- 745 Okunma
- 2 Yorum
- 1 Beğeni
KİM KAZANACAK.....
Suskunluğun adına bir arıyış içinde olmamın nedenlerini koyup önüme düşünür buluyorum sık sık kendimi.
Acaba hatalar mı? beni bu kadar çığlığa hasret bırakıyor.Yoksa keşkelerin bir türlü bitmemesi mi?...
Herkes gibi yaşamam gereken aşkın hangi aşamada benimle oluduğunu bilemem midir?
Tabi bunlar kapalı bir kutunun içinde gün ve gün biriken arzu,eksikliğiden ziyade hep yanlış yerdeyim yenilgisin ile beraber olmamında yan etkileri olabilir.bilincinde olduğum bu iç çekişmelerim kendi içinde hiç bir şey yapamama kavramını da oluşturdu.
Geçmiş ve geleceğin süzüldüğü o anlar yarısı beyaz yarısı siyah hissini önemsemem gerekirken onun içinde sadece şunu buluyorum gelecekle ilgili tek planım eşim evim ve çocuklarım olgusunun yer almaması susmaya en büyük etken tabiki.
Aslında bu herkesin doğal karşıladığı bir istek ama olmayıncada olmadı olmuyor. Senlik benlik kavgasında zaten gereken cevapları otomatikmen hanene sıfır olarak eklenmiş.Bunu düzelteme şansı yakalanır belki. Oda çok şeye eyvallah der isem.
Varacağım noktanın getirsinde ziyade ben beni yol gösterici olarak atadım.Aşk ne kadar yok var desekte.aranır görünen o ki
Sarhoşun şişe dibinden beklentisi kadar avuntum deyip,incelenen yerde kopan yaşam dalların meyvaya dönmesi keza milyon kere aynı noktada, Seni bin parçaya böler
gelde bağır? gelde varım de,ulu ortalığa.ve niye?
kişiseleşmiş düşüncelerin akla gelen ilk şeyi aynen şu olur..
Aşkta zamanlama yalnış olunca.Gecenin gündüzden beklentisine düşmen kadar farksızdır. belirsiz renk tonlarında resimlemeye çalışırsın senin olmayını, olduğunu var sayıp, o yürek denen bir avuç .sır gibi hemen herkesten sakınır ve saklarsın.
Oysaki aşk çığlık ister: Duyulsun senin olduğunu bilsinler.
keza zerreyi nesneyi ayrıştırmak gerekirse işin en dile gelmeyen kısmıda o kadar açık ki .
Sen yeterince sus!.. Karşında yumruğunu sıkmışcasına koca bir çığlığın durmakta.
Sen senin hayatını kontrol altına alırsın ama diğer kişi sana hayatını değil sadaka misali yüreğini vermiş.
aman ha! O zarar görmesin.kurulu düzenin vabalini ben çekemem demekle.kazadığının yanında kocaman bir kayıbın içinde olmanda ayrı bir acı.
Aşık daimin çok güzel bir dizesi vardır"sevenlerin gönlünde hem kadim,mehman menem"ben varsa o gönülde seninde olman gerekir...anlamında
her açılan kapı kendi içinde bir daha kapanmasına ne gerek var.alın yazsınına suçlusu yaradanmış gibi isyanlarada girmek akıldış kendi içinde ispatı yine kaderciliktir..buda bana o kadar ters ki...
vede özü iyi yaşayıp bilen biriyim ve Alevilik felsefesinde dar durmak vardır.hak huzurunda hataların kir gömleğini çıkarıp yeni baştan pak olmuş, sırrına tövbeleri getirmedir.
ve bunu çok kere düşündüm acaba ne kadar kir günah taşıyorum benliğimde dediğimde ise,seve bilmenin günahı nedir? sorsunda sevmek hak aşık ile insanı cem olmaktır.
ve ben sevildiğime değil sevdiğime yenildim...bundan dolayı Gönül gönüle arına bilmem helaleşmem ancak ve ancak mahşer kalsın demek kalıyor bana.
Burada vicdanı körelmiş benciliğin adı harifiyen düşüncelerimin içinde geçmemeli.yapılan her şeyin adı sevgi sevgiliyidi...
mahşer kalsın hakkım, hakları olmadığı halde yüreğimin kenarına gelip sokuldukları için ,hırsını beylik tabancı gibi belinde taşımanın cesareti yoksa korkunun adı ile şimdilik sessizliğin cezası olarak yüreğimde kalsın fikrinde olmalıyım sadece.
Duygu pınarına avuçlarımla dalan biriyim aşkın tarifi bende o kadar uzun uzaya biliyor ki.aşk içinde elbet aşk olsun derim.
ama düşünce okyanusunda. Bir can simidi olan insanının, karaya varır hissine,pek inanmıyorum...
zerreyi toz olanın bedeni kaldırmaz o deryada karayı düşlemeyi....
Aşkı bir sır ki, çözemez dilim
Yıllara yenildim savruldu külüm
Yaşanan anılar içimde zulüm
İzinin peşinden, gitsem yorulsam...
şiirlerim bile düşünce yorgunu değil benim kadar..o kadar ki evet varsın bende varım demekte.
ya! ben bir yanda düşüncelerimi yazarken penceremden uzaklara takıldı gözlerim.haylaz bir çocuk gibi yer gök arasında hırçınlığımı mahzunluğumu değilde. ellerimden alınmış sevgimi almaya çabalar. oysaki istemekle alınmyor..bir bedel vermen gerekiyor oda nedir?ruhunu onun koyduğu kurallara göre ona tesilim edecekmişim....
ama bir adım yakına geldiğimde duyduğum sesler ve hakikatin beni bana yakınlaştırdığını neden göremiyorum ki..evet az yerimden doğruya doğrulmanın..tek aradığımın adıise aşksa..hayali bir sevginin tutsaklığından çıkıp ben bana özgürlük vermem gerekiyor sadece...
aşk güzeldir olmasını bilene...
Kimi zaman hayaller insanı daha çok mutlu eder... tabi, her sevgi ya da ilgi duymayı aşk sanmamak gerek...
22-4-2015
İST
YORUMLAR
İnsanın kendine kazandıracağı en büyük erdemdir '' doğruya doğrulup, kendini özgür kılması'' can. Her ne olursa olsun, acının tadı yüreğin damağında kalmalı. Eğer bu acı yüze yansırsa, etrafında çoğalan ama senin dost- akraba,eş dediğin insanların aslında kurt postuna bürünmüş tilki olduklarını görürsün. Dehşetengiz bir duygu yıkımıdır bu.
Bu sebepledir ki ben hep şuna inandım ve bu inandığım yolda dimdik yürüdüm:
İNSANLAR KENDİNİ NE DENLİ İYİ-DÜRÜST- MERT- İNSANCIL TANITIRSA TANITSIN, İÇ YÜZLERİ VE İÇ SÖZLERİ BİR SÜRE SONRA (yani kuyruklarına basıldığında veya olaki bir hatalarını yakaladığın da) ORTAYA ÇIKIYOR. SADECE BURADAKİ SÜREÇ, SİZİN DAYANMA GÜCÜNÜZLE YANİ SABRINIZLA İLİNTİLİ.
İnandım dedim ya hani, evet inandım ve hep şükrettim. Allah'ın bana bahşettiği sabır için. İnsanı umduğundan daha güçlü, cesaretli ve yıkılmaz ediyor.
Aşk, soluğu kesilemeyecek en yüce olgu. Buna bile insanlar hile karıştırdı. PLASTİK DUYGULARIN NAYLON ALICILARI VAR ARTIK.
Bu yüzden her yaşanan bir bilgi ve birikim kazandırıyor insana.
Tebrik ve her dem sevgimlesin can.