ŞEF KAMİL OĞUZ MANGIRCIKOĞLU İDARESİNDE TiRiT - İZMİR HALK MÜZİĞİ KOROSU

• 10 Mayıs 2015 Pazar 11:38:49

Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.

Evlendim evleneli bana ‘’ Hanım köylü’’ demeye başladı. Bu gün de torun Elif Nur’dan biraz fırsat bulup ‘’Kim var kim yok, bakalım millet neler paylaşmış’’ diye face booka girince birden pat diye çıktı karşıma. Artık kimden öğrenmişse görüntülü konuşuyor hem de.

Kim mi? Yahu kim olacak elbette Nurhayat Ablam.

-Huuuu. Hanımköylü tosbik. Oralarda mısın?
-Buradayım abla. Buradayım.
-Mendebur şey. Torun torba sahibi olmuş hâla bana abla diyor. Ne var ne yok nasılsın?
-Çok şükür. Sen nasılsın. Benim yokluğumda neler yapıyorsun bakayım?
-Biliyor musun. Sen gittikten sonra biz, bizim kızlarla birlikte karar verdik..
-Bizim kızlar derken? Şu ahret kaçkını ahretliklerinden mi bahsediyorsun?
-Ya biliyorsun işte. Bizim Havva Deniz ve bir de Şenay’la.
-İnşallah İzmir’in Konak Meydanına Nükleer Santral kurmaya karar vermemişsinizdir.
-Yok be yahu. Nereden çıkarırsın böyle acayip fikirleri.
-Oh ya Rabbi şükür. Eeee neye karar verdiniz?
-Birlikte bir Türk Halk Müziği korosuna katılmaya karar verdik.
-Eyvah eyvah…Keşke Konak meydanına nükleer santral kursaydınız. Daha az tehlikeli olurdu.
-Samiiii… Evlendim diye kurtuldum sanma. Kırarım o koca kafanı.
-Öteki bunakları da…Pardon yani ahretliklerini de sen ikna etmişsindir garanti.
-Bak onlar da yanımdalar.

Aman Allah’ım gerçekten de Şenay Teyzem ve Havva Deniz Teyze de oradaydı. Bir an için onlardan bahsederken ‘’ Bunak’’ dediğim için baya korktum ama sonra baktım ki ikisi de beni duymamışlardı. Hem Nurhayat Ablamın kahve ile birlikte önlerine koyduğu bir kutu lokuma öylesine dalmışlardı ki beni duyacak halleri yoktu. Öte taraftan protez dişlerine yapışan lokumlar sebebiyle zaten oldukça sıkıntıdaydılar.

Her ikisi de sevgiyle el salladılar bana

Ben merakla sordum Nurhayat Ablama.

-Ablacığım koroya katılma fikri güzel de şefiniz kim? Tanınmış biri mi?

-Aaa elbette tanınmış biri. Kendisi Dâr-ül Elhandan

Şenay Teyzem atıldı.

-Dâr-ül Elhandan degil ay balam. Dâr-ül Bedâyiden.

Havva Teyze öfkeyle çıkıştı ikisine de.

-Ayol ne Dâr-ül Elhanı ne Dâr-ül Bedâyisi. Daha eski… Mızıka-i Hümayûndan muhterem hocamız. Yahu bilirsin oğlu da musikişinas. Meşhur Patrona Halil’in babası bizim hocamız.

Nurhayat Ablam nihayet hatırladı:

-Tamamm hatırladım: Kamil Oğuz Mangırcıkoğlu.

Gayrı ihtiyari ‘’Eyvahhh’’ diye bir çığlık atmışım.

Nurhayat Ablam merakla sordu:

-Neden eyvah dedin?
-Yahu Abla Kamil’i tanırım. İyi müzisyendir. Hocalığı da iyidir lakin az nasıl desem…

Havva teyzem merakla sordu?

-Ne? Nasıl desem de ne?
-Ya teyzeciğim Kamil Oğuz az sapıktır.

Şenay Teyzem de lafa girdi?

-Yoh ay balam.Bayagı da efendi bir heriftir. Degil mi gızlar?

Cevap verdim:
_Yahu tamam efendi olmasına efendidir ama bu yine de sapık olmasını engellemiyor maalesef. Mesela sizlere neler öğretti şimdiye kadar?

Havva Teyzem cevap verdi:
-Solfej öğredir beaaa.

-Bak. Ben demedim mi? Hırlı bir adam olsa solfej öğreteceğine sağfej öğretir.

Nurhayat Ablam:
-Ayol sağfej de mi var?

Ben:
-Olmaz mı abla. Sağfej de var elbette ama bu Kamil gibiler hep solcu oldukları için öğretmezler sağfeji.

Şenay teyzem de söze girdi:
-Nato da ögredip ay balam. Cızgıların üzerine yumurtaları diziyriz. Çoh zevkli.

Nurhayat Ablam bastı kahkahayı.

-Allah canını almasın e mi? Her fırsatta ‘’Natoya Hayır’’ diyen adam insana Nato mu öğretir ayol. Nota öğretiyor tabii ki Sami’ciğim.

Havva teyzem yine konuştu:

-Te be bize daaa şimdıden üj bej kanto bile ögretti. Ben saanede kanto söyleyecegim.

Havva Teyzem ve kanto? Kadın doksanına merdiven dayamış. O bacaklarla kanto yapacak. Bu Kamil çıldırmış olmalı. Hem Türk Halk Müziği korosunda kantonun işi ne? Merakla sordum:

-Yahu türkü öğrenmediniz mi?

Şenay teyzem atıldı:

-Örgenmezmiyiz ay balam? Mesela mene bir Azeri Türkü örgedipti.

-Hangi türküymüş o bakayım?
-Al basmadan donu var. Ama yavrum yalelel lel…

‘’Allah’ım Allah’ım. Azeri Türküye gel. Bu her şeyden önce bir Ege Türküsü. Ayrıca onca türkü içinde bula bula bunu mu bulmuş’’ demeye hazırlanıyordum ki Havva Teyze de kendisine öğretilen türküleri söylemeye başladı.

-A be ben de put böri yapacakmışım. Önce ‘’Orozumu kaçırdılar, sonra ‘’Dam üstünde un eler, tombul tombul memeler’’ ve en son olarak da bir Urumeli türküsü: ‘’Ar gelir Usmanıma ar gelir, Safiye’ye yatak dar gelir’’

Artık Kamil’in sapıklıkta zirveye ulaştığını düşünmeye başlamıştım ki yanıldığımı Nurhayat Ablam Türküsünü söylemeye başlayınca anladım.

-Dinle bak. Benim türküm hepsinden daha güzel.

‘’Ayşem gider oduna
Balta değer buduna
Ayşem Ayşem aş da gel
Ormanı dolaş da gel

Hop ninnayı ninnayı da gel oynayı oynayı

Ayşem gider çıraya.
Millet girmiş sıraya.

Ayşem Ayşem aş gibi.
Kalçaları taş gibi

Hop ninnayı ninnayı da gel oynayı oynayı

Yahu şimdi bu karga sesi dinlediğine mi yanarsın yoksa canım Orta Anadolu Türküsünün (Aksaray ) Kamil’in elinde ne hallere geldiğine mi yanarsın?

-Ablacığım. Bu sizin koronun bir adı var değil mi?
-Olmaz mı? Elbette var. TRT İzmir Radyosu Türk Halk Müziği Korosu. Face Bokkta sayfası bile var. Hakket sen beğensene bizim sayfayı. Ben sana linkini gönderiyorum.

Az sonra sayfanın linki geldi. Tıkladım ki ne görsem iyi? Koronun adı : TiRiT – İzmir Türk Halk Müziği Korosu…Sayfaya bir baktım kadınlı erkekli ne kadar tirit varsa toplamış bizim Kamil. Bizim teyzeler de tabii ki o gözlerle bunu TRT diye okumuşlar.

Teyzelerden izin isteyip hemen Kamil’i aradım.

-Selam Kamil…Yahu sen n’aapmışsın öyle?
-Naapmışım hocam?
-Yahu bizim teyzeleri doldurmuşsun bir koroya.
-Haa o mu? Yeni bir konsept yakaladık hocam.
-Yahu ‘’Ayşem Ayşem aş gibi, kalçaları taş gibi’’ diye türkü mü olur?
-Hocam..Dedim ya bu tamamen yeni bir konsept.
-Başlarım senin konseptine. Asırlık ninelere öyle türkü söyletilir mi?
-Heh heh heeee. Ama kabul et hocam. Bayağı zevkli.
-Yav tamam zevkli olmasına zevkli de kırışıklıkları buharlı pres ütüyle bile çözülemeyecek olan bu yaşlı başlı kadınlara yok yatak dar gelir, yok efendim al basmadan donu var, yok kalçaları taş gibi, tombul tombul memeler???? Bari genç elemanlar bulsaydın.
-Keh kehh kehhhh..İşin zevki orada zaten hocam. Hem ne demiş ulu Konfiçyus: ‘’ Sanat sanat içindir. Sanat toplum içindir. Sen toplumu bilmezsin. Bu feryadın niçindir?
-Ne bu şimdi?
-Vecize. Yani özdeyiş.
-Konfiçyus’un olduğuna emin misin?
-Hocam ne fark eder? Ha Konfiçyus ha Pitagoras. Neticede dünyanın neresine gidersen git bir üçgenin iç açıları toplamı 180 derecedir.
-Ne alaka?
-Öylesine…Birden aklıma geldi.
-Yav ooolumm. Allahtan korkmuyorsun, Nurten Yengeden de mi korkmuyorsun? Duyarsa seni çarpanlarına ayırmaz mı o zavallı kadınlara yaptığın eziyet yüzünden?
-Sen demezsen nerden bilecek? Bana bak. Sakın ağzını açayım deme. Şu ahir ömrümde bulmuşum bir eğlence beni ondan mahrum etme.
-Bi de TiRiT Korosu demişsin koronun adına?
-Keh kehhh kehhhhh…En çok da orası komik zaten. Bizim tiritler TRT korosu diye bir havalara giriyorlar, bir polimler yapıyorlar seyret seyret gül. Gül gül seyret.
-Allah cezayı veracah.
-Aman be hocaaam. Vermiş zaten Tayyip’i yaratmakla. Daha ne kadar ceza verebilr ki?
-Halt etmişsin sen. Keçi sakallı kominist n’oolacak? Nurten yengeye selamlar ve hürmetler
-Hürmetler kedi bıyıklı faşist. Yenge hanıma, Elif Nur ve Yunus’a çok çok selamlar.

Yahu güya fırça atacaktım. Herifte şeytan tüyü mü var ne? Ne zaman kızsam ona, bir kaç dakikada hamamda tellak kesesinden geçmiş misal pamuk gibi yumuşatıyor. Allah bizim teyzelerin yardımcısı olsun.

Tekrar Nurhayat Ablamla görüşmek için görüntülü arama butonunu tıkladım.Önce Şenay teyzem başladı bir türküye. Tabii ki bizim Kamil’in öğrettiği versiyonu ile söylüyor:

Sizde de elek, bizde de elek
Yengeye gelek, kalksın oynasın

Sizde de tandır, bizde de tandır.
Yengeyi kandır kalksın oynasın

Sizde de ütü, bizde de ütü
Yengenin g.tü kalksın oynasın.

Sonra Havva Teyze başladı:

Aaydar Paşa garında Kadriyem. Aaydar Paşa Garında.
Bir öpücük vermedin çıban çıksın alnında. Kadriye’me ben yandım.

Kocakarı kız gibi Kadriye’m. Kocakarı kız gibi…
İki ton kömür yaktım, el ayağı buz gibi. Kadriyeme ben yandımmm.

İkisi türkülerini söyledikten sonra Havva teyzem bir anons yaptı:

-Te be degerlı seyırcılar. İndi de uzurlarınızda korumuzun as solisti Nurhayat Meftaaaa…

Ben Nurhayat Ablamı beklerken odaya irice bir kedi girmesin mi? Bu iri kedi aynen Nurhayat Ablamın sesi ile şu türküyü okumasın mı

Tandıra koydum paçayı
Üstüne örttüm keçeyi
Yedi bir güveç paçayı
Ev yıkanın kedisi

Gözlerim fal taşı gibi açılmış vaziyette türküyü dinledikten sonra sordum:

-Bu neydi şimdi?

Kedi. Yani Nurhayat Ablam cevap verdi.

-Hocamız dedi ki: ‘’ Bir türkü okuduğunuz zaman o türkünün ruhunu yakalamalısınız. O türküde geçen bir karakter varsa onunla kendinizi özdeşleştirmelisiniz.

-Sen de kediyle özdeşleştirdin kendini yani?
-Evet.
-Abla…Fazla abartmadın mı sence de?
-Hadi ordan be. Sen sanattan, hele hele de müzikten ne anlarsın. Türk Halk müziği böyle teganni edilir.
-Ablacığım Türk Halk Müziği teganni edilmez. Okunur, söylenir, çalınır, çığrılır ama teganni edilmez. Türk Sanat müziği teganni edilir.
-Amaaannn. Neyse ne? Nasıl buldun koromuzu*
Dışımdan ‘’ Harika’’ derken içimden bir kez daha ‘’Allah cezayı verecah’’ diyordum Kamil’e

Konser ne zaman mı? Sanırım Ramazan Bayramına. Aman Allah’ım. Düşüncesi bile ürpertiyor.

Not: Bu yazıdaki kişilerin gerçek kişilerle ilgisi em vardır, em yoktur. Türkülerde geçen isimlerin ise gerçek hayattaki kişilerle uzak yakın hiç bir ilgisi yoktur.

Resimler:
1. Resimde soldan sağa: Şenay Teyzem, Havva Deniz Teyzem, Nurhayat Ablam. Kamil’e öneri götürdüm. Koronun adını ‘’Ahretlikler Korosu’’ olarak değiştirecekmiş.
2- Nurhayat Ablam bir Erzurum Türküsü olan ‘’Tandıra koydum paçayı’’ Türküsünü okurken. Tam trans vaziyeti
3- Ünlü şef Kamil Oğuz Mangırcıkoğlu