- 447 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
GEVER GÜNLÜKLERİ (22.07.2013)
Yüksekova’dan Hakkari’ye gitmek için bindiğim minibüste şoförle beraber toplam 16 kişiydik. Sonradan gelen yolculardan orta yaşlarda, İran motifli elbiseler giyinmiş iki bayan en öne oturdular. Minibüsün para toplayıcısı sürgülü kapıyı sertçe kapattıktan sonra, göbeği direksiyona değecek kadar şişman olan şoföre dönüp ’tamamdır ağabey’ dedi ve yola revan olduk. Yolculuk boyunca zaman zaman ritmik ve hoş nağmeli zaman zaman da ruhuma ve kulaklarıma eziyet veren kürtçe müzik hiç ara vermedi. Devam eden yolculuğumuz esnasında dostlarımın ikazlarından ’sakın bunların içinde silahını belli etme, kurum kimliğini cüzdanının en kuytu yerine sakla, yolda sakın uyuma, mecbur değilsen tek gitme’ gibi sözler hafızamın döşeme tahtasından sıçrayıp cesaretimin duvarlarına çarpa çarpa sustular.
Virajlı yollardan, çıplak görünümlü dağlardan, yalçın kayalıklardan ve Zap suyunun yol boyunca bizi takip ettiği manzaradan sonra Hakkari’ye vardık. Hakkari’ye varış nedenim Yüksekova’daki barınma sorunumu mühim mevkideki adamlara anlatmak ve onlardan çözüm talep etmekti. Halimi arz ettim sonuç olumsuz oldu. İçimden bin bir küfür günahla, umudum tükenerek eyvahla ve yalnızca Sümbül dağına eyvallahla ayrıldım Hakkari’den...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.