- 633 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
FERLİDYA MAVİSİ
Ferlidya Mavisi
-----Ferlidya mavisi yürekli kadınlardan
Gülfer Keskin’e
Sevgi ve umutla...----
Kelebeğin iki hikâyesi vardır. İlkinde kendi kozasını örer günbegün. Emeğinin içine hapseder yüreğini.
Noktalar yaşamını. Sonrasında ipek olur yumuşacık. Ele değer, tene değer. Bazen acıya çokça da mutluluğa değer nefesi.
İkinci öyküde ışığa aşkı anlatılır kelebeğin. Nerde ışık görse pervane kesilir. Ta ki kanatları ışığa değip yanıp yok olana dek, uçuşunu sürdürür. Işıkla buluştuğu an yandığı andır.
Aydınlığa uçmak kanat çırpmanın en güzel hali olmalı.
Umudun en güzel hali.
Emeğin en güzel hali.
Ferlidya mavisi emeğin öyküsüdür. Ferlidya umudun, Ferlidya daha güzel yarınların hikâyeşidir.2015’li yıllardan geriye bir iz sürüsün Tmolos’u aşma çabasının -buna yaşam da denilebilir- adıdır.
Her ulu çınarın öyküsü, bir küçük tohumun yeşermesiyle başlar. Günler, haftalar, aylar ve yıllar… Tohumu fidana fidanı ağaca dönüştürür.
Ödemiş Kadın Kooperatifi Ödemiş’te ulu bir çınar olmaya aday bir fidan. Çalışmalara katılan her yeni üye, yeni bir filiz. Kekik kokulu dağların, reyhan fesleğen kokulu bağların, kuş seslerinin izi var parmaklarında.
Her birinin uzun soluklu bir öyküsü var. Yaşam sınamış her birini acılarla. Yaşamlarını alın teriyle kazanmışlar. İçtenlikleri, samimiyetleri bu üretkenlikten kaynaklanıyor.
Kozasına kendini hapsetmiş binlerce kelebek çuvallarda. Özenle ayıklanıyor her biri. Sonra kaynar kazana atılarak pişiriliyor. Ardından tel iplik oluyor. Kelebeğe dokunur gibi özenle dokunuyorsunuz bu ham ipeğe.
Bahçede rengarenk ip çileleri. Adı gibi uzun bir emek sonucu oluşmuş her biri. Ferlidya mavisi yürekli kadınların ellerinde önce ipliğe dönüşüyor, ardından ipekli dokumaya. Sonra her rengini bu topraklardan alan çiçeğe dönüşüyor. Güle, papatyaya, menekşeye… Bahara dönüşüyor kısaca. Her biri bir umut. Her biri bir rüya. Her biri bir şiir gibi incecik işlenmiş.
Kimi yakasına takacak kimi basına. Kimi saçlarına… Evinizin her yerinde bu güzelliklere ayıracak bir köşeniz vardır mutlaka.
Bir kadının emeği, başka bir kadının emeği ile birleşip ortak bir öyküye dönüşüyor. Bir arada olmanın, bir arada üretmenin mutluluğu okunuyor gözlerinden.
Hepsi aynı rüyayla orada buluştular, yoksa bir rüyaya ilk orada mı inandılar, bilemiyorum. Her birini oraya getiren farklı nedenler olmalı. Belli bir yaş dönemine ulaşmış bu kişilerin her birinin, bir simyacı olduğunu ve bir hikâyenin peşinde olduklarını düşünüyorum ben.
Her bir tel iplikle, her bir karış bezle kendi öykülerini dokuyup sunuyorlar insanlara.
Zaman alıcı bir kuş gibi. İnsandan pek çok şeyi alıp götürüyor. Gençlik, güzellik,enerji ve iyi düşünceler. Zaman rüzgârında bir tüy gibi savrulan bu insanlar Ferlidya mavisine tutunmuşlar. Zaman içinde tutunmaya güzel şeyler üretmeye ve yarına kendilerinden bir an bırakmaya çalışıyorlar.
Onların çabasını derelerin, küçük ırmakların deryaya ulaşma çabası gibi görmek gerek.
Mavi özgürlüktür…
Mavi aydınlık.
Mavi uygarlık.
Ve yeni bir güne söylenen türküdür Ferlidya mavisi.
Bu kadınların yarına söyleyecekleri çok türküleri olmalı. Dinleyin. Yalın, duru ve içten hepsinin sesi.
Bir yeşil dal bir çiçek çokça yaprak tohum demektir. Ödemiş Kadın Kooperatifi yemyeşil bir dal. Her biri varlığının önemli olduğunun farkında. Bir işin ucundan tutuyor.
Zor kolaylanıyor, imkânsızın kapısı aralanıyor. Gece ağartılmaya çalışılıyor bir nebze. Rüya gerçeğe dönüşüyor el birliği ile.
Hepimizin kör noktaları, kör kuyuları var. Tutsaklıklarımız, bağlılıklarımız, marazlarımız. Çözemediklerimiz. Bazen elimiz ,ermiyor, bazen dilimiz varmıyor, bazen de gücümüz yetmiyor.
Ferlidya mavisi yürekli kadınlar dillerinin varmadığını, ellerinin ermediğini , güçlerinin yetmediğini dokuyorlar iplik iplik. Ellerinin erdiğini hissediyorlar, dillerinin vardığını ve güçlerinin yettiğini…
Ferlidya mavisi yürekli kadınlara selam olsun.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.