakımından, yani kendi üretim gücümüzün rekabet edebilir bir nicelik ve nitelik kazanması için, istikrar (stabilizasyon) zorunluluğunun belirleyiciliğinin gerçeğinin damga vurduğunu görüyorum olaylara...
Evet, anarşi iç-pazarı terörize etmiş, üretici güçleri strese sürüklemiş, toplumsal mutabakatı dayatan kalkınma hamleleri için gerekli ortam kalmamıştı... Siyaset bu durum karşısında aciz kalmış, hatta iflas etmişti... Ekonomideki daralma hayatın her alanında görülüyordu...
Şimdi şu soru kaçınılmaz oluyor: Daha ne olacaktı ki?...
Türk milletinin en güvendiği kuvvet Askeriye'nin olup bitenlere seyirci kalmamasının gerekçesi, bütün açılardan olgunlaşmıştı...
E tabii kaplanın sırtına binen istediği zaman inemez!...
Demek ki, iyice terörize olmuş bir sosyolojiyi yatıştırmak için 'farklı bir terör' uygulanmalıydı...
Elbette "o kadar da değil!" dememek için vicdansız olmak lazım...
Keşke idamlar ve işkenceler olmasaydı!...
Kenan Evren mi?...
O zaman bir daha hatırlatalım: Kaplanın sırtına binen istediği zaman inemez...
Bugüne ve yarına en büyük ışığı tutan bu durumu en başta ekonomik açıdan hep göz önünde bulundurduğumuzda, toplumsal mutabakatın, onu bozmaya çalışanlar ile onu sürdürmeye çalışanların tarihte nasıl yer alacaklarını tahmin etmek güç olmasa gerek...
Değerli arkadaşım, ben böyle yorumladım ...
Güzel yazınız için şahsen çok teşekkür ederim...
Selam ve saygılarımla.
Serhat BİNGÖL
Yorumunuzda ki tespitlere katılıyorum. Hani klasik bir cümledir hep söylenir ya ‘’Dış güçler ülkemizin kalkınmasını istemiyorlar.
İşte 12 Eylül darbesi ve onun öncesindeki darbelerin siyasi ve ekonomik manada ki hareket noktası Siyonist ve emperyalist yapıların kapitalist çıkarları doğrultusunda oluşturulmuş dış güçlerin planlı organizasyonlarıdır. Dolayısıyla o darbelerin öncesi ve sonrası kurgulanmış ve belli bir sistem doğrultusunda organize edilmiş olayların birçoğu Siyonist yapıların ve onların ülke içinde ki kurumlarının içine nüfuz etmiş işbirlikçileri tarafından gerçekleştirilmiştir.
Evet bütün bu işleri Sizinde yorumunuz da örneklediğiniz o kaplanın sırtına binerek yapmışlardır. Ne zaman o kaplan bu yapıları sırtından atmıştır. İşte o zaman hep sırtına binip yere göğe sığdıramadıkları sıradan ve masum halkı parçalattıkları kaplan o yapıların gözünde olmuştur ‘’kartondan kaplan mesele budur.
Yoksa Kenan evren falan bunlar kişilik sorunları olan emir kulu zavallı kişilerdir. Gerçek manada kaplan olabilmeleri için adil, vicdanlı ve öncelikle demokrasi kültürü gelişmiş ‘’insan’’ olmaları gerekir.
kenan evrenin cenaze törenine katılmama kararını alan tüm siyasi partileri demokrasi adına gönülden kutluyorum.
Yorumunuza ve ilginize çok teşekkür ederim Yekta hocam sağ olun.
Saygı sevgilerimle.
Korkuiarın içinden çıkan korkak bir adam, korkarak öldü ! Onunla birlikte o dönem ölmese de,ölenlerin karşıladığı sıfatsız kişi , hesabını aldıklarına hesap verecek...
Yanacağı ateşe bir odunda ben atmak isterim. Külleri kara bir tarih yazdı.O tarih umarım ardından beyaz bir sayfa açar.
saygılar,sevgiler
Serhat BİNGÖL
Kıymetli dostum
Yaratana iman eden herkes bilir ki yüce ‘’ALLAH (c c) adaleti şaşmaz bir hassasiyete sahiptir ve mutlaka hak ettiği cezayı ahret hayatında görecektir. Ama bizlere de bu hayat’ta düşen görevlerde vardır. Oda ülkemizi yönetecek ve devletin kurumlarında görev yapacak insanları, doğru seçmektir. Demokrasi kültürü gelişmiş, bilgili sizinde sıkça dediğiniz gibi ‘’vicdanlı, milletini ve ülkesini gerçek manada seven insanları getirip görevlendirmeliyiz.
Aksi takdirde kenan evren gibi kişilik sorunları olan hasta ruhlu kişilerin insanlık dışı uygulamalarıyla karşılaşıp muhatap kalabiliriz.
kenan evrenin cenaze törenine katılmama kararı alan tüm siyasi partileri demokrasi adına gönülden kutluyorum.
Yorumunuza ve ilginize çok teşekkür ederim Can hocam sağ olun.
Saygı sevgilerimle.
CaNMaYBuLL
Bir toplum kendi devrimini yapmadığı sürece bu asla değişmeyecek. Biliyorsundur Evrenin anayasası %98 oyla kabul edildi..Soruyorum hangi demokrasi ?
Serhat BİNGÖL
Bu nedenle o %98 lik oy olağan üstü şartların bir sonucudur onu bir kıstas olarak kabul edemeyiz. Ona bakacak olursak örneğin daha düne kadar sivil ve özgürlükçü yeni bir anayasayla mı yönetilelim? Yoksa yasaklarla dolu askeri anayasayla mı yönetilelim? diye dünyanın şaşkın bakışları altında referandum yapıp sandığa gidip oy kullanmış bir halkız.
Dolayısıyla özgüven duygumuzun gelişmesi için biraz daha zamana ihtiyaç var. Zaman içerisinde bizim halkımızda on yılların korkularını üzerinden atacak vicdanı hür aklı hür bir millet olarak gelişmiş medeni ülkeler arasın hak ettiği uygarlık seviyesine ulaşacaktır. Emin olun hocam Türk halkında bu potansiyel var.
Ha bu arda halkımıza sivil ve özgürlükçü bir Anayasayı layık görmeyen siyasetçilerde günü geldiğinde demokratik yollardan halkımızdan gereken cevabı alacaktır. Şunu iyi bilsinler ki halkımızın kozmik kayıtları zihninin çok derinlerindedir. Kendisine yapılan iyiliği de kötülüğü de asla unutmaz.
Sevgilerimle.
Ne demeli?
Bu da tecrübe oldu bizlere.
Epeyce bir acı çekmemize, ekonomik çöküntülere yuvarlanmamıza rağmen.
İyi ki Özal çıktı geldi bir yerlerden.
Bir de Turgut Sunalp seçilse idi, yadı babam keten helva olacaktık.
Anayasaya %95 evet dedi millet ama,
ilk fırsatta da tokadı indirdi.
İşini bilir benim insanım.
Günün anlamına uygun güzel bir yazı idi.
Serhat BİNGÖL
Silahlı kuvvetler kenan evren ve onun darbeci arkadaşlarından ibaret değil. Sosyal hayatımdan tanıdığım 12 Eylül askeri darbesi sonrasında yapılan insanlık dışı uygulamaları tasvip etmeyen yaşanmışlıklarda ötürü üzgün olan hatta mahcubiyet duyan milletini seven demokrasi kültürünü geliştirmiş her rütbeden birçok emekli asker var.
Sonuçta; bu insanlarda bizim insanımız. Kimimizin amcası, kimimizin dayısı vs bizlerin akrabaları veya dostları dolayısıyla yaşananlardan ötürü üzgün olmaları bir erdem olmasının ötesinde doğal ve insani bir şey ama kenan evren nezdinde iş değişiyor.Çünkü adam bırakın Türk halkından özür dilemeyi halen aynı kafada. Bir daha o günlere dönsek yine aynı şeyleri yaparım diyor. ‘’Onayladığınız idam kararları adil ve hukuki değildi, diyen gazetecilere biz adil davrandık bir sağdan bir soldan astık hiç elim titremedi diyordu.
Kısacası adam psikolojik sorunları olan tam bir ruh hastası, normalinde kliniğe yatırılacak adama ülkenin kaderi teslim edilmiş.
Doğrusu silahlı kuvvetlerin yüzkarası evren için düzenlenecek askeri töreni Genel Kurmayın evreni ret ederek askeri töreni iptal etmesi, Millet ve Demokrasi adına çok ‘’şık olurdu. Ama maalesef olmadı. Demek ki orduda evrenin kafasına sahip hasta ruhlu insanlar halen var.
Kenan evrenin cenaze törenine katılmama kararı alan tüm siyasi partileri demokrasi adına gönülden kutluyorum.
Yorumunuza ve ilginize çok teşekkür ederim hocam sağ olun.
Saygı sevgilerimle.