- 497 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
MUTLULUĞUN RESMİ
[ italik
]Her çocuk gibi ben de yaşamdaki ilk solukla ağlamaya başlamışım; ama bu uzun sürmemiş ciğerlerim oksijene alıştıkça susmuşum, sonra ağlamalarımın yerini bana gülümseyen ilk insanla gülümsemeye bırakmışım.
Bu gülümseyiş her anne gibi annem için de mutluluğun resmidir.
En mutlu hatıralar çocukluk hatıralarıdır; kederden uzak o günler, hayatı bir oyundan ibaret gören çocuk dünyası, uçup giden balona emanet parlayan gözler…
Kaçıp giden balon misali çocukluğumuz da uçar elimizden, doğar doğmaz aldığımız ilk soluk gibi ilk aşkla da içimiz titrer aniden..
İlk solukla biz gelirken dünyaya, ilk aşkla da biri girer dünyamıza…
Yeniden çocuklaşırız, gülücüklerimizle ağlamalarımız birbirine karışır yeniden.
Ya bir terk ediş ya bir vazgeçiştir yüreğimizi büyüten ve ilk sevgiliyi de hatıralarda saklayarak, göz yaşlarımız cebimizde yola devam ederiz.
Çocukluğumuzdan kalan kaygısız, masum, ıslanmamış o gülen gözlerimizle eski bir fotoğraf karesinde karşılaşırız ve fotoğrafa şaşkınlıkla bakakalırız.
Birden büyümüş buluruz kendimizi, omzumuzdaki onca yükle hayatı omuzlarken.... Kimimizin yükü az, kimimizinki de olanca ağırlığıyla çökertir omuzlarımızı.
Bir sabah günaydın derken kendime sabah haberleriyle u- mutsuz insanlar ülkesinde olduğumu fark ederim.
Elime aldığım gazeteyle kararır yüreğim yeniden, asılır yüzüm.
Münevverin kesik başı bir çöplüğe atılır, aç insanlar çöplüklerden ekmek dilenir, Mardin Bilge köyünde 40 insan katledilir, Konya’da komşu kadın boğazlar ufacık bir çocuğu sobasında pişirir, Adana’da bir oğul tüm ailesini bitirir, garibanın birinin damı başına yıkılır ruhsatsızca, herkes bir canlı bomba pimi çekilmiş patlamaya hazır hale getirilmiş, kriz geçirir dünyam milyonlarca insan işsiz, aşsız, umutsuz ve mutsuz yürür yollarda.
Ve iletişim araçları acımızı beşe katlar her doğan günle birlikte, insanlığın acısı çöreklenir yüreğimize.
Aynaya yansıyan sülietin ben olduğundan şüpheyle sorarım:
“Ben de mi karıştım bu mutsuz insan kafilesine ?”
Cinnetler-cinayetler, çıldırmalar, asmalar-kesmeler, yakmalar-yıkmalar, açlıklar, talanlar, soygunlar, sömürmeler, işkenceler, yağmalar içinde adaletsiz ve kokuşmuş bir yaşamın ortasında nerede mutluluğun resmi derim?
Belirir gözlerimde yeniden o masum çocuğun hayali, tüm dünyaya inat gülümserim yeniden…
İşte bu mutluluğun resmidir, derim kokuşmuş bu dünyada bir çocuk saflığıyla oynayabilmek ve umarsızca hayatı yaşayabilmektir.
Hayat, bir film şeridi gibi hızlıca akıp giderken avuçlarımızdan rengarenk şekerler yerine dolu dolu anılar bırakır bize…
Gözlerini açıp gözyaşı döktüğün gün kadar yakındır artık ölüm ve bu kez ağlayan sen değil, geride bıraktığın sevdiklerindir.
Ve ağlayanın kadardır yüreğinin çırpındığı günlerin mutluluğu, elini verdiğin her insanda yaşarsın, terk edip gitsen de yaşamı…
Ve sen ölüme inat gülümse, ölen bir şairin ölümsüz şiiri gibi…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.