- 1705 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
Bİl'iliyor musunu'uz?
Biliyor musunuz ?
Bana geliyorlar dert yakınıyorlar
Çok gece eskittim onun bunu dert diye
Yakınıp da feryadı figanlar koparan tonlarca
Laflarını dinlemekle zamanımı kurban ettim
Biri işim düzgün gitmedi kar etmedim diye yakarıyor
Diğeride maç yaparken yenilmiş ona üzülüyor
Diğer arkadaşın sıkıntısı ise notunu düşük vermiş hoca o na bozulmuş
Sevgilisi artık konuşmayalım dediği için yüzü beş karış bir başka arkadaşımızında
Ha Furkan’ın canı sokakta bize gelirken ona ters bakan biri bozmuş ona ters bakmış göz altı hemde kafasını yan çevirmiş öyle bakmış
Gelde sinirlenme diyor az kalsın tokat tekme girecektim
Handan da annesi sen tembelsin demiş ona iyi temizlememişsin pencereleri zaten mutfakta da başarılı değilsin yemeklerin yeterince tat vermiyor demiş annesi o da ona çokk kızmışş epey zamandır ağlıyor karşımda ki kırmızı kanepede sarı birşeyler de giymiş sen sen Galatasaray ı mı tutuyorsun diye soruyorum bana da bozuluyor sonra anlıyorum ki fenerliymiş
Tabi ki de komşu çocuğunu da unutmamak lazım
Kaç zamandır hoşlandığı kıza açılamıyor diye
Müziğin sesi sonda cigarası elinde bazen de diyorlar içiyor tabi kollarını falanda jiletlemiş
Neymiş efendim seviyormuş da aşıkmış da falan fistan onun için kendine emanet edilen bedene zarar veriyor bir başka beden için kendisine verilen bedene zarar veriyor
Bu şehirimde şehirlerinde ülkemde böyle olmuş
Bende diyorum ki
Tutmayın beni bu defa konuşma hakkı benimdir
Ulan ne nankör’sünüz be olan size verilenleri nasılda görmüyor gözünüz yukarılarda başınız
Hep bana hep bana bana verilen az diyerekten
Nefislerinize yenilip de diğer herkesi ezme çabasına girmişsiniz
Ulan dünya malına ve süsüne ne kadar da aldanmışsınız
Ulan hiç mi gözünüz hastaneleri görmüyor?
Yataklarda kıvrananları görmüyor?
İşitmiyor mu?
Yakın birinizden hastanelik olmuş elden ayaktan kesilmiş Mahmud’un zar zor konuştuğunu konuşmaya muhtaç olduğunu konuşurken kelimeleri yuttuğunu ama anlaşıldığı kadarıyla
Tekrardan ayaklanmak istediğini
Bir bardak su masadan elleri ile pardon dilim sürçtü bir eli kesilmişti kalan bir eli ile almak istediğini merdiven yürümek dışarıya çıkmak güneşe çıkmak ışığında ısınmak istediğini
Yürürken birden yağmurun bastırmasını gök gürültüsünün içine farklı bir haz verdiğini delice ıslanırken mutluluğu gökyüzüne yükseleceğini sonra eve gelip üstünü değiştirirken dolap da ki sütü çıkartıp içerken bu nasıl mutlulukmuş diyeceğim ben en küçük şeylerden mutlu olacağım mutlu olmasını bileceğim artık demiş
Elimi kaybettim portakal soyarken asla bakıp da üzülmeyeceğim çünkü ben şunu anladım
Her an diğerini de kaybetme adayıyım
Elimde var olanla mutlu olamazsan hiç bir zaman mutlu olunmayacağını anladım
Şu unutulmamalı herkes her an başına geleceklerden bir haberdir ölümlü dünyada yaşıyoruz kimseyi insanım diyorsan kimseyi hor görmeyeceksin bu dünya da
A Haluk Fidan | ben bunu yazarken en küçük şey olduğunu düşündüğün sana en büyük mutluluğu tattırabilir eğer başını toprağa bakarak ben sana ayak bastıkça şanslıyım diyebiliyorsanız işte o zaman bilinçciniz size sizin ne kadar değerli olduğunuzu söyleyecektir | ilk başlarda örnek teşkil ettiğim gibi başkalarında. Beklentisiz herşeysiz olduğunu görecek düşüncenizde boş beklentilere girmeyecektir | mutlu düşünceler herkese haydi eyvallah