- 1907 Okunma
- 6 Yorum
- 3 Beğeni
“Ötenazi” Ölmek Mi? Yaşamak Mı?
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Elimde bulunan engellilerle ilgili yerli ve yabancı toplam 470 tane kadar sinema filmi arşivimden zaman buldukça izlemeye çalışırım.
En son izlediğim filmler arasında, “İçimdeki Deniz”, “Hayatımın Kararı” ve “Guzaarish” adlı filmler bulunuyor.
Bu üç filmin ortak noktası engellilerle ilgili olduğu kadar ele alındığı konularda ortaktı. Ortak olan konuları “Ötenazi” hakkındaydı. Önce filmler hakkında kısaca bilgi vermek istiyorum.
Yönetmenliğini Alejandro Amenábar’ın yaptığı başrollerinde Javier Bardem, Belén Rueda, Lola Duenas, Clara Segura, Celso Bugallo’nun oynadığı İspanya yapımı “İçimdeki Deniz” adlı filmde “Ramon Sampedro, denize ve yüzmeye tutkuyla bağlı genç bir adamken geçirdiği bir kaza sonucu yıllardır boyundan aşağısı felçli olarak yatağa mahkûm bir yaşam sürdürmektedir. Bu şekilde yaşamın bir işkence olduğunu düşündüğünden ötanazi istemektedir. Ona göre ölmek, bu durumdaki biri için yeniden özgür olmanın tek yoludur. Oysa ülkesinin yasaları ötanaziye karşıdır. Sampedro’ya âşık olan Rosa, sevdiği adama istediği özgürlüğü verecektir.”
Yönetmenliğinin Nic Balthazar’ın yaptığı başrollerinde Koen De Graeve, Geert Van Rampelberg, Lotte Pinoy, Michel Van Dousselaere, Viviane De Muynck, Iwein Segers’in oynadığı Belçika yapımı “Hayatımın Kararı” adlı filmde Mario, Thomas, Lynn ve Roger ilk gençlik yıllarından itibaren nereyse tüm yaşamlarını beraber geçirmiş olan 4 sıkı arkadaştır. Dostluklarını yeryüzündeki hiçbir şey bozamaz gibi görünürken Mario’ya hayatını adım adım güçleştiren ve zehir eden MS hastalığı teşhisi konulur. Başta dostları hayata tutunması için her şeyi yaparlar ama Mario için yaşamak her geçen gün işkenceye dönüşür. Politikada emin adımlarla yürüyen Mario, Belçika’da hastaların kendi rızalarıyla ötenazi hakkını yasal olarak elde etmesi için zorlu bir mücadeleye girişir.
Yönetmenliğini Sanjay Leela Bhansali’nin yaptığı başrollerinde Aishwarya Rai Bachchan, Hrithik Roshan, Aditya Roy Kapoor, Shernaz Patel, Nafisa Ali’nin oynadığı Hindistan yapımı “Guzaarish” adlı filmde “Dünya’ca ünlü sihirbaz Ethan Mascarenhas, gösteri sırasında geçirdiği bir kaza sonucunda felç olur. Makinelere bağlı bir şekilde yaşamaktadır ve hemşiresi Sofya onun her şeyidir. Ancak Aradan 14 yıl geçmiş ve artık tüm uzuvları ve organları çalışamaz hale gelmiştir. Acılarının artması sonucunda yaşama isteği kalmayan sihirbaz mahkemeye başvurarak ötenazi hakkını kullanmak istemiştir. Ama bir sorun vardır ve Hindistan yasalarına göre ötenazi uygulanması mümkün değildir.”
Ötenaziyle ilgili bu filmler dışında da mutlaka izleyemediğim başka filmlerde vardır. Filmleri izlerken duygulanmadım desem yalan söylemiş olurum. Çünkü ele alındığı konu çok hassas olduğundan izlerken duygulanmamak ve üzülmemek elde değildi. Sizlerinde bu filmleri izlemenizi tavsiye ediyorum.
Ötenazi’nin tanımına gelince; “Ötenazi” Ölmek mi? Yaşamak mı? Yunanca bir kelime olan ötenazi iyi (eu) ile ölmek (thanasios) kelimelerinden oluşuyor.
Türkçe karşılığı “güzel ölüm” olan ötenazi tıp literatüründe “hekimler tarafından belirlenebilecek derecede ümitsiz hasta ya da yaralı durumdaki kişinin, daha fazla acı çekmesini önlemek için ölmesini sağlamaya yönelik yapılan her türlü faaliyet” olarak açıklanıyor.
Ötenazinin farklı tipleri farklı yasal uygulamalara tabiidir. Pasif ötenazi genelde birçok ülkede, farklı koşullar altında yasalken, aktif ötenazi çoğu ülkede yasaktır. Genellikle ötenazi başlığı altında tartışılan hekim destekli intihar (physician assisted suicide) genel olarak yasadışı olmakla birlikte, ABD’nin Washington, Oregon, Montana ve Vermond eyaletlerinde yasaldır.
Aktif ötanazi Türkiye’de yasal değildir. Yürürlükte olan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’na göre, hastaya ötenazi uygulayan fail (hekim), tasarlayarak (taammüden) adam öldürme hükümlerine göre yargılanır ve ağırlaştırılmış müebbet (ömür boyu) hapis cezasıyla cezalandırılır. Bazı ülkelerde ötenazi yasal olmasa da, ötenazi faili cezaya çarptırılmaz.
Ülkemizde kanunen ve dinen yasak olan ötenazi hatırladığım kadarıyla ilk olarak 2004 yılında Ankara’da geçirdiği trafik kazası sonucunda boynundan aşağısı tutmayan ve %97 oranında engeli olan 25 yıllık resim öğretmeni Tuğrul Cankurt’un ötenazi için yaptığı başvuru ile Türkiye gündemine gelmişti.
Hukukçular, sağlıkçılar, STK’lar, iyileşmesi mümkün olamayacak şekilde ağır hasta olanlar ile aileleri ve kamuoyu tarafından detaylıca tartışılması gereken bir konu olan ötenazi hakkında kişisel düşünceme gelince ben ötenaziyi savunuyor ve destekliyorum…
Saygılarımla
Ali Haydar KOYUN
Engelli Aktivist/Disabled Activists
Kaynak:
Malatya Söz Gazetesi
solbakis.com/yazar-184-%E2%80%9Cotenazi%E2%80%9D_olmek_mi_yasamak_mi.html
YORUMLAR
“Ötenazi” Ölmek Mi? Yaşamak Mı? başlıklı yazımı 7 Mayıs 2015 tarihinde günün yazısı olarak seçilmesini bugün öğrenmiş oldum. Bir kaç gündür Malatya Kitap Fuarının açılması nedeniyle değerli yazarlarımızla ve kitaplarla içiçe olunca siteye girip yazılara ve şiirlere bakamıyordum. Bu nedenle herkesten özür diliyorum. Yazımın günün yazısı olarak seçilmesinden dolayı gurur duydum. Bu nedenle günün yazısı olarak seçenlere çok teşekkür ediyorum...
Yukarıda yorum yapan değerli dostlarımın görüşlerine saygı duyduğumu öncelikle belirtmek istiyorum. Yazımda belirttiğim gibi bu konuda şahsi düşüncemi hazırlıyor ve daha sonra gerek köşe yazarlığı yaptığım Malatya Söz Gazetesinde ve internet haber sitelerinde yayınlayacağım gibi yine siz değerli gönül dostlarımla da buradan paylaşacağım... Hepinize ayrı ayrı göstermiş olduğunuz ilgiden dolayı teşekkür ediyorum...
Ben birsey sormak istiyorum,
Peki Ötenazi düşünülen bir hastanın iyileşme vakası oldu mu tıpta.
Örneğin doktorlar ötenazi düşünüp aile karar verme sürecindeyken hastanın tedaviye cevap verme durumu olmuş mu hiç dünyada. Milyonda bir bile olsa.
Araştirdiğiniz için soruyorum.
Ayrıca bilgi veren yazınız için teşekkürler, yorumunuzu daha cok katmanizi beklerdim. Saygıyla.
alihaydarkoyun
İnce çok ince konu bilinmezki sonu yaradanın verdiği canı ben beğenmiyorum diyerek iade etmek ne derce doğru yok olmaz demeyeceğim hepimiz engelli adayıyız nede olsa ama İnancıma uymaz sağlıkla sağlıcakla ALLAH kimseyi böyle durumla sınamasın.Amin.
alihaydarkoyun
Hukukçular, sağlıkçılar, STK’lar, iyileşmesi mümkün olamayacak şekilde ağır hasta olanlar ile aileleri ve kamuoyu tarafından detaylıca tartışılması gereken bir konu olan ötenazi hakkında kişisel düşünceme gelince ben ötenaziyi savunuyor ve destekliyorum…
Dayanılması güç bir cevaptı.Vicdanları susturacak bir sebep mi ötenazi.Haklı veya haksız
yapacağın savunma mı.? Vicdanım teknik arıza sebebiyle suskun ne diyeceğini bilemiyor.
Ağır hastada olsa kurban gibi başını mı okşayacak ömre veda etmesi gerekir ötenazi
olsun mu ? diyeceğiz...Ben vicdanımda beraat edemezdim herhalde.Sağlık gibi dost,
hastalık gibi düşman yoktur.Sağlıkta,hastalıkta bizim içindir.Aldığımız her nefes bile bize
hayatın hediyesidir.Günün yazısına tebriklerimle.Saygı ve selamlarımla....
alihaydarkoyun
Tıp insanlarını dahi ikiye bölen ve bir çok dini inançta tartışılması hatta dokunulması cesaret isteyen bu konuyu ele almanız harika. Tıpkı organ bağışı gibi bu eyleme de insanlar zamanla alışacaklardır umarım.
Sevgi selam ve övgülerimi yolluyorum aziz dost.
alihaydarkoyun
İnsanı tartışmaya sevkeden, ilgi çekici bir konu seçmişsiniz. İki nokta dikkatimi çekti: Öncelikle kendi fikrinizi geçiştirmiş gibisiniz. Konuyu gündeme getiren kişi olarak düşüncelerinizi biraz daha açmanız, neden desteklediğinizi ifade etmeniz daha faydalı olabilirdi. İkincisi ise pasif ile aktif ötenazi arasındaki fark konuya yabancı olanlar açısından muğlak kalmış. Sanırım bunları açmanız yerinde olurdu. Saygılarımla.