- 557 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Hanımlar, beyler
İçinizde parlar bir güneş, dışa sızdıramazsınız küçük ışığınızı. Oysa günü hapsetmek ne kadar doğru olabilir, zaman geçer kararır, zaman geçer yakar... Ne yapmalı-etmeli de bir yolunu bulup aydınlatabilmeli yürüdüğün her yeri? Mümkün mü be? Değil gibi pek...
’Ey güzel insanlar neden böyle yapıyorsunuz?’. Çığlığımıza biz bile tepkisizizdir artık. Yalnızca bir haykırış olarak kalır söylemek istediklerimiz çoğu zaman. Üstelik kendimiz bile dinlemeyiz bazen. Bu bazenlerin farkına vardığımızda içimizi müthiş bir telaş kaplar. İşte ben, tam da bu andaydım. Günümü solduruyordu insanlar, gördünüz mü canlarım hayat bu kadar kısa işte. Bilim insanı olmak isterdim, zamanı tanımlayamayan, şimdinin kavramını geçmişle ve gelecekle birleştiren, tanrıdan ve öbür yaşamdan emin olmayan, her türlü soruya binlerce olasılıkla yaklaşan, yaşlı, saçları darmadağın ve zayıf...
Bütün bu hallere girip çıkarken insan, günler günleri devririr, gariptir ki hiç değmezler birbirlerine düşerken, doğanın belki de en başarılı yasasıdır ’gün ve gece’. asla ama asla bir yanlışlık ihtimali olmayan tek şey budur belki de. biz ise yanlışlıklardan örülmeydik ama o örgüler o ilginç motifler tamamıyla bize ait değil miydi? Öylesine bilinçsizce yapıyor olmalıydık işi. Ama ustalığımız anlatmaya değerdi, birbiri içinden geçen ilmekler, yüzümüze maske gibi oturan yünler... Ne yapsak, yapsak da bitse bu karanlık günler. İpek böceklerini utandırmasak artık hem yüzümüz aydınlığa doysa güzel olmaz mıydı? Ah be güzel insanlar, güzelliklerinize hasret kaldım, körlüğünüzden sıkıldım. Bazılarınız görür de söylemez, dilsizliğinizden cesaretim paramparça ortada kaldım. Ne içimden adım atmak geliyor şimdi bilinmez yollara, biliyorum ki her yer ve her şey benzer, ne de olduğum yerde kalmak günler geceler boyunca...
Ne yapmam gerektiğini bilmediğim için hep beni suçlarsınız ah be kardeşlerim, bilmezsiniz ki ben, sizler yüzünden bu denli çaresizim. İsterim ki yalnız çiçeklerin susuzluğu olsun endişelerimiz, isterim ki sadece varoluş tartışmaları olsun kavgalarımız... Saçlarımızı gözlerimizi şehvetsizce öpelim isterim herkes herkesi tanısın herkes herkesi sevsin isterim. Ne iş dünyası olsun canımızı sıkan ne ödenecek borçlar... İsterimki hep beraber kurduğumuz bu düzenden yaka paça sıyrılıp düzensizliğin ve özgürlüğün sıcaklığında dans edelim. Ama bilirim ki gerçekler vardır, birer gölge olsalar da... ve gölgeler günü kesmeye yetecek güçtedir. Hangi yola gidersem gideyim, dünyanın neresinde olursam olayım, bu istekler hep birer ninni, birer çocuk masalı ve aptal birer avuntu olarak kalacak. Keşke bir yeteneğim olsa, insanlara tutsam ayna onlar başlasa ağlamaya, keşke bir şansımız olsa. Keşke kalmaya ya da gitmeye ikna edecek güzel sözler olsa. Keşke insanlar terslemese bu pamuk şekerden hayalleri, biz onların canavarlarını dinlerken hiç öfleyip püfledik mi?
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.