- 600 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Doğal Refleks
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Doğal Refleks
Evrendeki tüm işleyişin yansımaları bireyde algılanıyor. Birey bu yansımaları hem algılar hemde bu algılamasının bir yansımasını oluşturur! Bu kendi yansımasıdır ama evrenden evrene ya da kendinden kendine olarak. "İyi-kötü" olarak adlandırılan şeyleri de kişi kendi izafiyetinde algılar ve kendince doğru olana yönelir! Bu bazılarınca yanlış olabilir ama başka bir yolu yok. Ya kendinden vazgeçip birilerini taklit edecek bu dahi taklit edilenin algısına hapsolmak olacağından ben kişinin yine kendi algısını geliştirmesinden yanayım. Şeytan kötülükleri temsil eder. Birine şeytan görünen başkasına melek görünebilir! Bu dahi kişisel algılama ve bu algılamaya kaynak olan öğretiyle alakalıdır! Şeytan konusunda bir incelik var! Mesela, "Şeytansavar" (şeytandan uzaklaştıran tüm araçlar ve öğretiler) içine saklanan bir şeytan kendini öyle gizlemiştir ki asla kimse "Şeytansavar" içine bakmayı düşünmez! Bu da şeytanın en büyük desisesi olur! Şeytan dahi bir semboldür!
"Şeytan" olarak nitelenen, aslında bireysel algının izafi bir "Kötü" tanımlamasıdır. Yani evrendeki tüm işleyiş "Esma" üzerinden olduğuna göre, Allah’tan izinsiz işleyiş olmadığına göre ve evrensel işleyişe başka bir elin müdahalesi de mümkün olmadığına göre; şeytanın varlığı ya sadece kabul olacak ki bu kişinin "Kötü" nitelediği her şeye verdiği bir ad ya da evrendeki kişiye olumsuz işleyişin adı olacak ama geniş açıdan bakınca evrende şeytan da işleyişe dahil. Aksi takdirde ikinci güç, şirk var sanılacak. Yani şeytan, insanın kendi olumsuz tercihlerine verdiği addır. Ya da toplumun olumsuz şeylere verdiği addır. Bu olumsuzluğun neler olduğu da kişi ve topluma-toplumlara izafi olacaktır. Yaratıcı güç yetiremediği bir şeyi yaratmaz. Yani O kendine karşı olana meydan vermez. Böyle inanılır!
Enayi yerine konan ve devamlı olarak kazıklanan birini, yakınlarından biri uyarsa ne olur?
1. O uyaran kişiye uyarılan düşman olur; çünkü kötü durumda olduğundan değil, bunun anlaşılmasından daha rahatsız olur insanlar!
2. Uyarana teşekkür eder. Bu belki de hiç olmamıştır; çünkü uyaranın bu konumuna dair çok öğreti yerleştirilmiş. Hataların yüze vurulmaması ve gizlenmesi öğretisi ya da o kazıklanan kişiyi kazıklayanın aleyhinde kışkırtmak gibi bir durum olur bu.
Sonuç: Bazı seyretmek gerek. Yani her durumda illa insanlar uyarılmamalı. Uyarının sonucundaki olumsuz tavra katlanmayı gerektirecek bir değerli yakınınız var ise uyarabilirsiniz. Yoksa ellemeyin nasılsa kazıklanan ve kazıklayan bir zaman gelince lanetleşecek!
“Ahmak” fayda zannıyla zarar getirecek şekilde konuşan, davranan ve işleyendir! Birinin ahmak olduğunu kendi sözlerinden ve davranışlarından anlarsınız. Başkalarının o kişi hakkında söyledikleri dedikodudan öteye geçmez! Ahmak, bilmediği konuda konuşunca kendi kelimeleri içinde kendini ele verir, tutarsız davranışlarıyla devamlı çark etmek zorunda kalır! Kendini olduğundan büyük görmeye başlar ve bunun doğru olmadığını kendisi de bilir; bunu da kendinden aşağı olarak kabul ettiklerine karşı bir üçüncü şahsın kendinden büyük olduğunu söyleyerek aşmak ister! Bildik kıvranmalar ama bunlar çok yaygındır Dünyanın her yanında bu şekilde her devirde olan doğal refleksler. Ben kısaca değindim.
Bir ahmağa yine bir ahmak inanır ve bu da aslında evrensel bir denge kurulmasına yardım eder. Ahmaklar birbirlerini aldatır ve egemen olanlar diğerleri üzerinde bir etki oluşturur. Sonrası malum birbirlerini kandırdıkları için “lanetleşme” safhasına geçilir. Evrensel denge bu safhada işler yoksa denge bozulacak ve çarpık zihniyetliler ebedi kalacak idi ama tarihsel süreçte denge nasıl kurulmuş bilirsiniz. “Sezar” yazımda bahsettiğim gibi. Sezarlar kendi sonlarını kendileri hazırlar!
Masumiyet ve mağduriyet; evrensel denge açısından ikisi birbirini dengeler! Yani mağdur olan masum olsaydı mağduriyet ile dengelenmez idi... İnsanlar masum olmadıkları için mağdurlar! Mağdur oldukları için masum değiller!
Uzun söze gerek yok; evrenin de “Doğal refleks” i vardır! Denge kurulur, ihmal olmaz! Bu evrensel denge kurulurken ahmaklar bu çarklara takılır ve arasında ezilir! Bu çarkların arasında işleyişe engel olmak da mümkün değildir! Ezilmemek yeterlidir, zaten bu çarklar sadece ahmak ve cahil olanları parçalar! Aklı olan kendini işleyişe (İlahi nizam) uygun davranır ve zaten çarklar onu ezemez! Saygılarımla.
Ahmet Bektaş
YORUMLAR
Bir ipin üstünde gibi...
Dengemizi korumaya çalışıyoruz...
Cambazlara, cambazlığa öykünmek hatadır...
Yani vehim...
Bir tutam ottur, yardan uçuran...
'Kendini bil' bu anlamda...
Dolayısiyle, doğru bir 'tevazu' anlayışı gerek...
'İlahi nizam bilinci' anlamında...
Ben böyle tevil ettim...
Saygılarımla.