- 1218 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
GURBETE DÜŞEN YOLCU / YORGUN MU YORGUN !
Gurbet neresidir ki? Yoksa kilometrelerde midir gurbetin tanımı. Sevdiklerinden uzaklarda olmak mı, yoksa onların gönüllerinde olamamanda mı gurbet?
Neresi burası; yalnızlığın şehrimi, etrafın insanlarla dolu olduğunda bile kendini ıssız hissettiğin yer mi?
Gurbet; doğduğun toprağın, havasının suyunun taşının toprağının, aşının ekmeğinin kokusunda saklıdır. Özlersin bunları, bülbülün altın kafeste bile olsa mana bulmadığı yerdir gurbet.
Gurbet gönülden sürgün olmak mıydı yoksa?
Sevdiklerinin özlemi, siması aklına geldiğinde yüreğinden kopan fırtına, yine bir kokunun özlemi hatırlattığı lokmaların boğazına düğüm olan suyu bile üç kere yutkunduktan sonra anca yutabildiğin, yer yarılsaydı da içine girseydim dediğin acıyla unutma hamlesi yaptığın gurbet.
Gönüllerde isen gurbet anlamını yitirir.
Gurbette küçük bir yürek. Acıyı öğrenmişti uzaklıklardan, neye yakın olmak istediyse ona uzak kalarak.
Ardın saklanacağın ne sevecen bir yüreğin kalmış, ne de ağlaya bileceğin bir omuz, kimsenin görmesini istemediğin bakire yaşlarının saklarsın kirpiklerini kapatarak, ey gurbet ya ben fazlayım ya da sen bana az. Hangimiz kazanacağız bu kovalamacayı, sen mi beni kovalıyordun yoksa ben mi seni.
Ah be hüzün sen benimle mi doğmuştun da gölgem gibisin ardımda, bu öğrenilmesi en gereksiz Vefa’yı da kim öğretti soruyorum sana?
En çokta sevgiliye, bir demet huzur bulabilmek için sunmuştu da alamadığından yenik düşmüştü. Diline bir ama gelmişti de geri yutkunmuştu, çaresizliğini dile nasıl getirsin ki? Kimse kendisi gibi dost olamazdı ki ona. Gurbet gönüllerden uzak kalmaktı, en yorucusuydu uzaklıkların.
Düşmüştü bir kere gurbete, kırgınlıkları mesafeleri uzatmıştı, ücreti yoktu bu hasretin ödesin de geri alsındı. Kayıplara karışmıştı umutları bile.
Sevgiliye hasretti gurbet, gurbet aileden uzak kalmak mı sadece Âdem’in babası değildi yolculuğunda uğurlayan, gurbet Âdemden miras kalmıştı ta ki doğacak çocuklarına kadar, baba-ata uzaklığı veya yokluğu muydu gurbetin adı. Yoo bu da değildi, peki neydi bu acıyı hissettiren. Gurbetin öteki adını acı koydum, acıyla demlenen gönüllerde hasreti harman “ol sun” diye.
Kalan mı gurbette, giden mi hasrette, hüzün yüklenmiş gönüllerde.
Gurbete sürgün olan beden mi yoksa yürek miydi?
Eğer ikisi de ise; iki kere sürgündü yürek için beden kafesinde ve dahi tüm âlem içinde.
İster kal ister yaşa, gurbetteyiz ya; yaşayamadığımızdan ölüyor, ölemediğimizden yaşıyoruz...
Zehra Asuman
23. 07. 2012
YORUMLAR
Kalan mı gurbette, giden mi hasrette, hüzün yüklenmiş gönüllerde.
Gurbete sürgün olan beden mi yoksa yürek miydi?
Eğer ikisi de ise; iki kere sürgündü yürek için beden kafesinde ve dahi tüm âlem içinde.
İster kal ister yaşa, gurbetteyiz ya; yaşayamadığımızdan ölüyor, ölemediğimizden yaşıyoruz..
zehra hanım güzel yazınızı kutlarım
yüreğiniz daim olsun
saygılar...
Kalan mı gurbette, giden mi hasrette, hüzün yüklenmiş gönüllerde.
Gurbete sürgün olan beden mi yoksa yürek miydi?
Eğer ikisi de ise; iki kere sürgündü yürek için beden kafesinde ve dahi tüm âlem içinde.
İster kal ister yaşa, gurbetteyiz ya; yaşayamadığımızdan ölüyor, ölemediğimizden yaşıyoruz..
zehra hanım güzel yazınızı kutlarım
yüreğiniz daim olsun
saygılar...
"...İki insanın birbirini sevmesi ruhlarının zirveye ulaşmasına benzer. O doruklara ancak birbirini amaçsız ve çıkarsız olarak seven yürekler ulaşabilirdi. İki beden anafora yakalandığında biri diğerinin içerisindedir en samimi ve doğal bir biçimde, ama hep yalnızdırlar natürel gerçeklikte...
Tedrici ölümün çeşitleri vardır. Sadece mekânsal belirsizlikler yaşanan günahsızlıklardan azat olurlar. Yaptıklarıyla daima kazanır ve kazandırırlar. Ani ölümleri insanlar hep zamansız olarak nitelendirmişlerdir. Lakin bazen emri-hak, alıştıra alıştıra gelir..." sY. (Zamansız Zamansızlıklar)
Zordur bu gurbet işleri.
Yorar adamı, uzandırır, yaşlandırır.
Ama,
usuldan usula da olgunlaştırır hani.
Bir şeylerin, birilerinin değerini daha iyi kavrarsın.
Bulutların yükseklerindeki aklını yere indirir,
eteklerini suya değdirir.
Hayatımızın realitesi gurbet.
Sonu vuslat olursa,
güzeldir hasretleri yaşamak da...
Yeter ki,
sonunda kavuşma olsun ayrılıkların...