- 408 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Varoşlar ve Siyaset!
Oldum olası bu iki ifade şeklini itici bulmuşumdur.
Ne varoş ne de kenar mahalle, uygun ifade şekli değildir.
Aşağılayıcı ve inciticidir.
Salt bu nedenle ekonomik yetersizlik içinde bulunan ailelerde yetişen çocuklarımız psikolojik terapi görmeli ve bu toplumsal dışlanmışlık duygusunun olumsuz izleri silinmelidir.
Ekonomik sebeplerle yaşanan göçler, çarpık kentleşme ve gecekondulaşmayı da beraberinde getirmiştir. Onlarca yıldır süregelen yanlış ekonomik politikalar, devletin sosyal olma özelliğini ortadan kaldırmış ve iki sınıflı toplum haline gelmemize sebep olmuştur. Kırsaldan süren göç furyası ülkenin bölgesindeki tarım ve hayvancılık avantajının ters yüz olmasına sebep olmuştur. Kentleri mekân tutan vasıfsız ve dolayısıyla da işsiz topluluklar gecekondulaşmaya ve kamu arazilerinin yağmalanmasına vesile olmuş, sistematik şekilde bu durumun devam etmesi seçimler öncesi, siyasilerce adeta teşvik edilmiştir. Oysa çözüme yönelik insanların barınaklarını başlarına yıkmaktan öte hiçbir adım atılmamaktadır Aksine, bu topluluklar siyasi istismara açık bir kitle olarak özellikle oluşturuluyor görüntüsü vermektedir.
Göçen ailelerin feodal bağlarının güçlü olması, içinde bulundukları yeni ortama uyum sağlamalarını güçleştirmektedir. Değişmek yerine değiştirme eğilimleri ise tüm kentlerimizi koca birer köy haline getirmektedir. Böylece kentlerimiz ne kent özelliği taşımakta ne de köylerimizdeki o saf, temiz yapıları tam olarak korunabilmektedir. Elbette bunun en önemli sebebi, yabancısı oldukları kent yaşamına karşı duyulan güvensizlik ve ekonomik yetersizlikleri nedeniyle dışlanmışlık duygularının ağır basmasıdır.
Köy yaşamını biraz da olsun tatmış insanlar bilirler ki, köylerde bütün insanların gelir düzeyleri aşağı yukarı birbirine yakındır. Dolayısıyla ekonomik ezilmişlik duyguları kendi aralarında erir ve sorun haline gelmez.
Ancak, büyük kentlerde durum çok farklıdır.
İyi ama, en varsıl ile en yoksul bir arada, sınıf çatışmasından uzak nasıl yaşayabilir, nasıl yaşatılabilir ki!
Ferrarisiyle caddelerde spin atan gençler ile en deli dolu çağında elinde boya sandığı aynı caddelerden birinin köşesinde ayakkabı boyayarak aile bütçesine katkıda bulunmaya çalışan genci bir arada kin gütmeksizin nasıl tutabiliriz!
Bunun akla uygun iki cevabı vardır;
Emekçi ve işveren konumunda birbirine ihtiyaç duyan iki sınıf olma bilincinin oluşumunu sağlayarak uyum içinde yaşatabiliriz. Yani istihdam sağlar, işsizliğe kalıcı çözüm getiririz. Ya da şu anda olduğu gibi siyasetçilerin yanlış ekonomik politikalarına havale eder istihdamı işverence ek külfet haline getirip sınıf çatışmasını körükleriz!
İstatistik kurumlarımız konu ile ilgili zaman zaman çeşitli veriler yayınlamakta. Ne yazık ki bu verilerde, işsizlik ve buna bağlı olarak suç oranlarında tehlikeli boyutlara ulaşan artış söz konusu.
Şimdi ülkeyi yöneten siyasi partiye ve ileride ülke yönetimine talip olacak tüm siyasetçilere soruyorum;
Son altı senede Cumhuriyet tarihimiz boyunca edindiğimiz dış borç tutarının iki katından daha fazlası borçlanmayı nasıl başardınız?
Özelleştirme safsatası, kandırmacası ile devletin en fazla kazanç elde ettiği kurumları yabancı sermayelere satarken hangi ülke çıkarlarını düşünmüştünüz(!) ve gelen yabancı sermaye nasıl bir ek istihdam sağlamıştır(!) ya da sağlamış mıdır?
Her şey ortada iken insanları kandırmanın mümkün olmadığını, bu yüce milletin bir gün kendisinin kuyusunu kazanlardan hesap soracağını ne zaman fark edeceksiniz?
En önemlisi;
Ülke bütünlüğünü tehlikeye atsa bile süren popülist politikalarınızdan ne zaman vazgeçeceksiniz?
Ülkemizin elini kolunu bağladığı bilinirken yabancı telkinlerle yürütülen ekonomi politikalarından milli çıkarları gözeten politikalara ne zaman yöneleceksiniz?
Devlet kurumlarında (hastane, okul vb.) müteferrik düzeyde de olsa tedarikçi tercihleri neden böylesine tek yanlı ve belli bir ideolojik akımın mensuplarına havale edilmektedir?
Halk arasına mezheplerine, etnik kökenlerine göre sokulan ayrımın, kadrolaşma ve iş çevrelerindeki ayrımcılığın ne zamana kadar süreceği konusunda bir planlamanız var mıdır?
Yoksa, yeni kenar semtler/varoşlar yaratarak krallığı devam ettirebileceğinizi mi hayal etmektesiniz?