- 781 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Kederler sallanıyor kalp salıncağımda bu aralar...
Dizi film seyrederken,birden içimde bir yerden özlemimin kanadığını,aniden geçmişe bir u dönüşüyle içimde döndüğümü,adını kendime bile söylemekden korktuğum duygularımın kanadığını,kalbime kalbime akdığını hissettim...
Hüzün dolu melodinin,kapandığını sandığım duygularımı kanattığını,seven iki insanın birbirinden severken nasılda uzaklaşdıklarını,o arkasından çaresizce bakılan gözlerdeki acıyı hissettim...Belki yapılan roldü,fakat yaşadığım ve gömdüğüm öldü sandığım tüm duygularımı aniden suyun yüzüne çıkan atık parçacıklarının çıkması gibi,bilincimin üstüne çıkarması,canımı acıttı...Acıdım,sessizce,kendi kendime,offf dedim birden...Ciğerlerime aniden hava basıncının yüklendiğini,aslında havasızlıkmı,fazla basınçmı bilemediğim ama daraldığım bir acıyı yükledi,hemde hiç haketmediğim bir anda...
Son günlerimde,havadanmıdır,sudanmıdır,yaşadığım yerden yurttanmıdır,yoksa süpürüp süpürüp halının altına süpürür gibi yapdığım dertlerimi,üzüntülerimi bilincimin altına süpürmüşlüğümden,sanki yüreğimin üstüne bir çift öküzle dolaşıyorum...Ağırlık,yorgunluk,gözleri yere dikerek yaşamak...Oysa öyle birini görsem dalga geçerdim,hayırdır gözlerin toprağa bakar olmuş,ölcenmi diye?Şimdi kendimlede dalga geçmeyi çok isterdim ama gerçekden bazen içimden ölmek hissi geçiyor..Uzun bir yolculuğun ardından,karanlık bir patikada kaybolmuşluk hissi...Yokluk,ayaklarımın altından yerin çekilmesi,anlamlı olan her kavramın,anlamsızlıklara bulanması...Görüş açımın kaybolması,aydınlık diye umduğum geleceğimin birden bire siyahın her tonuna bulanması...Sıkıntıdan ve üzülmekden ziyade,çaresizlik ve kapana yakalanmış küçük bir farenin çaresizliğini yaşamak...
Avereliğimin ve vurdumduymazlığımın bana vermiş olduğu yetkilere dayanarak,hiçbir kavramda anlam aramıyorum...Ruhumun ve bedenimin,dünyaya tutunan bütün çivilerini söktüm attım sanki...Tutunamamak dünyaya,böyle büyük karanllık bir boşluğa düşecekmişlik hissi...Anlam aramaya bile yorgun hissetmek...
Yediğim,içtiğim,uyuduğum,gezdiğim,sohbet ettiğim tüm zamanlarımdan artık zevk ve anlam alamamak...Yorgunluk,bezginlik,herşeyden vazgeçmişlik,planlarımdan,isteklerimden herşeyden vazgeçmek,çaymak...Bakdığım hiçbir yüzde sevgi kırıntısı görememek,kimseyi sevememek,umut edememek...
Tüm bu cümlelerin toplamı,uzun süredir yaşadığım his...
Esnemekden ve yüzümü sıvazlamakdan,gözlerimi ovuşdurmakdan,sürekli uyuma isteğimi basdırmakdan yoruldum...
Kimseye rol yapamıyorum artık,en ufak bir tebessümden dahi uzak rol yapma yetilerim...Tahammül sınırlarım,çok sınırlı...Yok denecek kadar az taammülüm herkeze ve kendime,öfkelenmem an meselesi...Arkamı çabuk döner oldum herkeze..Eskiden yapılan hatalarda defalarca şans tanıdıklarıma,şimdi en ufak bir şans tanımak istemiyorum.Herkezden ve herşeyden yoruldum...
Yaşamımın pamuk ipliğine bağlı olduğu hissi..O pamuk ipliğininde oğlum olduğu gerçeği olmasa,dünya denilen bu yerde görülecek bir arka bahçe dahi aramıyacağım,her boku gördüm eyvallah deyip,kabzası güzel bir yedi altmışbeşi azıma sokup,nasıl pamuk tıkanır meftaya olayını deneyimliyeceğim galiba...Genede bu düşüncelerimin bile zırvalık olduğunu hissediyorum,bu dünyada hiçbir insanın yaşamı kendine ait değildir bunu derinden ve kederle anlıyabiliyorum...Keşke biri anlama yeteneğimi ameliyatla alabilseydi,anlamakdan ve görmekden yoruldum..Gözlerine bakdığım her gözün düşünsel ve hissel haritasını hissettmek lanet bir durum...Zira etrafda pek temiz ve saf gözlere sahip pek insan kalmadı...Arayış içerisinde değilimde,insanın kimselere güvenememesi,ruhumu yaralıyor...Güven duyulmadan ve sevmeden bu kocaman dünyayı yaşamak ne kadar ağır bir yük zavallı yüreğime..Kendime acımıyorum,acımak zavallıkdır,sadece yorgunum...
Belki yorgunluğumun ekseninden çıkmama yardımcı olur diye çarşambaya psikiyatriye gidicem...Umarım aptal saptal ilaçlar verip beynimi uyuşdurmamı söylemez...İlk defa gideceğim,bir arkadaşımın ısrarıyla..İnanmam dr lara pek,ama genede denemekde fayda var...Bu anlamsızlıklar diyarından kalbimi ve ruhumu bir an önce çıkarmalıyım,ben daha büyümeye ve delirmeye hazır değilim...Yaşamak denilen tahterevalliye binmek hoşuma giderdi eskiden,bu kadar çabuk inmemek lazım diye düşünüyorum...
Bunu en çokda canım oğluma borçluyum,okadar sevgi dolu ve neşeli bir kalbi varki,o mutlu diye hergün ve hergün hiç şikayet etmeden yaşamayı göze alıyorum..Yoksa,sevdiğim insanların gidişlerini seyretmek bana göre değil...Bilmiyorum,bedduaya çok inanırım,aldımmı,almadımmı bilmiyorum...Ama genede biryerlerde benim onları özlediğim insanlar var biliyorum,bilmem onlarda beni özlüyorlarmı...Belki öteki tarafda biryerlerde gene denk geliriz..Kimbilir...Hiçkimse bilemez...
oFF NEYSE NEY,
Buraya yazmamın sebebi rahatlamak amaçlı,etrafımdaki kimseyi gerçekden sevmediğim için,anlatamıyorum,anlatmalıyım ki,patlamayayım diye...Bir nevi kendime terapi yani...Yoksa kim ne düşünürse düşünsün çok tın...b