- 1209 Okunma
- 5 Yorum
- 1 Beğeni
ADI KADIN KALBİ AŞK !
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Erkekler şanslıdır kadına göre, biraz parası varsa, biraz da centilmenlikten anlıyorsa yeterlidir. Kadınlar öyle mi?..
Anlatılamayan sessiz sedasız sözler vardır, kadının içinde kalan, kendine sakladığı.
Kadın seçemez, seçilir; kısmetine kalmıştır sonrasında göreceği eşi, işi, şu’yu bu’yu.
Güzelliklerle karşılaşırsa ne alâ.
Yoksa, yoksa mı.?
Hayat devam ediyor hadi bakalım kolay gelsin.
Kadın her zaman ona ne verilirse onu itirazsızca almalıdır, önce evlattır asi olmamak için büyüklerini dinler, eş olur yine dinlemeli ki yoksa kapının yeri bellidir, sonra anne olur şefkatinden çocuklarına adar benliğini, yine vazgeçer kendinden.
Zamanla kendinin önce bir insan sonra da bir kadın ve o olmazsa hayatın hiçbir anlamı olmadığını yani kendini unutur.
Oysa kadın her şeydi, ne kadar değerli olduğunu, kendisinin bile fark edemediği kadar değerli.
İnsan olduğunu unutan bu kadın doğduğu andan itibaren zorlu bir hayata başlamıştır artık. Varlığında kabullenilemeyen yokluğunda da onsuz yola devam edilemeyen kadın.
Bir küçük güzel söze aylarca idare eden kadınlar var bildiğim, kendini her yönüyle gösterebilmek ve kabul ettirebilmek için, çaba üstüne çaba sarf eden...
Mesela genç olmalı kadın, bakımlı olmalı, hoşsohbet olmalı, temizliği de iyi yapmalıdır...
Hep verici olmalı, asla kapris yapmamalı, gücenmemeli, alınmamalı, duymazdan, görmezden gelebilmeli, hafızası zayıf olmalı birde, ağlamamalı, çok şey istememeli, kadının hiç derdi olmamalı, üzülmenin adını bile bilmemeli, kadın hastalanmamalı, kadınlığını ötelememeli, evini, işini ertelenememelidir her koşulda...
Kadın ağladığını sezdirmemeli, ani kıvraklıkla pembe bir gülüşe çevirebilmeli, ne oldu sen ağlıyor musun, denildiğinde, ‘...yo sana öyle gelmiş diyebilmelidir...’
Kadın hiç istememelidir, alıcı değil her şekilde verici olmalı, kadın ne verilirse mutlak beğenmeli, ”ama”, demeden koşulsuz sevinebilmelidir...
Kadının her şey hakkında fikri olmalıdır…
Hoş tutmayı bilmeli, yeri geldiğinde de bilmezden gelebilmelidir.
Kadın hoşlanmadığı şeyleri istemese de, istiyormuş gibi yapabilmelidir...
Kadın gizli ağlamalı, göstermemelidir.
Rahatsız etmemeli, keyfini kaçırmamalıdır kimsenin...
Gece tüm acılarını uyutmalı, sabaha da hayat dolu uyanmalı, hep sevmeli, sevilmese de yine sevmelidir kadın...
Kadın bunları yapmalı, sanki hep karşılığını alacakmışçasına, kadın bıkkın görünmemelidir.
Yaşamaya neşeyle devam etmeli, yeri geldiğinde vazgeçmelidir kendinden...
Sahtekârlıksa sahtekârlık, duygusuzluksa duygusuzluk.
Ya da çaresizlik deyin, ne derseniz deyin.
İsterseniz de adını siz koyun...
Fakat "kadın olmak" maharet ister...!
ZEHRA ASUMAN-Makale
22-Haziran-2012
YORUMLAR
Zor zanaat kadınlık. Yüreğinize kaleminize sağlık.
Fatma Oral tarafından 5/6/2015 3:15:56 AM zamanında düzenlenmiştir.
Zehra Asuman
Kim bilir ne zaman öğrenir insan aynaların varlığını..
Toplum, bizlerin aynası. Bunun kadını erkeği de yok..
Ayrıca kadın erkekten çok daha etkilidir toplumun şekillenmesinde..
Neden bir açıklaması yok yaşattıklarına dâir..
Elbette ki fikirler aynı olmayabilir, çok farklı düşünüyoruz ve yazan da yorumlayan da kadın.
Güleç, umutvâri satırlar okumak dileğiyle..
Paylaşım için teşekkürler..
**Havin_** tarafından 5/5/2015 12:23:40 PM zamanında düzenlenmiştir.
Zehra Asuman
:)
aslında bu genellemeler doğru, lakin dünyayı tersine çevirmek elimizde "hayır" demesini öğrenmeli ve kendimizi kabul etirmeliyiz.
Hoş bir yazıydı, hakklıydı çokça yine de istisnalar kaideyi bozmasa da varlar.
Arz talep meselesi biraz da, herkes için durum aynı değildir kanımca.
Tebrikler.
Sude Nur Haylazca tarafından 5/5/2015 12:44:43 AM zamanında düzenlenmiştir.
Zehra Asuman
Azıcık baskı gördüğünde, inanılmadığında, güvenilmediğinde, küçümsendiğinde, eleştirilip yargılandığında, kınandığında, terslendiğinde...erkek bunların hiçbirini gururuna yediremez, alınır, öfkelenir, saldırganlaşır, tehdit etmeyi, darp etmeyi, sövmeyi, vurmayı, kırmayı...kendinin en doğal, en meşru hakkı olarak görür ve bunlara rağmen, bunlardan dolayı, bütün bunları 'diğer yarım' dediği kadına da yöneltmemesi gerekirken, sanki hafızası, aklı, mantığı, ahlakı, insanlığı yokmuş gibi bir omurgasızlık, tutarsızlık içinde, kendine atfettiği erdemlerden çoğundan yoksunmuş gibi yapmaktan yüksünmez, utanmaz...
Demek ki, böylesine sapkın bir yaratığı kadın biçimlendirmiyor...
Bu kadim problem çözülmeden durdukça, çözülmeden de ilerleyemeyeceğimize göre, neler yapılmalı ki, bütün elma, normal bir elma olabilsin?...
'Atomu parçalamaktan zor' değil mi?...
Çözüm mü?...
Çok doğal bir çıkış yolumuz var: Erkek eşine en başta duyduğu aşk kadar bir saygıyı her zaman korumak ve göstermek zorunda olduğunu bilir, buna inanır ve erkekliğinin ilk ve en büyük erdemi olduğuna iman ederse, o evdeki erkek çocuk da, kendine atasının bırakacağı en değerli mirası alacak, böyle devam edecek kuşaklar boyu...
Böyle ahkam kesmesi ne kolay değil mi?...
Allah kadını başımızdan eksik etmesin, ona dayanma gücü versin...
Saygılarımla.