- 1047 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
Kayıp Ruhum
Kelimelere dökmek öyle zor ki, şu an yüreğimde nasıl bir yangın olduğunu..
Saat gecenin bir yarısı ve ben yine uykusuzluk diyarında, nöbetlerdeyim aşkım, sen yoksun ya, uykusuz düşlerdeyim.
Karşımda Word dosyası, titreyen parmaklarım klavyede, masamda bir fincan kahve ve yine Zerrin söylüyor radyoda "a gözümün nuru, sen de mi gidecektin” İçim burkuluyor, yutkunuyorum, derin bir nefes çekip, yokluğunu unutmaya çalışıyorum. Sahi ne yazacaktım? Bilmiyorum! Bir an da her şeyi unutuyorum, gidişin takılıyor aklıma, en çokta kendimi sana anlatamayışım.. Üzülmüyorum, ama.. hani birbirimizi havale ettiğimiz o makam var ya, işte ondan gelecek işareti bekliyorum sessiz sedasız. Bir yudum kahvemden çekip, sigara dumanını dolduruyorum hasta ciğerlerime, olsun be, nasılsa sensizlikte de boğuluyorum, ne fark eder ki, en çok sevdiği öldürürmüş insanı, bir kez daha öldüğümde, kavrıyorum mevzuyu.
Gidişinin ardından ne yazabilirim bilmiyorum, bildiğim bir şey varsa o da, boşlukta asılı kaldığım. Duygularımı bir türlü kontrol edemiyorum, sabah ümit ile ışıl ışıl uyanıyor, günün en parlak kısmında, birden karanlık kuyulara düşüveriyorum. Başım ağrıyor, her şey bir rüya olsa keşke diyorum ve uyumak istiyorum, çünkü en çok uyurken gittiğin ve bittiğimiz gerçeğini unutuyorum. Bazen avazım çıktığı kadar, çıldırasıya bağırıp ağlamak, saçımı başımı yolmak, üzerimdekileri parçalamak, evde ki her şeyi kırıp dökmek istiyorum, delilik alametleri mi bunlar? Bilmiyorum..
Seni eskisinden daha çok özlüyorum ama eskisi kadar çok sevmiyorum, çünkü sen beni sensiz bırakıp gittin! Giderken tüm hayallerimi, umutlarımı, yarınlarımı da götürdün. Hayalsiz, umutsuz, yarınsızım şimdi, avareler gibi boşlukta dolanıyorum. Acımın sesi, gözyaşımın rengi olsaydı eğer, geceyi çığlıklarım boğar, gözlerimden ölüm damlardı! Oysa ne çok öldüm ben, ne çok..// Her sevdiğim bir mezar kazdı ruhuma, her bir parçamı alıp götürdüler uzaklara..
Yaşamak; adı umut olan yolculuk..
Her yola çıkışım da, yolda kaybettiğim umut! Çok görme bana n’olur, beyaza döner sonunda her kara bulut.
Yaram çok taze, şaşkınlığımı bağışla! Sabah gülerek uyandığım güne, gece göz yaşlarımı gömüyorum, anlamıyorsun değil mi, anlamıyorsun!
Ben sessizce ölüyorum.
Dil-ruba Emine Genç 06 Nisan 2015 03:03