karnından sıpayı belinden sopayı
Kadını bukadar kızdıran eşinden nefret ettiren şey neydi kimbilir.Bizimevdede babamla annem arasında sürekli huzursuzluklar olur.Kavgalar olur.Bu evliliğin boşanmma olmadan devam etmesi annemin baba evinde almış olduğu çok katı bir itaat eğitimininden dolayı diye düşünüyorum.Annemler on kardeşler,en büyükleride annnem.Çocukyaşta küçük kardeşlerine birnevi annelik etmiş.Onları sırtında taşımış ekin biçmeye giderken de çeşmeden su almaya giderkende.Baba ile anne tartıştıklarında kaçıp hayvanların yanına ahıra giderlermiş kavga bitene kadar.Sonra genç yaşta evlendirilmiş.Kısa bir süre evli kalmış anlaşamamışlar ve arılmış.Ardından ikinci evliliğini babamla yapmış.Tabi görücü usulü.O ne-denlede ne pahasına olursa olsun bu evliliği devam ettirmesi gerektiğini düşünmüş.Bizim toplumsal değerlerimiz hertürlü olumsuzluklarda kadını sorumlu tutup onu yasa karşısında olandan çok toplum cezalandırmış ve aşağılamıştır.Evde yiyecekmi yok sorumlu kadın,evlendikten sonra çocukmu olmadı sorumlusu kadır.Evde huzurmu yok sorumlusu kadın.Babamla dini bayramlarda camiye gittiğimizde hoca vaaz ederken öyle güzel sözler söylüyorduki anneler hakkında,cennet annelerin ayağının altında,onlara iyi davranın of bile demeyin falan orda cemaat hep bir ağızdan ikrar eder edilen duayada amin derler ama iş eve gelince değişiyor annenin ayağının altında cennet yerine falaka var,saygı yerine sövgü var,birde güzel sözüm ona ata sözü uydurmuşlar”kadının karnından sıpayı sırtından sopayı eksik etmeyeceksin diye,yanımdaki kadında bu tam anlamıyla uygulanmışmıdır bilmem karnından sıpa eksik edilmemiş ama sopaiçin birşey diyemem.Trene bindiğimizde kızdığım bu kadını annemin yerine koydum acımaya başladım.Gardan hereket edeli ne kadan zaman geçmişti bilmiyorum.Tren Meyve bahçelerinden kurtulmuş bu kezde ucu bucağı görünmeyen pamuk ve ekin tarlalarının içinde kara dumanlarını saçarak ilerliyor.Sanki o kötü koku azalmış trende herşey yoluna girmiş gibi geldi.Taaki tren Pozantı denilen istasyonda durana kadar.İstasyonda bulunan insanlar trene binmenin telaşında yolun sonuna gelenlerde inmenin telaşında.üç çocuklu kadın küçüğü büyük oğlanın kucağına verdi kendi de birkaç parça eşyasını aldı.Diğer oğlanın kolundan tutup hadi geldik iniyoruz ,kompartımanın kapısından çıkarken hayırlı yolculuklar ağam kusura kalma senide rahatsız ettik dedi.Ne diyeceğimi bilemedim,çünkü hiç beklemediğim birşeydi,ancak mırıldanır biçimde yooo önemli değil ……..Bir kez daha kadın nezaketini göstermiş çocuklarının çocukça davranışından kendini sorumlu tutarak hiç tanımadığı birinden özür dilemişti.Trenden önde büyük çocuk kucağında kardeşi ardından bir elinde çantası torbası ve küçük çuğu ile birlikte indiler binerken kimse elsallamamış inincede kimse karşılamaıştı.Peronda buluna bir direğin dibinde durdu eşyaları yere bıraktı.Eliyle yakıcı güneşten yüzünü perdeleyerek çevresine ümitsizce bakındı.Sonra yeniden eşyaları yerden aldı,küçüğün elinden tutup çıkış merdivanlarine doğru yönel-di.Merdivenlerden iniceye kadar arkalarından baktım.Ne garip bir anda kendi ailemden ayrılıyormuşum gibi geldi bana.Onlar yeni hayatlarına doğru giderken kompartımanında yeni yolcuları geliyor ve yerlerini bulmak için numaraları arıyorlardı.Yanımda boşalan yere ütülü pantolonu.beyaz kolalı gömleği,ve bir kolunun üzerine özenle katlayıp yerleştirdiği ceketi ve bir tahta valizle biri geldi.Elindeki valizi üstte bulunan bağaj yerine koyduktan sonra oturdu.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.