2
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1367
Okunma
bir günaydına hasret bir sese muhtaç !iliklerime kadar doluyum aydınlığa!
sabah olmak üzereydi, kuşlar ne güzel şakıyor diye geçirdi içinden
bugünde diğer günler gibi ölümlüyüm ve hala güzelim.bir bardak su içti
sabahtı ve sakindi sessizliği dinledi yatağının uçunda otururken,ama hala herkesi
hatırlayabiliyordu.tek yeteneğimmiş gibi.soğuk kalpsiz bir insan olmak. tatsız tuzsuz
yemeğe benzetti kendini,gülümsedi.nasıl olsa hiç göremeyeceği şaşkınlık yaşamayacaktı.
yıllarca yüreğinde tasarladıklarını hayata geçiremeyeceği tam bir başarısızlık
örneği gibi sunulmuştu önüne.alın alın! işte; ben gittim siz devam edin.kalanlarla
boşuna üzülüyor,son derece mutluydu yada öyle olmalıydı,olasılısızlık insana bir parça
deneyim ve yılgınlık hissettiriyordu.işte orada dudakları büzülmüş sesinde titreme bırakıyordu
ses çıkarmadan pencereye gitti.göğü izlemek istedi nasıl olsa kendi gördüğü kadardı
herşey ve kendi yaratabilirdi aklında geçmişin izlerini.yoksa bir ölüden farkı kalmazdı.
insanın hayatında sakıncalıda olsa doğruları,değerlendirmek için çok vakti yoktu
ölecek biri için.çok fazla tasalanmamın anlamı olmadığını farketti.acelesi de yoktu.
çok suç işlemiş ve cezalandırılmıştım,görün işte isyankarlığımı,sizlerle bir oldum
öldürdüm kendimi,heryerde bulabildiğim bir kendim varken!
savunacak k- direncim kalmadı ,burada yaşıyorduk tamda üstünde durduğum bu noktada
kendimden ne çok emindim!
ne zaman ağlayıp ne zaman gülmek gerektiğini bilemedim,devin cüce olmasımı gerekliydi
kesin boynumu ’kesin’ kan akarsana namertim!
ruhumun gerceğiyle eğlenenler, yakın! beni,haritadan silin
cezalandırma yetkisi elinizdeyken bir başıma teslimim.
daha öncede olmuştu,posta kutusunda unutulmuştu,kanundışı düşüncelerim,değer yargılarım.başlangış ve yokoluş çizelgem
kayıp yitik.
yargılayın efendim!
bende sizdenim. kendinizi ne kadar hafife aldığınız kadardık. gercek şeylere bakmak
zor olsa gerek hırstan tutkudan cesaretten kötülükten beslenip el birliğiyle
yok edelim mi?ah toplu acı yaşamak ne güzel olurdu,
daha önceleride olmuştu,kabuslar devam edeken,iç patlama ,dışa vurum ne derseniz artık.
sözlerimi törpülemeden de batabilirdi.herne istemişseniz,bilmediklerimi bildirdiniz.
trenin arka koltuğunda yolculuğa çıkarıldı.bir güneşe mahkum,her kelime de idam ettiniz
peki;kazandınız!
yarın tez elden açıklıyorum,bir delinin günlüğünden bir alıntı yaptınız
kurban seçildiniz, mahkum edildiniz, kelimelerin içinde ne halimiz varsa görelim
"sıradan meşhur yalnızlığım diye söylendim kendi kendime",martılar sırtüstü ölüyordu.
saat tamda dünkü vakit.görkemli dünyada bağlantılarım kopmamıştı daha
düşünceleri okuyamazdım sorumlu hiç değildim.
görünüşte çok acı cekiyordum !öyleydim evet.
nereye dönsem karanlık,parmaklarımın ucunu hissederek yürüdüm,önceden tasarlanmış
bir hikayenin yarım kalan izlerini taşıyormuşcasına onulmaz bir duygu çok uzak değildi
sayfaların sonunda ahmaklık eden bir bitiş dümdüz hiç olmadığı kadar safi
boğulduğum şehrin tozlarını yutarak ölüyorum ölebiliyorum hiç istemediğim kadar
titrek bir yazarın ellerine bulaştı öfkesi,çok kısa zaman oldu.kördü ve karanlığa güldü!