- 947 Okunma
- 21 Yorum
- 0 Beğeni
'' SAPLANTI ''
Dün bir arkadaşın yazısını okurken gözüme bir soru takıldı .. Soruda ’’ Saplantı bir hastalık mıdır ? ’’ diyordu .. TDK’ın açılımına göre saplatının anlamı ; Kişinin, etkisinden kendini kurtaramadığı yersiz saçma düşünce, sabit fikir, fikrisabittir ... Yani bu bir tür hastalaık olabileceği gibi aynı zamanda da bir konuda sabit düşünceleri olan insan anlamına da gelebilir ..
Adamla kadın konuşurlarken bir gün kendi aralarında ;
-ne iyilik, ne kötülük.sen ve ben,yalnızca,dedi kadın.
-bu cennet mi,yoksa cehennem mi oluyor? dedi adam.
-araf, dedi kadın.
-orda da sevişilir mi? dedi adam
Şimdi adamın düşüncesine bakıldığında hem psikoljik olarak bir saplantı söz konusu hem de sevmek adına bir saplantı var ki bu çok da yanlış bir yaklaşım değil bence . Bir ömür boyu sevmek fikri sabit ise bir insanda bu güzel bir saplantı değil midir sizce ya da gelecek bir sevgiliyi beklemek ya da dünyada herkesin mutlu olmasını isteme gibi sabit bir fikre sahip olmak ya da şu an dünyamızda yaşanan haksızlıklara hayır deme fikrindeki sabitlik , sizce bunlar güzel saplantılar değil midir ?
Güldane Dal ( 20080629 )
YORUMLAR
İnsan yaşamı her ne kadar evrensel pencerede bir anlık bir ışık parlaması kadar kısa olsa da kendi içinde sonsuzluk içeren, zaman mekanizmasını anlamsız hale getiren bir olgudur. Ömrümüzde bizi bekleyen yıllar sanki hiç bitmeyecekmiş gibi gözükür, geçmiş ise su gibi akıp gitmiştir, ikisinin de bize hissettirdiği çok farklıdır. Gelecek hep vardır ve daha zaman vardır. Geçmiş ise "keşke" ler ve "iyi ki" lerle doludur. Ne kadar iyi bir yaşam sürersek sürelim sıkıntılarımız olacaktır ve bize hep ruhsal veya fiziksel rahatsızlıklar yaşatacaktır. Tıpkı unutamadığımız mutlu anlarımız gibi onlar da bizim bir parçamızdır ve memnun olmadığımız yerleri tamir etmemiz için fırsatlardır. Bazen çok acılı süreçlerdir ama eninde sonunda bize bir şeyler katacaktır.
Yaşamı verimli bir şekilde devam ettirmenin belirli kurallar var ancak ne yazık ki bu kuralları öğrenmek bazen bir ömür boyu sürebiliyor. İşte tavsiye edilen beş altın anahtar;
OLGUNLUK
Olgun olmak yaşlı olmak değildir. Yaşlanmaksa bilge olmak değildir. Yaşamının başından beri olgunlaşmak için çaba harcamamış insanlar kendi kısır döngülerinde yok olan yaşlılar olacaktır. Burada zaman çok önemli bir kavram haline geliyor. Olaylara olgun bir şekilde yaklaşabilmeye hemen şimdi itibariyle başlanmalı ki yaşlılık döneminde mutsuz, aksi, hoşnutsuz bir ihtiyar olmak yerine, yaşanan tecrübelerin meyvelerini toplayabilen bilgeler olarak geçirilsin. Olgunluğun ilk altın kuralı başkalarının fikirleriyle değil, kendi doğrularımızla yaşayabilmek.
SAMİMİYET
Masumiyet duygusunu kaybetmeden sevebilmek, sıkı dostluklar edinmek, insanların dertlerini dinleyebilmek ve gerekirse yardım edebilmek. Bazen karşılık beklemeden, bazen karşılık alarak sevebilmek. İnsani içgüdülerin en temelinde yer alan birilerine yakın olma hissini reddetmeden, küçümsemeden var olmak ve "ben" duygusunu "biz" duygusuna çevirebilmek. Zenginliğin, kariyerin sevilmeden, yalnız başına hiçbir anlamı olmadığını bilmek aidiyet duygusunu yeniden canlandırır.
ALTINCI HİS
Ruhun doğal bir sezgisi vardır. Kendimiz için iyi olanı hissederiz ancak bazen şartlar müsait değildir. Temkinli davranarak zarardan yarar çıkarabilir, beynimizi kullanarak bilgiyi, sezgiyle özdeşleştirebiliriz. Gözlerinizi kapatın ve sezginize her zaman kulak verin, ve kendinize hep şu soruyu sorun "Bu durum benim için iyi mi?".
FARKINDALIK
Hiçbir şey doğru veya yanlış değildir. Ahlak göreceli bir kavramdır ve kişiden kişiye değişkenlik gösterir. Bunu eleştirmek veya değiştirmek de doğru değildir. İnsan önce kendini tanımalıdır. Kendi için iyi olanı yapan hata yapmaz, en azından tekrarlamaz. Burada kritik nokta başkalarının doğrularını değil, kendi doğrunu fark edebilmek, algılayabilmek ve de uygulayabilmektir.
ÖZGÜRLÜK
İnsan özgür olmalıdır. Fikir, davranış kısıtlaması olan insanlar büyüyemez, gelişemezler. Öz iradeyi harekete geçirebilmek için özgürce karar verebilmeli ve uygulamalıyız. Özgürlüğün ilk altın kuralı "Hayır" diyebilmektir. İstemediğimiz hiçbir şeyi zorla yapmamalıyız, bu bizi kısırlaştırır, duru görümüzü kapatır. Fikrinizi özgür bırakın. saplantısız ....
Şimdi adamın düşüncesine bakıldığında hem psikoljik olarak bir saplantı söz konusu hem de sevmek adına bir saplantı var ki bu çok da yanlış bir yaklaşım değil bence . Bir ömür boyu sevmek fikri sabit ise bir insanda bu güzel bir saplantı değil midir sizce ya da gelecek bir sevgiliyi beklemek ya da dünyada herkesin mutlu olmasını isteme gibi sabit bir fikre sahip olmak ya da şu an dünyamızda yaşanan haksızlıklara hayır deme fikrindeki sabitlik , sizce bunlar güzel saplantılar değil midir ?
Evet çok güzel bir saplantı. Sevmek saplantısı. Sevmek düşünmektir aslında. Güç kullanmak değildir aslında. Ve bu saplantı en çok çocuklarda mevcuttur. En çok ve en temizini çocuklar severler. ve sevilip sevme saplantısıyla büyümeye çalışırlar. Ve sevgiyi Aşırı güç, bencillik öldürür.
Çok çok güzeldi. beğeniyle okudum. tebrik eder, selamlar, saygılar sunarım.
Bir insan istediği gibi düşünmede özgürdür sevgili kutbo yani o adam o kadını istediği gibi arzuluyabilir ama ne zamanki sizin de dedğiniz gibi kadın istemediği halde ilişkiye zorla geçmek ister işte o zaman suçlu olur ama zina olmaz onun adı ... Ben adamın ya da kadının sevme isteğinin gayet normal olduğunu söyledim ki taraflardan birisi istemediğinde bunun da adamda ya da kadında saplantı olarak görülmemesi gerektiğini söyledim ... Aslında bana sorarsanız normal ve anormal kavramlarıda tartişılır ama bu konuya girmiyeceğim :))) Onla ilgili de yazı yazmayı düşünüyorum ama daha sonra :)) Ayrıca bu yazım da çok aceleye geldi , biraz daha düşünüp yazsaydım belki bu yanlış anlaşılmaların hiç birisi de olmazdı diye düşünüyorum ...
Yazıma göstermiş olduğunuz ilgiden dolayı ayrıca teşekkür ediyorum çünkü ben tartışmayı ve fikir alış verişini çok seviyorum , güzel yorumların için teşekkürler kutbo , sevgilerimle .............
Sevgili Dost...
Aslında aynı düşünceleri paylaşıyoruz...Sadece "kulağımızı" farklı biçimde ellemeye çalışıyoruz gibi...
Ben yanlışı sadece kadın yapar diye söylemedim...Tersi de
olabilir.éHadi bana eyvallah deyip giden..zaten saplantılı değildir.Keşke hepimiz o açık fikirliliği göstere bilsek.
Benim anlatmak istediğim,Saplantı normal insan da olan
bir durum ise ..ne olur.? Yoksa hasta olan,şizofren olan
kişi ,bu konunun dışında.
Diğer bir sorun.Demişsinizki"adamın sevişme arzusu neden olumsuz olarak niteleniyor?
Sevişme arzusu,karşılıklı olursa normaldır.Tek taraflı ve sürekli bir istekse....bu saplantıya örnek olabilir.Evli çiftlerde bile tek taraflı ve zoraki bir ilişkinin zina olarak kabul edildiğini unutmayalım.
Saplantı hakikaten bir hastalıktır, kişi bir noktada sabitler beynini ve oradan dışarı çıkamaz ve hep mutsuzdur saplantılı kişiler...Bu yaşadığı bir olayın travmasıdır aynı zamanda ve saplantısı olan kişiler bu saplantılarından zor kurtulurlar yüreğine sağlık güzel bir yazıydı Güldane kutluyorum...
Sayın kutbo neden kadın yanlış yapıyor da erkek hep kadın tarafından dolduruluşa geliyor , neden kadını suçluyorsunuz? _ Tutki öyle oldu diyelim neden erkek silaha davranıyor , neden '' iyi o zaman hadi bana eyvallah '' deyip çekip gitmiyor ? Günümüz toplumlarındaki çarpıklıklar haklı olmuyor , sadece gerçeği gösterebilir ancak , ama her gerçek haklı değildir malesef .. Evet saplantı bir hastalıktır ama sabit bazı düşünceler de bir sürü haklı noktalarda olabilir ayrıca saplantılı da olunsa hastalık anlamında yani sizin dediğiniz gibi o zaman hasta insanlarımız haksız mı oluyorlar mesela şizofren birisi suçlu mu oluyor hasta olduğu için ?.. Ben burda bazı bakış açılarını sorguluyorum sadece yoksa kelimenin anlamı bu değildir demiyorum ama bir kelimden çıkıp bir çok şeyi anlatmaya çalışıyorum ve onun içindirki kelimenin kendisini tırnak işareti içerisine aldım ..Ayırca örneğimdeki adamın sevişme arzusu neden olumsuz olarak niteleniyor? Aklından çok fazla geçiyor olabilir , hatta tek düşüncesi o da olabilir hatta dediğiniz gibi hastalık derecesinde de olabilir ama sevişme duygusunun kendisi anormal bir olgu değildir ..
Sevgili dost.
Belirttiğiniz gibi(TDK nın açılımında) Saplantı...
Kişinin, etkisinden kendini kurtaramadığı yersiz saçma düşünce, .....ise ki bence öyle....
bunun hiç bir alanda olumlu...."iyi"..göremeyiz.
...
Örnek hikayede verdiğiniz sevgi saplantısına olumlu bakışınız beni şaşırtı.
Diyelim ki hikayedeki kadın yanlış bir şey yapsa veya
erkek dolduruluşa gelse...sevginin sonu ne olur.?
Ölüme kadar gider ...örnekleri medyada...çevrede
duyuyoruz.
....
Siyasilerimizin koltuk saplantılarından bahsetmiyorum:)
...
Bence,saplantı bir hastalıktır
.Saygılar
Benim yorum da vurgulamak istediğim şey aşırı gitmeden sevmektir. Asla Leyla ve Mecnun'a ya da Ferhat ile Şirin'e böyle denemez. Çünkü onlar sevseler de sevgilerinde belirli bir seviye taşır iç dünyalarında.
Benim söyleme çalıştığım şey bir insan birini ömrü boyunca sevebilir ama bu sevgi hem kendine hem de başkasına zarar vermediği sürece "sevgi"dir.
Ya kendine ya da sevdiğine zarar veren bir kişinin sevgisi saplantıdır.
saplantının tanımını şöyle yapayım kendimce;" birine ya da bir şeye aşırı değer verip illa ama illa benim olacak" diyenler saplantıdadır. Ama Leyla ile Mecnun'da ya da diğerlerinde kavuşma arzusu vardır ve karşılıklıdır bu istek.
Umarım ben de kendimi ifade edebildim.
Bir kere ben sizin için söylemişitim sayın mekansız ama beni dinlediğiniz için teşekkürler :)))
Saplantıya gelince dediğiniz her iki noktada da olabilir hatta başka türleride vardır onlarda kendi aralarında bölümlere ayırılabilir ama burda yorum yazan arkadaşların hiç birisi buna siz de dahil olmak üzere UKELA değillerdir .........
Guldane Dal tarafından 6/30/2008 8:47:04 PM zamanında düzenlenmiştir.
hehehe harka bi yazı bence güldane hanım hiç kötü yazarmı o diyosa öledir ukalalık etmeyelim o bişeye çabalamaz direk dökülür kaleminden............(bu benim eski rumuzuma yaptığınız misilemeden ötürü yazıyorum)
ama yazi olrak güzel bir çaLIŞMA ANÇAK SAPLANTIYI İNSAN KENDİSİMİ yapar yoksa zaten varmıdır
Saplantı bazen iyi bazen kötü molabiliyor fikirisabit olmak bazen yanlış olaylarda büyük hatalr çıkarıyor karşımıza ve sevigde saplantı yok be can bazen iyi olmuyor saplantı şekılınde sevmek sevene değilde sevilene zarar verir her şey kararında güzel tecrübye sabit dediklerim can :))
tebrikler sevgiyle
:)))
benim saplantılarım çok fazla inanız ki doktora gittim ama o beni düzelteceğine oda sonunda ben gibi oldu ...
kendimle başım dertte...
şaka bir yana konu çok göreceli...sussam iyi olacak son günlerde nokta koysam olay oluyor sonra bir sürü cevap ver dur....ö.mesaj benim yüzümden kapanacak...
kutlarım yazını....
İdefix; sabit fikirlilik.Bunun aslı doğmatik düşüncelere sahip olmak yani inak !Körü körüne bir şeye kafa yormadan inanmak !Bu son derece tehlikeli. o zaman her seçeneğe geçerli geçersiz sürekli muhalifsinizdir.
Oysa bilinçli seçim tercihtir FİKRİ SABİTLİLİK İLE KARIŞTIRLMAMALIDIR...,SAYGILARIMLA...
Bir ömür boyu sevmek fikri sabit ise bir insanda bu güzel bir saplantı değil midir sizce ya da gelecek bir sevgiliyi beklemek ya da dünyada herkesin mutlu olmasını isteme gibi sabit bir fikre sahip olmak ya da şu an dünyamızda yaşanan haksızlıklara hayır deme fikrindeki sabitlik , sizce bunlar güzel saplantılar değil midir ?
Sevme düşüncesi bir insanoğlunun başına gelebilecek en güzel saplantıdır. Yeryüzünü kana boyayan, çocukları kana bulayan
bir tutku da değil bu. Tam aksine yeryüzünü cennet yapıp
Tanrıya da;
Helal olsun ademoğullarının kafası çalıştı. Birbirlerini sevmeyi
öğrendiler. Benim ödülümü bile beklemeden bak cenneti kendileri yarattılar dedittirecek bir saplantı bu
bunun neresi kötü olabilir ki
birisi çıkıp ben bu saplantının şu kısmını sevmedim desin
diyebilsin
bu öyle güzel saplantı ki
Kadını ayıp, sevişmeyi haram kılan insan oğlunun
gözündeki kara perdeyi açacak kadar güzel bir saplantı işte
Ama birisi yine de çıkıp
Amaaaan Güldane Hanım karışma kadın kafanla böyle ince işlere Ört başını al maaşını diyebilir
Sevgili dostlar gerçekten sizler gerçekten peygamberlere özeniyor ve onlar gibi olmak istiyorsanız alın ibrahimin baltasını kırın tabulaşmış töreleri ve tabuları
haydi ben sizin elinizden öpeceğim müridiniz olacağım
eteğinizi de yalarım
Ama siz devrimlerin adaletlerin değil sözüm ona tabuların
putların bekçilerisiniz sadece (Bu kısmı ancak tabuların
bekçileri anlayıp alınabilir)
Sevgilerimle güldane
senin bu kadar güzel yazı yazdığından haberim bile yoktu
1000 puan
kardanadam tarafından 6/29/2008 4:04:56 PM zamanında düzenlenmiştir.
Sevgili çiğdem , ben yazımda belirttim zaten saplantının ne demek olduğunu ve aynı zamanda da sabit fikirler anlamına da geldiğini ayrıca soruyorum sizlere sizce nedir diye yani yazımda saplantıyı ( hastalık anlamında )sevimli gösterme gibi bir çabam yok ..
Örneğin eskiden ya da günümüzden hani şu KARA SEVDALARIMIZ vardır ya işte onun gibi bir sevda saplantısından söz ediyorum mesela Ferhatla Şirin, Keremle Aslı, Mem ü Zin gibi .. Şimdi bunlar birbirlerini sevdikleri için saplantılı bir şekilde şizofren mi oluyorlar diyorsun ??
Ayırca sevmeyi seksten ibaret görmüyorum tam tersi seksi sevginin bir parçası olarak görüyorum ve seviyorsa insan diyorum ve bunda da sabit fikirli isem diyorum ben seviyorum böyle saplantıları diyorum , bilmem anlatabiliyor muyum ? ....
Saygılarımla ..........
ön yargısız,değişken bir saplantının kişilere zararı yoktur...Peki her zararsız saplantı?
Bizde ölçü yok...her şeyin anında cılkını çıkarmada üstümüze yoktur..
saplantı biraz göreceli bir kavram...duruma ve konusuna göre değişir...hastalıksa hastalıktır...sırf sevgi üstüne bir düşüncedir diye hastalık olmaktan çıkmaz...
ön yargılı olmazsa belki...
güzel bir yazı okudum...her zamanki gibi ilginç bir konu seçmişsin...takılmamak olmazdı
biraz muhalefet etmem gerek ki
eşyanın tabiatıne aykırı olmasın...nazar değer sonra dostluğumuza...))))
sevgi ve saygılarla...