- 762 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Ötekiler
Tuncay Özkan’ın Silivri’deki son kitabı, ilk romanı…
Solukdaş’ına ithaf etmiş…
Kitabın fiziki özellikleriyle başlamak istiyorum önce… 176 sayfa, ciltsiz, 14*20 cm boyutlarında ve son zamanlar sevimli patileriyle her yanımızı saran Kırmızı Kedi Yayınevinden 2013 yılında çıktı.
Gelelim kitabın bende bıraktığı ayak izlerine…
Bir çocuğun devrimci duygularla yeşermesi… Ardından büyüyüp serpilen o çocuğun bizzat devrim saflarında yer almasıyla başlıyor roman…
Akıcı bir dil… Şahsen ben çok kısa bir sürede “okuyorum” demeye fırsat kalmadan “okudum bitti” oluveren bir kitap…
Romanda geçen mekânların bilinmemesine karşın kitabın baş tarafına konan harita çok başarılı… Bilmediğiniz bir bölge olduğunda dönüp bakabiliyorsunuz. Diğer yandan bence kitabın çok sinematografik bir yanı var… Yani bu kitaptan bir senaryo çıkartılıp sinema filmi yapılır mı derseniz bence çok rahat yapılır ( Ancak baştan söyleyeyim böyle bir filmi bu ülke kaldırır mı onu bilemem)…
Kahraman mı gerçek kişi mi desem bilemedim ama adı geçen kişi Hüseyin Yanç…
Aslında kitabın arka kapak yazısı durumu özetliyor ama bu kişinin başından geçen durum sırayla;
Devrimci… Sonra devrimciyken tünel kazıp kaçmasıyla;
Pkk’lı… Abdullah Öcalan’ın “hevali”yken;
İtirafçı… Cezaevinden çıkar çıkmaz o dağlarda çarpıştığı askerin saflarında;
Derken bir bakmışsınız “O şimdi asker”… Yine o bölgeleri çok iyi biliyor diye birçok operasyonlarda öncü olarak katılıyor. 15 ay yine o kurtulmak istediği kan, barut, dağ hayatının içerisinde geçiriyor. Sonra
İstanbul’a yerleşiyor. Seviyor, sevdalanıyor. Evleniyor. Birçok kez dolandırılıyor… Yoksulluk çekiyor ama hiç yoksunmuyor. Sabah akşam demeden çalışıyor alnının teriyle… Ardından;
Baba, oluyor… Onca zorluğu ve ölümle koyun koyuna yatmışlığından olsa gerek kızına “ Kardelen “ adını koyuyor.
Sonra bir arkadaşı ve patronunun ifadesiyle hiç ummadığı bir anda Ergenekon’a dâhil ediliyor. Serbest kalıyor. Bir süre sonra tekrar tutuklanıyor. Silivri’ye konuyor. Derdini anlatmaya çalışıyor ama onu kim dinleye…
Ergenekon’ da İlker Başbuğ’a suç ortağı yapılıyor. Tüm bu yaşadıklarının aslında başına gizli tanıklığı kabul etmediği için geldiğine inanıyor ve bu davada bildiği tüm doğruları anlatıyor ama onu yine kim dinleye…
Kitap işte böyle bir hayatı konu alıyor…
“Ötekiler” aslında nereden baktığınıza göre değişen bir kavram… Yani onlara göre biz öteki, bize göre onlar öteki…
Ancak bu kitapta da değişmeyen hayatın bir gerçeği var o da bir yerlerde birileri hala mahkeme kapılarında “adalet arıyoruz” derse - kim kaybetmiş ki - demek geçer içimden…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.