- 740 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Dokunmayın Mersinop'a
İmzanız hayırlı olsun diyemiyorum.
Çünkü hayırlı olmayacağını ismim gibi biliyorum.
Ne istiyorsunuz bizden?
Ne istiyorsunuz çocuklarımızdan?
Ne istiyorsunuz torunlarımızdan?
Ne istiyorsunuz ormanlarımızdan?
Ne istiyorsunuz denizlerimizden?
Ne istiyorsunuz balıklarımızdan?
Ne istiyorsunuz yılkı atlarımızdan?
Ne istiyorsunuz kuşlarımızdan?
Ormanlarımızdaki ağaçların dalları bir yerinize mi battı?
Kuşlar kafalarınıza taş mı attı?
Balıklarımız mı gözünüze battı?
Yoksa kelebeklerin özgürce uçuşu mu dokundu yüreğinize?
Bizim canımıza kastınız mı var?
Biz siz ne yaptık da bu cezayı biz layık gördünüz?
Sizin hiç Allah’tan korkunuz yok mu?
İnsan hayatı bu kadar ucuz mu bu memlekette.
Amacınız nedir sizin?
Binlerce merSİNoplu’yu,
yüzlerce tanıdığımızı,
onlarca akrabamızı o lanet hastalıktan kaybettik.
Yetmedi mi verdiğimiz bunca can.
Yetmedi mi bu kadar kayıp?
Hiç mi ibret almazsınız?
Hiç mi araştırma yapmazsınız?
Hjç mi vicdan yok sizde.
İçinizde Allah sevgisinden küçük bir kırıntı dahi yok mu?
Neden kıyıyorsunuz bizlere?
Hangi para bu kadar insanın canından değerlidir?
Hangi yatırım insan canından önemlidir?
Hangi yatırım bu kadar ormandan, denizden, oralarda yaşayan hayvan ve bitkilerin canından kıymetlidir?
Kullardan korkmuyorsunuz Allah’tan korkun.
Kullardan utanmıyorsanız Allah’tan utanın.
Bu tesislerden gelecek enerjiye ihtiyacınız varsa önce elektrik hırsızlarını yakalayın.
Evinin damını elektrikle ısıtanı bulun.
Evin briket duvarını elektrikle ısıtanları bulun.
Hayvanlarının ahırını kaçak elektrikle ısıtanı bulun.
Kaçak elektrikle ısınanı bulun. Kaçak suyla abdest alanı bulun.
Biz hesap uzmanı değiliz. Sizler diyorsunuz: bu nükleer tesisler enerjimizin yüzde beşini karşılayacak diye.
Yine sizler söylüyorsunuz kayıp kaçak oranı ortalaması yüzde otuzlarda diye.
Öyleyse…
Bizimle dalga mı geçiyorsunuz, yoksa aklımızla alay mı ediyorsunuz?
Yüzde beş mi büyük, yüzde otuz mu?
Hırsızların yarısını yakalasanız yine ihtiyacımızın üç katı enerjiyi karşılamış olmaz mısınız?
Ne istediniz de vermedik size!
Bizlerden kestiğiniz kayıp kaçak bedelini çoktan sineye çektik. Daha ne istiyorsunuz bizden?
Para istiyorsanız: bulalım buluşturalım, denkleştirelim verelim size.
Yok, bize enerji gerek diyorsanız: biz karanlıkta kalmaya, karanlıkta oturmaya razıyız.
Elektrik vermeyin şehrimize…
Karanlıkta oturmaya razıyız biz...
Mum ışığı da yeter bize…
Zaten eskiden elektrik mi vardı köyümüzde…
O zamanda mum ışığında oturuyorduk. Şimdi de otururuz.
Elektrik vermeyin bize.
Yeter ki dokunmayın şehrimize.
Yeter ki dokun/mayın Sinop’umuza,
Yeter ki dokun/mayın Mersin’imize…
Dokun/mayın denizimize, ormanlarımıza, hayvanlarımıza, bitkilerimize…
Dokun/mayın toprağımıza.
Dokun/mayın bize.
Dokun/mayın merSİNop’umuza.
Dokun/mayın İnceburun’a.
Dokun/mayın Göksu’ya.
Hırsızlara dokunmuyorsanız bize neden dokunuyorsunuz?
Bizden alıp veremediğiniz nedir sizin?
Çocuklarımızdan, torunlarımızdan istediğiniz nedir?
Denizlerimizden, ormanlarımızdan istediğiniz nedir?
Ne istediniz de vermedik size.
Makamsa makam,
Paraysa para,
Saraysa saray,
Uçaksa uçak,
Arabaysa araba…
Daha ne istiyorsunuz bizden?
Almadığınız bir canımız kaldı onu mu istiyorsunuz şimdi.
Nükleer santrallerle mi alacaksınız canımızı?
Yeterince insan ölmedi mi bu ülkede?
Yeterince insan ölmedi mi bu şehirlerde?
Daha kaç tane canın toprağa girmesi gerekiyor?
Daha kaç tane canın sevdiklerinden ayrılması gerekiyor?
Yeter artık…
Kıymayın bize.
Yeter artık…
Kıymayın.
Bu kadarı da yeter artık.
Artık bu kadar yeter.
Yeter bu kadarı.
Artık yeter.
Yetti.
Artık.
Mersin’de yaşayan bir Sinoplu…
merSİNop’lu…
Günay ÖZDEMİR
03.04.05 / mersinop