- 1300 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Akıl…Gönül…Ruh…
Akıl…Gönül…Ruh…
Bu sabah evimi düzenlerken bir an tefekkür deryasına daldım.
Evimdeki odalarımı seyran etmeye başladım.
Akıl köşesi; planlarımı, projelerimi, geçmiş ve gelecek muhasebelerimi, hedeflerimi yazıp çizdiğim koltuğum…
Gönül köşesi; üreticiliğimin arttığı, yeni ilhamların aktığı, eserlerimi, şiirlerimi, özlü sözlerimi bloğuma eklediğim çalışma masam…
Ruh köşesi; Rahlede Kuran-ı Kerim’im, asılı tespihim, her dem dünya sıkıntılarından firar ettiğim, huzura murakabeye daldığım, arındığım, aslımı keşfettiğim, nurlu mescidim, serili seccadem…
Mide köşesi; hastalara sıcacık çorbaları, çocuklarıma hamur işlerini, misafirlerime muhabbetle pişirdiğim tatlı ve pastalarımı hazırladığım mutfak tezgâhım…
Ferahlık köşesi; Gönül dostlarımla kahveler yudumladığım, kuş seslerini, rüzgârın ıslığını, yağmurun çisiltisini dinlediğim, kar tanelerini seyran ettiğim panjurlu balkonum…
İlim köşesi; İslam Büyüklerimizi, İmam Gazaliyi (k.s), Şah-ı Nakşibendî’yi(k.s), Abdulkadir Geylani’yi(k.s), Ziyaeddin Gümüşhanevi’yi(k.s), Mevlana‘yı Rumi’yi(k.s), Şems’i Tebrizi’yi(k.s), Mehmet Zahid Kotku’yu(k.s), Mahmut Esad Coşan’ı (k.s), v yazarlarımızı, şairlerimizi, e daha nice gecesini gündüzüne katarak bizlere eserler ulaştıran, miras bırakan, kıymetli Âlimlerimizi ziyaret ettiğim, okumaya doyamadığım kütüphanem…
Sadaka-i Cariye köşesi; Duvarında hepsinin ayrı rafları, elbise dolapları, kitapları, hatıra eşyaları, çalışma masaları, tokaları, kulaklıkları, şarj aletleri feraceleri, başörtüleri, İstanbul motifli bazalarıyla, hayata üç hayırlı kız evlat yetiştirdiğim, kâh sabrın sınırında, kâh sevginin zirvesinde, kâh hüznün girdabında, kâh umudun kardeleninde bir arada büyüdükleri, paylaşmayı yardımlaşmayı dertleşmeyi BİZ olmayı öğrendikleri çocuklarımın TEK odası…
Muhabbet Köşesi; Aile kahvaltılarımda, dostlarımla sohbet meclislerimde, misafilerlerimle huzur demlerimde, çiçeği eksik olmayan, her dem ışığını yansıtan umudu, sevgiyi aşılayan, bir mum ışığı ile süslenen sofram,nice hatıralarla dolu beyaz masam…
Geceleri ışığı yanan pencerelerime, ailemi tehlikelerden koruyan lale motifli kapıma, soğuktan donmaktan koruyan sıcacık kombime, güneşi eksik olmayan güney pencereme, her dem suyu akan bizi arındıran musluğuma…
Her akşam elinde ekmeği ile evimize koşarak gelen, yedi katı bir koşuda çıkan, varlığı ile güven veren, dünyamızda bizi kimselere muhtaç etmemek için çırpınıp didinen, salonda koltuğu ve dinlenme pufu hazır bekleyen babamıza…♥
Ne kadar az şükrediyorum dedim içimden, bunca nimetin hakkını eda etmekten acizliğime bir kez daha hayret ederek….
Sonsuz şükürler olsun, Mevlam her nimetine, Hamd olsun her ‘’An’’ sunduklarına…
Mihrican Ulupınar
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.