- 403 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Yönetim Merkezinin Potansiyelli Oluşu
Varlık içte ve dışta potansiyellidir. Bulut içte birikmeğe (şartlarını oluşmağa), dışta da şimşeklerini yıldırımlarını savurmağa potansiyellidir.
Yerin içi ısınmağa, yer kabuğu kırılmağa, magma da yeryüzüne fışkırmaya potansiyellidir.
Çevre inişli çıkışlı, eğirilip bükülme ve düzleşmelerle topoğrafı alanlı olup; dıştaki alanın bu potansiyeli de sizi; yokuşta yorar. İnişte koşturur. Düzde bayar oluşuyla da bu alan durumlar sizleri her daimle, bu durumlar içinde üzerinize alan etkimeli kuvvet oluşlarıyla sizlere daima potansiyelli olurlar.
Sular yayılmaya ya da yayılarak, ilerleyerek; akmaya, buz tutmaya potansiyellidirler. Bunlar bir özdeki özelliktirler. Özdeki özellikler zıtların (karşıtların) varlığı ve birliği gereği oluşurlar. Söz gelimi, bir şey içine ısı almaya ya da çevresine ısı vermeye potansiyellidir.
Yine şeyler dıştan basınç almaya ve dışa da basınç uygulamaya eğilimle, potansiyelli olurlar. Canlılar bu kabil genel fiziksel kimyasal ortak potansiyel taşımalarına karşın; istemli istemsiz oluşla da dışa doğru ve içe doğru adeta kendilikten potansiyellidirler.
İçte beliren cinsel bir potansiyele karşın, dışta bunu karşılamaya yönelik davranışları kotaran güdü ve güdüler de birer potansiyelliktirler. Ha keza duygu ve bilinç durumu olan bilgi ve ruhsallıkta sizde birer potansiyelli oluşturlar.
Sabah işe gidecek olmanız da bir potansiyelliktir. Şartlanmalarınız da bir potansiyellktir. Sizi bekleyen dolmuşa müşteri oluşunuz da dolmuşçuya göre bir potansiyel durum oluşunuzdur. Otobüsün önüne atlamakta olan çocuğu tutmanız da bir potansiyelliktir.
Sizin hırsıza yağmacılara iştah oluşunuz, bir aslana av olmağa davetiyeniz de sizden çevreye karşı bir potansiyelliktirler. Bu belirtişlerdeki amacım okura potansiyel oluşu sezdirmektir. Potansiyel oluşun sosyo toplumsal, ekonomik, ruhsal ve buhran sal oluşuyla birçok kriminal türünün derin analizlerine girip konuyu derinleşecek olan yüzüne değinmeyeceğim bile. Bu tutum konum dışı bir gayret olur.
Yönetim merkezi her zaman yüksek potansiyelli olmuştur. Nedeni de, sosyo toplumsal çevre güdenli doğal basınçla merkezden çevreye; çevreden merkeze gel-git yaptıran sosyo toplumsa gücün; somut yaptıranlı ve soyut yaptıranlı entegrelerin birer toplamları olmasından kaynaklanırlar.
Sosyal ortamın potansiyelce çevre güdenli olmasının içinde, seçme ayıklamalar vardır. Bu çevresel seçme ayıklamalara gel-gitlerini yaptıran şey de, kişinin kaygılarıdır. Çevre, biyolojik yapılı ve sosyal edimli varlık üzerine, kendi potansiyeliyle kaygıları (stresi) yükler. Çevre potansiyelinin biyo sosyal varlık üzerine yüklenme etkisi, biyo sosyal varlıkça kaygı ya da stres oluşuyla okunur.
Kaygı potansiyelli uyarımın etkisindeki kişi haz veren potansiyelin gel yapan yaklaşımına cazibe olur iken; elem veren potansiyel de kişi üzerinde kişiye git yapan kaçınmalı tepkide bulunmayı, indükler olacaktır.
Kısaca sosyo toplumsa çevrede yönelten potansiyellik varken; sosyo toplumsa potansiyelli gücün içeriğinde sosyo toplumsa bilinç vardır. Sosyo toplumsa bencillik vardır. Sosyo toplumsa sağlatma ve üreten ilişkilerde bulundurma gibi birçok alan durumlu potansiyellikler vardır.
Buradaki potansiyellik kendilikten yaptıran bir güç oluşla da düşünülebilir. Çevrenin kendi içine parçalı alan etkili güç yükler oluşuyla birlikte, maddi manevi değerlerin çekim ve itim potansiyelliği de oluşur.
Bu nedenle yönetimin merkezi; her bir sosyo-toplumsal durum ve her bir sosyo toplumsa entegreler olmasından çok daha büyük bir potansiyel oluşa sahiptir.
Sosyal yapı; kişi kişiler dayanışmalı ortaklaştıran bağıntıyla, doğal potansiyelliğin içinde kendisine sağlama yapmanın ilişkisidir.
Oysa toplum da, birey ve bireyler arası farklı nitelikli emek ürününün değişimleri söz konusu olmakla toplum emekler takasını öngörür. Emekler takaslı öngörülü süreç bağıntısı da doğayı üreten ilişkidir.
Yani çevre potansiyelinin bir kısmı toplum içindeki insan maharetiyle yine çevre potansiyelinin kendi üzerine dönmüştür. Çevreden gelip çevreye döndürülen yetenek, çevredeki potansiyeli dizginler ve kontrol eder.
Erken dönemin koşulları içinde toplumsal yapı olmadığından sadece ve temel inşa olarak, sosyal yapı güdendi bağıntılar vardır. Bu sosyal yapılı bağıntılar da, inanç olmakla asla din değildirler. Her din bir inançtır ama her inanç, din değildir.
Sosyo toplumların yönetim merkezi ve sinir merkezi, totem alan içinde oluşan toplanma ve kapsanır. Koloniye ve sürü yaşamdan sonra, sözel totemi yasaları olan ilk sosyal alanlar; totemi alandırlar. Toplumların totem alanının kapsamıyla, sosyal totemi alanın kapsamı aynı şey değildirler. Her ikisi de totem alan oluşuyla ve kendi sürecine totem alan akışkanlığı verirlerken ancak benzeşirler.
Totem alan kendi sosyal çevresine salınım veren ve çevresindeki totemi sosyal varlığı o salınımlarıyla senkronlayan bir osilasyon kaynağıdır. Bu tını veren kaynağın nedeni, potansiyeli alan içine sağlatma yapar olmakla tınıma yapmasıdır. Sosyo toplumlar ana osilasyon (yöneten) merkezin kaynağına göre salınım yaparlar. Yani sosyo toplumlar temel gereksinimleri sağlamakla senkronize olurlar.
Pekiyi, yönetim merkezi, bu tür potansiyelli oluşunu (gerilimini) nasıl harekete geçirir? Kuşkusuz ki yüksek potansiyel ile (yüksek basınç ya da yüksek gerilim ile) alçak potansiyelli gerilim ya da basınç arasındaki farkın, kendilik potansiyelli oluşuyladır. Ki, yüksek basınç sürece seçme ayıklama yaptırır olma esasıyla çalışan yüklerine, yük akışı yaptırır.
Yönetim, yukarıda söylenen nedenden dolayı daima yüksek gerilimli, ya da yüksek potansiyellidirler. Yönetim ekseni: o çevrenin kendi doğal baskı ve basıncı olan durumuyla bir sosyal birliğin bu duruma düzenli bir yönelimini sağlar.
Yönetim merkezi bu sağlatma ve sağlaşmayı yapacak olmanın, özel ve öznel çekimli irade olmasının meşruluğu ile potansiyelli olmasıdır. Bu yeniden ve yeniden düzenli sağlatma daha sonra gelenekleşir. Yönetim merkezinin potansiyelliği bu yönelimlerin baskı ve basıncıyla oluşan çevrimse bir sarımdır da.
Yönetimin özeği olan yöneten ağırlık merkezi; merkezinin baskı ve yüksek basınç olmasından ötürü yönetimim kendi çevresi olan sosyo toplumunu, alçak basınç ya da alçak gerilimli potansiyel oluşla belirler. Sosyo toplumlarda istenen enerji, hep parçalı akan enerji olacaktır. Akışı da bunlar yapacaktı.
Yani bir yönetim merkezi içinde parçalı akışlardan birisi olan tarım sektörünün istek ve gereksinimi olan enerji kullanımları, bir biyo kimya laboratuvarının istek ve kullanımıyla aynı ve aynı zamanda olmayacaktır. Kişilerin istek ve ihtiyaç miktarları ve önem sırası, isteklerin yeğinliği (şiddeti) dahi hep birbiriyle aynı olmayacaktırlar. Bunlar sistemin arızası ve tıkaçlı oluşuyla parçalı akış yapmasıdır.
Yönetim merkezi içinde doğanın baskı ve basıncı zaten vardır. Yönetim merkezinde bu doğal baskı ve basıncın olması; zaten sosyal talebin parçalı ve aksamalı oluşmasından daha öncedir. Yönetimin özeği içindeki doğal baskı ve basıncın potansiyelliği, sosyal talepten daha büyük bir baskı basınç ve yasal oluş olmasıyla, yönetim merkezindeki başlı başına bir gerilim olmanın kendisidir.
Kısacası, sosyo toplumun yönetim merkezi üzerinde oluşan parçalı istek ya da talepleri; hiçbir zaman yönetim merkezlerinin uhdesindeki toplam potansiyelliğin büyüklüğüne erişemezler. Bu nedenle de yönetim merkeziyle, yönetimin çevresini dıştan dolaşan enerji içindeki istek-talep, hizmet. Vs. türü taleplerin karşılanması, niceli oluşla hiçbir zaman eş potansiyelli olamazlar.
Bu nedenle ve doğal oluşuyla. Yönetim merkezi ile yönetimin çevresi arasındaki alçak ve yüksek basınç farkının oluşuyla; yönetimin merkezinden, yönetimin çevresine doğru potansiyeli bir akış vardır.
Yine yönetimin çevresinden, yönetim merkezine doğru, bu fark potansiyelden dolayı da daima bir akış ve aksamalar vardır. Çevreden yönetimin merkezine doğru olan talep akışı; hep olması gereken bir girişme oluşuyla yokuş yukarıdır ve zorlukları içeren, zorluklar gösteren bir akış ve direnç oluştur.
Yönetimin kendi içi de daima sürtünme ve firen etkisinin altındadır. Yönetim merkezinin kendi içi bu sürtünme ve firen etkisinden ötürü, yönetim merkezinin içi de, alçak ve yüksek potansiyelli kesikli sürekli topaklanmalardan oluşur. Yönetimin merkezindeki bir sürece de daima akış, yaptırılmaktadır.
Konu detaylarına girmeden. Sadece bir hatırlama ve bir konu kavranması olmak bağlamında ve bu konunun anlam genişlemesinin kıvılcımlaşması oluşuyla yönetim merkezlerindeki firen direnç ilişkisine ve akış yapmakla; sürekli enerji sızdırma akışı yapan süreçlerine, şu örnekler verilebilir.
;Yönetim merkezindeki ast-üst ilişkisi sürekli enerji sızdırma akışı olmakla firen ve direnç ilişkisidir. Yine ha keza başbakan- bakan; müsteşar, genel müdür vs. türü oluşlarıyla memura dek hiyerarşin bir sürecin firen etkili dirençle basınç potansiyelli ligi yönetim merkezlerinde hep vardır. Yönetim merkezi içindeki geçen zamanda, görece eğim ve akışlı olur.
Üstten asta doğru eğim akışı kolay ve hızlı iken; asttan üste doğru olan akış yavaş ve zorluklarla karşılaşır. Örgütlenme veya teşkilatlanmalar da bunlara örnektir.
Bu hiyerarşide astlar alçak potansiyelli oluşlarıyla emir alırlar, Üstlerse yüksek potansiyelli oluşla, emir verirler. Üstlerin potansiyel oluşları, tüzelin güçle yetkilenmelerinden kaynaklıdırlar.
Tüzelini potansiyel içinde yetkilenen durum, yönetim merkezinin kendi içinde basınç yaratma ya da potansiyel farkı yaratmanın kendisidir. Ki bu nedenle bu durum yönetim merkezindeki enerjinin akış yapması ve yönetim merkezindeki enerjiye akış yaptırılması demektir.
Bakan-bakan; müsteşar-müsteşar; milletvekilleri-milletvekilleri vs. gibi eş düzey potansiyelliler de kendi aralarında kurul toplantısı yapar. Veya kabine toplantılı tartışmalar yapar. Ya da parlamento görüşmeleri vs. oluşuyla yasa kanun sunu vs. yapışla tartışılmaktan ötürü sürtünme ortaya koyarlar.
Bir bakanlık, yönetim merkezinin potansiyeli içinde hem bir filtre, hem de bir geçirgenlik oluşuyla sükûnet ve aktivasyon kazanırlar. Söz gelimi savunma stratejiği bir durum karşısında eğitim bakanlığı bir set, bir engel, bir filtre gibi davranırken; eğitim konulu enerji potansiyelinin akış yapmak istemesi karşısında eğitim bakanlığı bu süreç kodlarına duyarlı olup, aktive olacaktır.
Sürtünme enerji kaybı yaratmakla, ortamı alçak ve yüksek potansiyelli duruma da sokar. Sürtünme yönetim merkezinin kendi içinde tartışma yapmasıyla zıt ve farklı düşünceleri ortaya koymasıyla zaten yönetim merkezinin içinde kendi iç dirençli, enerji kayıplarını da oluşacaktırlar.
Yönetim merkezinin doğasında olan bu iç direnç, yönetim merkezindeki ve yönetim merkezi dışındaki genel potansiyele göre kendi alçak potansiyelli durumlarını oluşaraktır. İç direnç yönetim merkezinin kendi içinde yüksek ve alçak potansiyelli alanları yaratırlar.
26.03.2015
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.