- 772 Okunma
- 3 Yorum
- 2 Beğeni
Kayıp Ülke, Turcomania..!
.
Bilindiği gibi Türklerin Anayurdu Orta Asya’dır. Tarihi kaynaklardan da anlaşılacağı üzere Türkler bu bölgeden her yöne sürekli olarak göç vermiştir. Ne yazık ki Türkler yeryüzünde asimile olmaya en müsait millettir. Bu nedenle pek çok yerde asimile olup kaybolmuşlardır. Tarih boyunca varlık gösteren medeniyetlere baktığımızda, yazılı belgelerini incelediğimizde bir çoğunun Türk kökenli olduğunu görebiliriz. Asimile olmadan benliğini sürdürebilenler İslamiyet’i kabul etmiş olan Türklerle Hristiyan Dinine mensup tek topluluk olan Gagavuz (Gök Oğuz) Türkleridir.
Orta Asya’dan Anadolu’ya Türk göçü Milattan binlerce yıl öncesinden başlayıp devam edegelmiştir. Bu göçler İslamiyet’in kabulünden sonraki yıllarda da devam etmiştir. Birinci bin yılın sonlarında Anadolu’nun büyük kısmı artık tamamıyla Türk’tür.
Büyük Selçuklu İmparatorluğu döneminde büyük hükümdar Sultan Alparslan komutasında yapılan Malazgirt Savaşı’yla Orta Asya ve Anadolu bütünlüğü kesintisiz sağlanarak bölgenin tapusu tescil edilmiştir.
Bazı tarihi kaynaklar göstermektedir ki Türklerin Anadolu, Kafkasya, Kırım ve Balkanlardaki varlığı milattan önceki bin yıllara kadar uzanmaktadır. Bölgede en etkin diller Türkçe’nin dışında İranik Diller ve Arapçadır. Bölgede Arapçanın, İslamiyet’in kabulünden sonra etkinliğini arttırdığı kuşkusuzdur. Bin yıl boyunca Türkçe Orta Asya’dan Anadolu’nun en batısına kadar kesintisiz bir dil olmuştur.
Peki, günümüzdeki Kuzey ve Güney Azerbaycan ile Anadolu’daki Türk yerleşim bölgelerinin arasındaki etnik kesinti nasıl açıklanabilir?
Bu soruyu yanıtlayabilmemiz için biraz gerilere gitmemiz gerekmektedir.
Tarihçi Alexander Adam Türklerin bölgeye gelişinden sonra ilk olarak MS. 844 yılında Doğu Anadolu Bölgesindeki toprakların “Turcomania-Turcomanie” olarak adlandırıldığını belirtmektedir. Bu bölgenin sınırları tarihsel süreçte değişkenlikler göstermiştir. Merkezi olarak Erzurum, Van, Diyarbakır çevreleri ile batı kısımlarıdır.
Ünlü seyyah Marco Polo bu ülke batı sınırlarının Konya ve Sivas’a kadar uzandığını kaydetmiştir. Batı kaynaklarında sınırlar Irak-ı Arap, Suriye, Sivas, Karadeniz, Gürcistan (Ermenistan değil. Ermeniler bu bölgeye 1830 yıllarından sonra Ruslar tarafından başka yerlerden getirilerek yerleştirilmiş ve SUNİ BİR ERMENİSTAN oluşturulmuştur)’la çevrilidir. Bu alan Karakoyunlu Devleti’nin sınırlarıyla örtüşmektedir. Karakoyunlu Devleti ise bir Türkmen devletidir.
Kesin olan şudur ki; MS. 844 yılından itibaren tüm batılı kaynaklarda ve haritalarda bölge Turcomania olarak adlandırılmaktadır. Burada nasıl ki Yunanlılardan, Ermenilerden bahsedilmiyorsa İranik dil karışımlı başka bir halktan da bahsedilmemektedir.
Bu bölgeye İbranicede ‘Tugarmah’, Ermenicede ‘Turgum’ ve Gürcücede ‘Targamos’ denilmektedir. Bu isim milattan önceki antik çağlarda, dini metinlerde vs pek çok kaynakta bile geçmektedir. Tugarmah Nuh AS’ın oğlu olan Yafes’in büyük oğlu, Rifat ile Aşkinaz’ın kardeşleri, Türklerin de atasıdır.
Bu Türk ülkesi Turcomania’nın gizemli kaybı nasıl olmuştur?
Bunun için gene tarihe gidelim. Safevi- Osmanlı devletleri dönemi..! Bölgede Alevi Türkmenler yaşamaktadır. Osmanlı Devleti Yavuz döneminde Irak’taki Sünni mezhepli Kürtleri Alevi Türkmenlerin yerine bölgeye getirerek yerleştirmiştir. Maalesef Yavuz Türklere en büyük kötülüğü yapmış, böylece demografik yapıyı Kürtlerin lehine çevirmiştir. Bununla da kalınmamış Kürtlere çok fazla imtiyazlar sağlanmıştır. Buna karşılık Türkmenler de o derece horlanmıştır. Resmen zulüm uygulanmıştır. Türkmenler bu devlet zulmünden kurtulabilmek, Kürtlere sağlanan imtiyazlardan faydalanabilmek için bir kısmı Kürtleşmiştir. Örneğin Diyarbakır’ın en büyük aşireti olan Karakeçili aşireti özbeöz Türk olmasına rağmen tamamıyla Kürtleşmiştir. Kürtleşmeyenler ise Azerbaycan taraflarına, İran’ın Kum kentine göç etmişlerdir.
Osmanlı zamanında devlet politikası olarak uygulanan bu asimile ve zorunlu göç nedeniyle Türkmen yerleşimleri arasında toprak bütünlüğü kalmamış dağınık yerleşimler oluşmuştur. Türkiye’nin içlerinde de Alevi Türkmenler dağınık olarak yaşamaktadırlar.
Sonuç; Turcomania maalesef Anadolu Türklüğü ile Azerbaycan ve Orta Asya arasındaki ‘Kayıp Zincir Halkası’dır.
Suat Zobu
Edebiyat Defteri
Kaynakça :
(1) www.gunaz.tv/?id=4&vmode=1&sID=2814&lang=2 Mahboub AMRAHY
(2) Selçuklular, Cambridge Üniversitesi, Amir Kabir Yayıncılık, 1363, Tahran sayfa 529 İran çalışmaların sayısına İslam) Tarih(3) global.britannica.com/EBchecked/topic/35305/Armenian-language
(3) global.britannica.com/EBchecked/topic/533602/Seljuq
(4) Efes, İzmir yakınlarındaki Roma İmparatorluğu döneminde, Helenistik Asya’nın en büyük şehir ve Asya devletlerinin başkenti ve 200 bin kişilik bir nüfusu ulaştı.(7) books.google.co.uk/books?id
(5) The Travels of Marco Polo/Book 1/Chapter 2
Concerning the Province of Turcomania
In Turcomania there are three classes of people. First, there are the Turcomans; these are worshippers of Mahommet, a rude people with an uncouth language of their own.[1] They dwell among mountains and downs where they find good pasture, for their occupation is cattle-keeping. Excellent horses, known as Turquans, are reared in their country, and also very valuable mules. The other two classes are the Armenians and the Greeks, who live mixt with the former in the towns and villages, occupying themselves with trade and handicrafts. They weave the finest and handsomest carpets in the world, and also a great quantity of fine and rich silks of cramoisy and other colours, and plenty of other stuffs. Their chief cities are CONIA, SAVAST [where the glorious Messer Saint Blaise suffered martyrdom], and CASARIA, besides many other towns and bishops’ sees, of which we shall not speak at present, for it would be too long a matter. These people are subject to the Tartar of the Levant as their Suzerain.[2] We will now leave this province, and speak of the Greater Armenia.
In Turcomania Marco perhaps embraces a great part of Asia Minor, but he especially means the territory of the decaying Seljukian monarchy, usually then called by Asiatics Rum, as the Ottoman Empire is now, and the capital of which was Iconium, KUNIYAH, the Conia of the text, and Coyne of Joinville. Ibn Batuta calls the whole country Turkey (Al-Turkiyah), and the people Turkman; exactly likewise does Ricold (Thurchia and Thurchimanni)
(6) global.britannica.com/EBchecked/topic/311863/Kara-Koyunlu
Gülağ Öz. İslamiyet’ Türkler ve Alevilik. s. 188, 1999 Ankara
(7) www.gunaz.tv/?id=4&vmode=1&sID=2803&lang
YORUMLAR
Muhterem ağabeyim.
Tarih boyunca Türk milleti, örf ve adetlerine töresine sadık bir millet olarak, yaşamış olduğu toplumun adet ve törelerinede son derece sayğılı bir toplum ve millet olmuştur. Yeryüzünde bir başka milletin örf ve adetlerine töresine sayğılı olan ve uyan başka bir toplum yoktur. Böyle, kendisini asimile etme pahasına başka bir millete ve topluma sayğılı yeryüzünde eşi ve benzeri olan başka bir milleti göremessiniz. Bunundan bir çok nedenleri vardır. Göç nedeniyle bir birinden ayrı yaşadyan milletimiz, Tarih boyunca hep Türk düşmanlarının katliamlarına,ayrımcıve aşağılayıcı politikalarına maruz kalmıştır.
Böyle bilimsel makaleler ve acı gerçekler, günümüzde malesef hak ettiği değeri ve takdiri bulmuyor olmasına rağmen, milletimize göstermiş olduğunuz bu ahde vefayı Türk milleti unutmayacaktır.
Allah razı olsun Suat abim.
Yüzde yüz katılıyorum Ve Kutluyorum
En derin sayğılarımla selamlıyorum.
Bence en ilginç konu budur...
İnternet sayesinde yapılan okumalar gösteriyor ki, tutarlı bir sisteme varmak imkansız gibi...
Dolayısiyle, gerçek olarak kabul ettiğimiz durum, bu coğrafyada yaşayanların birliği/bütünlüğü yönünde kabul ettiğimiz şartlardır...
Yazı bu sorumluluğu taşıyor bence...
Saygılarımla.
Bence iyi araştırılmış ve çok değerli bir yazı. Bunu herkes bilmez ya da dile getirmez. Bir kere bu nedenle kutlarım kardeşim.
Yavuz Sultan Selim'in yaptığı belkide en büyük hatanın yansımalarını bu günde yaşıyoruz maalesef. Sen bunu tam olarak dile getirmesen de doğu seferleri sırasında Anadolu'da olan bitenleri araştırdığınızda ne demek istediğimi anlarsınız.
Bu güzel yazı için tekrar tebrik ediyorum Suatcım...