Kamer hanım'a mektuplar (19) Uyurken kendi sesimle Kur’an okuyorum
7 Kasım 2013 15:02
HAB: K. Hanım size yazdığım cevaplar ulaştı mı? Uzun uzun bir cevap yazmıştım ama şu anda kaydını göremiyorum.
K: Hayır abi bana cevap gelmedi. Ben de sabırsızlıkla beklemekteydim.
HAB: Hayret... Ayın dördünde uzun uzun cevap yazdım.. Şimdi o cevabı yazılarımın arasına almak için baktım ki kayıt altında değil... Bu daha önce de olmuştu sanırım. Nasıl oluyor, anlamadım. Bir başka kardeşimize daha yazdığım cevap ulaşmamış. Yeniden cevaplamak zorunda kaldım. Sana da yeniden yazacağım inşaallah... Durum çok güzel, bu kadarını belirteyim... Uzun yazmak için ortamın uygun olması gerekir.
Selam es selame.
K: Tamam abi. Teşekkür ederim. Sizin müsait olmanızı beklerim ben. Ben de bir aralık bulunca bu sabah gördüğüm rüyayı yazıcam size. Malum, yazmak için de, okumak için de uygun zaman gerekiyor şu ara bana da. Selam es selame.
HAB: Selam es selame.
14 Kasım 2013 06:17
K: Hayırlı sabahlar Ali Abi. Siz yazabildiniz mi bilemiyorum ama bana sizden mesaj gelmedi hâlâ. Daha önceki gibi olmuş, belki silinmiş olabilir diye bilgi vermek istedim. Selam es selame.
14 Kasım 2013 16.36
HAB: İnşaallah bugün yazabilmeyi umuyorum... Zor bir hafta geçirdim. Selam es selame.
15 Kasım 2013 02.01
HAB: Selam es selame, K. Hanım,
S.’nın rüyasında seni görmesi ve beraberinde yeşilçekirgeleri görmesini inşaallah sizden kendisine ulaşacak dualar ve yardım olarak değerlendirmek geçti içimden... Rüyada çekirgenin “Allah’ın ordusu” olarak yorumlanan bölümüne itibar etmek geldi içimden. Yeşil renkli olmaları ile ortalığın bahar havasına dönüşmesi de yeniden hayata ve Allah’ın melekleri ile yardım ettiğine işaret gibi değerlendirdim. Özetle, bu rüyada inşaallah hayırlar vardır ve zamanla kendisi de kurtulur ve inşaallah eski arkadaşlığınız yeniden kurulur demek istiyorum. Sizin bir aydır o mel’un varlıktan kurtulmuş olmanıza sevindim. Emeklerimizin boşa gitmediğine, Allah’ın dualarımızı kabul buyurduğuna sevindim. Yaşadıklarınız kolay şeyler değildi. Geçmiş olsun. İnşaallah zamanla sana Allah’ın başka lütuf ve keremleri de olur.
Etrafınızda gördüğünüz nurlar cemâle geçtiğinize işaret kabul edilmeli. Özel işaretlerini anlamak çok zor ancak cemâlde olduklarını anlıyoruz. Sizinle inşaallah sözlü bağlantı kurmuşlar. Belki ileride görmeye de başlarsınız. Öyle bir şerefe ulaşırsanız birçok alanda yardım da almış olursunuz.
Bu kardeşiniz işaret dilini çözemediğim zamanlarda melekleri insan suretinde bir kaç defa gördüm. Her defasında hayatî bilgiler verip ayrıldılar. Onları kontrol edemedim. Allah’ın lütfu olarak haberi verip ayrıldılar. O nedenle fazla bilgi vermem mümkün değil. Ancak hüddam olanları düzenli olarak insanlarla birlikte olup dilediğin konuda yardım ettiklerini de okuduk, duyduk.
En muhteşemi kendinizi görmeniz ve ayaklarınızın beyaz, başınızın yeşil, bel bölgesinin turkuaz mavisi olması. O gördüğünüz cismi latifiniz şeklinde, inşaallah Rabb’inizi de görmek nasip olur. Korkacak bir durum asla yok. Allah Tealâ sana sadece sana mahsus olmak üzere lütuflarda bulunmuş. İnşaallah dahasını da zamanla görürsün... Bence hangi zikirlerle meşgul isen bunlara devam et ve sana yakınlaşmalarına izin ver. İnşaallah görüntü açılımından da hayırlı sonuçlar alırsın. Birçok şifacı kişi Allah’ın kendilerine verdiği o görüntülü seyr ile insanlara faydalı oluyorlar.
Yıllar önce bir bakıcı kadın, götürdüğüm hastaya 30 sene önce merdiven altında marangozluk yaparken hasta edildiğini söylemişti. Hasta, babamın arkadaşı, bir yakın komşumuzdu. Ayrıldıktan sonra her şeyi harfiyen bildiğini söylemişti. Görerek anlatmasa asla o derecede bilemezdi.
Peygamberimizin devesinin kaybolduğu ve fitne çıkmak üzere olan bir olayda da Efendimiz devenin hangi vadide, nasıl bir çalıya yularının takıldığını anlatmıştı... Demek oluyor ki Allah dilediğine zaman mekân ayırmadan geleceği, şimdiyi ve geçmişi gösterir. Aslında keramet, mucize, kehanet olayları da bu neviden şeylerdir ve örnekleri çoktur. İlimlerden bir ilimdir. Korkmadan kabullenin. İnşaallah insanlara hizmetiniz dokunur. Selam es selame.
15 Kasım 2013 09:33
K: Hayırlı sabahlar kıymetli abim. Çok güzel bir sabah, daha da güzelleşti yazdıklarınızla. Allah sizden yeryüzündeki tüm çimenlerin adedinden de çok, gene gene razı olsun inşaallah. Size mesafe olarak yakın olabilmeyi, dizinizin dibinde oturup sohbet edebilmeyi ne de çok isterdim, bilemezsiniz. Abi çok seviyorum seni ben, bu başka türlü bir sevgi. Sanki anamdan babamdan çok seviyorum. Sanki her şeyden çok seviyorum. Ne güzel bir duyguymuş bu böyle... Size ulaştırana şükürler olsun. Son günlerde üzerimde eskisine nazaran daha da artan bir sükûnet, bir huzur var. Başım her daim çınlamada. Hele namazda... Çın çın başımın içi… Zikirlerimi çekerken… Sürekli çınlıyorum. Göğsümün içi sürekli fokur fokur kaynıyor. Namazda ve zikirlerde bu kaynama ve çınlama hat safhaya ulaşıyor.
Bu üzerimdeki dinginlik ve huzur hali öyle sardı ki beni, sanki gözle görünmez bir kozanın, bir huzur dalgasının içindeyim. Hani, kıyamet kopuyor olsa, görsem gözümle yerin göğün alt üst olduğunu, inanın ki yerimden kıpırdamıycam. Hiç düşünmüyorum, “Neredeyim? Emmare miyim? Daha başka bir şey miyim? Uçacak mıyım, kaçacak mıyım?”, inanın hiç düşünmüyorum. Ben sadece ibadetlerimi yapmanın, sırat-ı müstakıym üzere olmanın mutluluğunda ve huzurundayım.
Bu müthiş bir saadet zaten. Gece namaz kılarken çevremde bir hale gördüm. Karanlıkta kıldığım için bu enerji dalgasını çok net görebiliyorum. Çepeçevre sarmıştı beni. Ben içindeydim sanki. Mutluluk verici elbet ama takılmıyorum bunlara hiç... Yapan, eden, seyreden hep O. Şahit olma şerefiyle sadece görüyor olmak ve mülküne O’ndan gayrısını koymamak benim algım.
Uyurken kendi sesimle Kur’an okuyorum. Kendim dinliyorum yine ve sesime uyanıyorum. Hâlâ okuyor oluyorum. Ama bunlar benim ezbere bildiğim ayetler değil. Sesim dışarıdan duyulmuyor olmalı. Öyle olsa eşim duyardı. Uykusu çok hafiftir. Sanırım sesimi yine başımın içinde sadece ben duyuyorum. Namaz kılıyorum sürekli uyurken. Aslında tam uyurken de denemez. Uyanığım ama aklımı toplayamıyorum. Şuur sanki hafif bulanık oluyor. Kıyam, rükû vs. hepsini yapıyorum, duaları okuyorum ve kendimi de görüyorum. Görüntüde ayakta olmuyorum. Yataktayım. Yattığım yerden doğrularak kılıyorum namazları. Böyle enteresan şeyler işte. Gündüzleri de zikir çekerken Kur’an okuyorum kendi sesimle. Ama başımın içinde bu ses. Başımın içinde Kur’an dinlerken kendi sesimden ağzımla da zikir çekmeye devam ediyorum. Bu ikisi birlikte hiç karışmadan devam ediyor. Her sabah uyandığımda tüm vücudum her zerresine kadar zikirde oluyor. Kalbimin sesini duyuyorum. Göğsümdeki kaynama hat safhada oluyor. Sol dış şemik kemiğim sürekli seğiriyor. Küreklerimin arası bir kaç gündür ara sıra kütle halinde seğiriyor. İşte böyle şeyler abim. Kime ne diyebilirim ki? Senden başka anlatabilecek hiç kimsem yok. Allah’a şükürler olsun. Ne nasip ederse mutlulukla kabul ederim. Hiç korkmuyorum. Layık görülürsem, üzerime düşen olursa, yüksünmeden tüm gayretimle yerine getiririm inşaallah. Tüm dünyayı taşı sırtında deseler, inan abi ezilsem ağırlığının altında, ölürüm de gık bile demem. Bana Resul’ün yolunda islama hizmetçi olmak nasip edilirse… Daha ne isterim? Bu sabah sizi biraz meşgul edicem. Affınızı diliyorum. Bir kaç şey daha yazmak istiyorum inşaallah.