- 744 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
AL ELMA (ALMA)
Bir varmış bir yokmuş, çok demesi günahmış, develer tellal iken pireler berber iken ben annemin beşiğini tıngır mıngır sallar iken, ben deyim yüz, sen de bin yıl önce, şirin mi şirin, güzel mi güzel ülkelerin birinde bir bey yaşıyormuş. Bey bütün tebaasına adaletli imiş, kimseyi üzmez, dargınları barıştırır, zalimlere engel olur, mazlumun da hakkını korurmuş. Bu yüzden de tüm halkı onu çok severmiş.
Çok da güzel bir hanımı varmış birbirlerini çok sevmelerine rağmen bir türlü çocukları olmuyormuş. Bu durum bey ve hanımını çok üzüyormuş. Başka çocukları olan ailelere baktıkça iç geçiriyorlarmış.
- Bizim de bir gülümüz, altın topumuz olsa, sen bana atsan ben mutlu olsam, ben sana atsam sen mutlu olsan diyerek bey ve hanım konuşuyor, dertleşiyorlarmış.
- Bak başka ailelerden gelen cıvıl cıvıl çocuk sesleri ne kadar da şen, ne kadar da mutlular. Diyerek kendi hallerine üzülüyorlarmış.
O dönemlerde günümüzdeki eğlence araçları yokmuş ailelerin en büyük meşgalesi çocuklarının varlığıymış. Hadi gündüzler ne ise yine iş, aş koşuşturmaları ülkesi ile ilgili sorunların çözülmesi vs çalışmaları, eş, dost, komşu arkadaşlar yine geçiyormuş da akşamları hiç geçmez olmuş. Akşam yemekleri çok sönük geçer, sofradaki yemekleri gelir, gidermiş. Karı koca’nın yemek yiyebilmek için iştahları bile olmazmış. Kadın beyinin yüzüne bakar, bey de karısının yüzüne bakar, kısa kısa birkaç cümleden sonra konuşacakları konular da bitermiş. Can sıkıntısından patlıyorlarmış.
Bey karısı ile beraber can sıkıntısını gidermek için etrafındaki avcı arkadaşlarını da toplayıp ava gitmeye karar vermiş. Ava giden bey yakalanan av hayvanlarını, tüm adamlarına dağıtmış,
Neyse efendim bey avdan kalanlar ile bir yemek vermeye, halkı ile kaynaşmaya, onların hayır duasını almaya karar vermiş. Yemek için kadınlar, erkekler toplanmış, bol çeşitli yiyeceklerden oluşan ziyafetler hazırlanmış, kırk gün kırk gece herkese yemekler yedirilmiş gelen giden sorgusuz sualsiz ağırlanmış. Beyin çocuğu olması için herkes dua etmiş.
Efendim söyleyeyim. kırkıncı gün kapıdan elinde asası ile bir ak sakallı derviş girmiş, beye bir al alma (elma) uzatmış. Demiş ki
- Bu al almanın dışını sen ye içini de hanımın yesin bir erkek çocuğunuz olacak. Adını da Gözel Ahmet (Güzel Ahmet) koyun demiş gitmiş.
Bey denileni yapmış elmanın dışını kendisi yemiş içini de hanımına yedirmiş dokuz ay sonra ay parçası gibi güzel mi güzel bir oğlu olmuş. Adını da gözel Ahmet (Güzel Ahmet)koymuşlar.
Rivayet olur ki o günden sonra hamile kadınlara çokça elma yedirenlerin çocuklarının cildi çok güzel olurmuş. Günümüzde de doktorların, diyetisyenlerin tavsiye ettiği en güzel yiyeceklerden birisidir elma. Ben de hamileliğimde çok elma yedim iki prensesim var. Darısı isteyenlerin başına. Gökten üç elma düştü biri bana biri okuyana, biri de dinleyene sağlıcakla kalın.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.