- 273 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
İSTİKAMETİN ÖNEMİ YOKTU ; ASLOLAN YOLCULUKTU
Uzun seyahatlere çıkmak ve yeni yerler görüp farklı kültürleri tanımak yaşam felsefemde her daim
Önemli bir yer kaplamıştı,sıkıldığımda ya da rutinin dışına çıkmak istediğimde trene atlar ve son durağa
Kadar inmeden seyahat ederdim belli bir plan yapma ihtiyacı hissetmeyip çoğu zaman kendimi sürecin akışına
Bırakırdım böyle olması çıktığım yolculukları gözümde daha heyecanlı hale getiriyor ve dinmeyen merak
Duygumun her zaman canlı kalmasını sağlıyordu,yine öyle günlerden biriydi tren yükselen dağların arasından
Kıvrılarak ve yoğun bir duman çıkararak seyrine devam ederken oturduğum kompartmanda elimdeki kitabın
Sayfaları arasında okuduğum metne odaklanmıştım,çıktığım seyahatlerde genelde yalnız olmayı yeğlerdim gittiğim yeri
Tam manasıyla kavrayıp içine nüfus edebilmem ancak tekbaşınalık duygusunun katkısı ile gerçekleşebiliyordu
Yanımda bir başkasının olması kollektif hareket etmeyi gerektireceğinden tadına varmam pek mümkün olmuyordu,
Akşam olmak üzereydi tren raylarından çıkan ses adeta kulaklarımda egzotik bir melodinin hayat buluyor
Olmasına eşdeğerdi,güneş yavaş yavaş dağların ardına gizleniyor ve geride gökyüzünde seyrine doyum olmayan
Bir kızıllık bırakıyordu,tabiat adeta akşam yemeğinden önce benim için görsel bir şölen hazırlamıştı,
Büyülenmiş gözlerle manzaradan kendini alamıyordum yerimden kalkarak koridorun sonunda bulunan
Restaraunta yöneldim ve kendime bir kadeh şarap söyledim az ileride açık olan trenin penceresinden başımı
Dışarı uzatarak dağlardan yayılan temiz havayı içine çektim hava artık iyiden iyiye kararmıştı,ve gökyüzü
Parıldayan yıldızların şovuna tanıklık ediyordu dışarıda öten ve gecenin karanlığını delen cırcır böceklerinin
Sesi trenin açık olan penceresinden içeri girerek yaşama karşı duyduğum sevinci arttırıyordu,doğanın
İçinde bulunan ve saflığını yada berraklığını bozmayan bu tür ayrıntılar insanı kendi gerçeğine yaklaştırarak yaşamın
İçinde bulunan kaos ve karmaşanın dışına çıkararak ruhunda hafiflik duygusu yaşamasına neden oluyordu,vakit
Geceyarısına geliyordu tren gecenin zifiri karanlığında nereye gittiğini bilmez bir halde beni belkide
İç dünyamda yeni keşifler yapmama olanak tanıyacak ücra bir kasabaya götürüyordu,varılacak olan son istasyonun
Neresi olacağı açıkçası önemli değildi,dikkate değer olan ise yapılan yolculukta insanın geçirdiği zihinsel ve
ruhsal değişimdi Dinginlik duygusu ve beraberinde getirdiği rahatlayış kirlerinden arınmış bir bedenin tüm çıplaklığını
gözler önüne Seriyor gibiydi,tatlı bir yorgunluk beni teslim almış gözlerimi ağırlaştırarak uykunun insanı kucaklayan
Kollarına itmişti,kompartmanıma geri dönerek kendimi yatağın üzerine attım ve ertesi sabah güne nerede
Uyanacağımı bilmemenin mutluluğunda usulca gözlerimi kapayarak kendimden geçmenin sarhoşluğunu yaşadım..
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.