- 1157 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
BEKLENMEYEN MUTLULUK
Değerli şair Cahit Sıtkı Tarancı’nın Otuz Beş Yaş şiirinde olduğu gibi yolun ilk yarısını çoktan tamamlamış diğer yarısından da epey bir yol almıştı.
Düşünceleri eylemleri yaşam biçimi ve beklentileri ile kendine özgü idealist bir kadındı.
Erkekler tarafından sıkça kullanılan. Kadınların da buna pek itiraz etmediği “Kadın çiçek gibidir. Okşanmalı koklanmalı ve sulanmalıdır!” cümlesi onu çileden çıkarmaya yeterdi. Kadın öncelikle kendisine sonsuz saygısı olan; onurlu kişilikli değerli bir insan. Ardından taşıdığı her tür kadınlık kimliğinde, kadınlığın görkemli bir abidesi olmalıydı onun kadınlık anlayışı ve tasvirine göre.
Saçma sapan dini hurafelerin yerine, gözünün gördüğü aklının emrettiği ve bilimin ilimin ispatladığı gerçekleri kabullenirdi.
Yaradan’ nın birbirinin kaburga kemiğinden yarattığı rivayet edilen ilk insan Adem ile Havva’nın, yedikleri yasak meyve nedeniyle cennetten kovulduklarına inanıp ibadet etmek yerine; O’nun o akıl ermez ve anlamaya hiçbir kulun gücünün asla yetmeyeceği sırlarla dolu aleme baktığında, insan evriminin O’nun emriyle başladığına inanmayı yeğlerdi yine.
Her insanın mutluluk ve hayattan beklenti anlayışlarının birbirinden farklı olduğunu da inanmıştı.
Onun mutluluğu ise, insanların dolayısı ile toplumun mutluluğuyla özdeşleşmişti.
Geldiği yaşa kadar bunun savaşını vermişti bir nefer azmi yılmazlığı ve sadeliği içinde gücünün yettiğince.
Onca duygusal ve içli ruhuna. Değişmeyen romantizmine rağmen aşkı yaşamamıştı hiç. Ta ki bir erkek dostunun ona fark ettirmeden ara buluculuk yaptığı yakın zamana kadar.
Onu görür görmez. Ona bakar bakmaz ayağı yerden kesilmiş. Geçen bunca zamanın her anı mucizevi bir dokunuşla birer mutluluk basamağına dönüşüp gök yüzünün tam ortasına oturtmuştu onu.
Aşkın ne zaman nerede ve ne şekilde gönül kapısını çalacağı hiç belli olmuyordu demek ki.
Bu da Yaradan’nın bir lütfu bir mucizesiydi işte.
ESENLİKLER.
YORUMLAR
Felsefik,teolojik,bilimsel çok konuda tartışılabilir,kadın ve erkek ilişkileri sevgi,saygı,kanaat,sabır bence
dnasıdır,insan nasıl değiştiyse her kavramda değişmekte farklı bakış açıları ortaya çıkmaktadır idade ettiğim dört kavram Adenin,guanin,sitizin,timin gibi farklı şekillerde insan için gerekli hayati bazları oluşturur ve yaşamı sürekli kılar bunlar faklı sentezler ve tatlar oluşturur,selamla.
DEVRİM DENİZERİ
Teşekkürler dostun.
Dünya ,kabına sığmayan bütün canlıların aşk bahçesi. Kimi aşık olur, kimi aşık eder, kimini leyla, kimi mecnun eder.
Öyleyse en basit cümlelerle itiraf ediyorum sevgili !
Mazimi döverek terbiye ediyorum
Seni silen ne varsa tek tek yargılıyorum
Bütün günahlarını gönlüme atarken
Seni sevaplarımla gönderiyorum
Seni Unutmak tövbeler tövbesi olsun
Uykularda uyuttuğum gönlümü
Rüyalarımda seninle hoş ediyorum
Seni ne bir günüme
Nede bir geceme yâr ediyorum
Seni gönlümün her yerine peşkeş çekiyorum
Utanmıyorum !
Mutluluklar !
Sevgiler Saygılar
DEVRİM DENİZERİ
Utanmıyorum !
İşte AŞK ! Harikulade. Benzersiz. Gerçek.Yaşanılası.
Var olun Kalemlerin Kralı!