yel essin kokuları gelsın
dün 20Nisan 2008 annemin 7.ölüm yıldönümüydü onun için ne yazayım diye düşündüm.Bir an kendi anlatımıyla Dürmepınarda 10 çocuklu bir ailenin en büyüğü, kardeşlerini sırtında büyütmüş.çok çileli bir yaşama imza atan Sultan Şahin MADENLİ namı değer Sultan Ebe.Doğumu çileli,yaşamı çileli ve ölümü çileli garip anam.20 yaşında gelin geldiği evde kaç çocuk doğurduğunu kendi de bilmiyor.ama sağ olarak yetiştirmeyi başardığı 3 erkek 3 kız var.erkeklerden birini kendi sağlığında toprağa vererek evlat acısını yıllarca taşımış eli nasırlı tam bir Anadolu kadını.Okuma yazmayı 70 yaşından sonra öğrenmiş,ama üniversite bitirmiş biri kadar hayat tecrübesi olan bir anne.çevresindeki herkesi okumaya teşvik etmiş,yürümekte zorlanan küçük kızını önce gücünün yettiğince en iyi doktorlara götürmüş sonrada sırtında köyün okuluna götürüp getirmiştir.yerigelmiş geceleri sabaha kadar toprak damların üstüne kaysı yarmış,yeri gelmiş yaylalarda koyun ,kuzu gütmüş.Çok fazla çalıştığı için genç yaşında birçok hastalığa yakalanmış, o nedenle de ağustosta bile kışlık giysiler giymiştir.Babamın ölümünden sonra 26 yıl hem annelik hemde babalık yapmıştır çocuklarına.Biz köyden annemde uzakta geçirdik yıllarımızı görevimiz gereği.Arada bir telefonla arar bir isteğin varmı diye sorardık.Birkez bile herhangi bir istekte bulunmamıştır.Hastalığını bile bizler üzülmeyelim diye saklarmış.Bizlerden söz acılınca yüreğine taş basar "yer altında değil yer üstünde olsunlar yedi dağın ardında olsunlar yel essin kokuları gelsin bana yeter "dermiş.Evet bizler şimdi yer üstündeyiz şükür ama kendisi yer altında her rüzgar estiğinde yüzümü memlekete dönüyorum acaba kokusu gelirmi diye.Ama gelmiyor.Birçok kez rüyalarımda görüyorum beyaz yemenisi başında,birşeyler yapıyor.Sanırım ordada boş durmuyor.Yün çoraplar örüp hısım akrabaya dağıtıyor.Mekanın cennet olsun anam,her geçen gün seni daha çok özlüyorum.Bayramlarda gidemediğimiz zaman telefonda görüşürdük.kulakları biraz ağır işitir olmuştu son zamanlarda benim söylediğimi anlasın anlamasın ekrem canım diye başlardı.Bu söz onun ağzından çıktığı kadar güzel olamaz.Evde camın önündeki sekiye oturur dışardan gelen rüz gar uğultusunu dinler dağlar memedali çağırıyor derdi.Efkarlandığı zamanda giderim ilinizden kurtulam dilinizden diye türkü mırıldanırdı.Patikleri örerken bir şey lazım olursa çocukların tamamının adını sayardı.Şehrize,münevver,saliha .................
.ey çileli anam gittin geri gelmezsin
çokmu sevdin orayı.
hiç arayıp sormazsın
unuttunmu burayı
yattığın yer nurla dolsun,mekanın cennet olsun anam ellerinden öpüyorum
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.