- 1153 Okunma
- 4 Yorum
- 1 Beğeni
gölge kırıkları
Delik deşik hayallerin arkasında kalan en zorlu düş akımlarının daralttığı sahneydi aklımda zorlanmadan oynanan. Bir kılıcın parlayan yüzü, kaç çekicin vuruşu ve gölge kırıkları zihnimde.
Onlarca giyotin bir o kadarda intihardır beynin içinde düşünce...
kendi kendimi kandırırken buluyorum yine kendimi.
Ben ki;
kırık dökük hatırladıklarımın arasında solmadan durabilen yanımda yükselmiştim daima. Kaç örselenmiş yalnızlığı büyütüp kaldırmıştım kutuya.
Kaç oyuncu kaç karartılmış alan tesir etmemişti de, dudağından boşalıveren bir kaç cümleyle dökülmüş tüm yerlere...
bir sözü anlamanın ötesi neydi derseniz o sözde yitip gitmek derdim sanırım bu defa...
gereksiz yere tuttuğum şeyler ertesi günde de önüme dikiliyor ve bundan rahatsız olan yanım haykırıyordu. Nöbetçi eczane misali diğer yanlarım da yaraları tedavi etmekle uğraşıp duruyordu. Bir şeyleri düzeltebildiklerini sanmıyordum ya neyse.
Gereksiz sataşmalar, lüzumsuz serzenişler ve arada oluşan onlarca mesafe...
Büyümek miydi bu?
Veya uzaklaşmak her şeyden?...
yoksa durduğun yerde kalıp olduğum yere mıhlanmak mıydı daha çok?
Aradaki ritmi kaçırmıştım. Ayaklarım ve bedenim iş birliğini yitirmiş, her yere birlikte savrulup koşmak yerine ayrı ayrı seyirtmeye başlamıştı sanki.
Kayıpları önemsemenin ötesinde kaybolan her şey için yitirdiğim duygusundan kurtulabilmek epey sıkıcı sonuçlar üretiyordu. Kendi kayıplarım da boğulup duruyordum.
Kaç oyuncu, kaç gölgelikli arena, kaç sahne merakı toplanmış ve kaybolmuştu hüznümde. Bütün bunların şahsiyetime zarar veren bölümlerini kafama takmış ama takıldıkları yerden nasıl söküp atılacaklar anlayamamıştım hala.
Geri adımlamak ileri adım lamanın zıddıydı. Ancak anlamadan geri adımladığınız her an bizi dibe, daha da dibe çekecek şeyler gelişiyordu.
Ki;
en büyük yalnızlık kendinde bulamadığın kalabalıktır bazen...
aslına eremediğim her gerçeğin bana yansımayan yüzünde oluşan her yanılgı kendi artan sesimin bana attığı çelmeydi ve doğrulmak sadece bir an meselesiydi...
yağmurun dokunuşunu izliyordum cama ve çalan telefonun sesiyle irkildim aniden.
Telefona doğru yürürken arayan numaraya takıldı gözüm.
Hayaletlere inanmayı bırakmıştım oysa ben.
maİde özGüç
Bodrum/ 2015/