- 1009 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
CİNLER Mİ,RUHLAR ALEMİ Mİ,BİLEMEM...
Merhaba,
Bu gün yazacaklarım yüzünden ilerde başıma olmadık işler açabilirim!Olsun ben yine de sizlerle paylaşmak istiyorum başımdan geçenleri.
Yıl 1983 ,evlendim.1985 yılında ilk kızım TUBA dünyaya geldi.Çok mutluydum.Ta ki,3.yaşına kadar.3 yaşına girdiğinde aniden hastalanmış.Acilen Behçet Uz Çocuk Hastahanesine götürmüşler.Biz daha ne olduğunu anlayamadan 3 gün içinde yavrumun cenazesini elime verdiler.Eşim de o ara ikinci çocuğumuza hamile idi.Kötü günler geçirdik.İkinci kızım GAMZE doğunca yaşama daha bir heyecanlı sarıldık.Tuba da henüz çocuk sevmenin,ebeveyn olmanın sorumluluklarından bihaberdik.
Ama Gamze ile hayat benim için çok zevkli ve anlamlı olmaya başlamıştı.Her iş dönüşünü iple çekip biran önce kızıma ve evime kavuşmayı özlüyordum.İşim icabı uzak illere bir haftalığına,onbeş günlüğüne iş seyahatine çıkıyordum.Ama dönüşte Gamze’min bıcır bıcır sohbeti sayesinde tüm yorgunluğum ve özlemlerim bitiyordu.Hatta geceleri benimle yatıyor,gezmeye birlikte gidiyorduk.Bir ara annesine,"Ben artık hep babamla yatacağım,sen kendine başka çocuk al,onunla yat demişti." Akşamları balkona çıktığımızda,o gün mahallede neler olmuş,Kimin kedisine süt vermiş,hepsini ballandıra ballandıra anlattığında,balkonlarda yalnız olmadığımızı biliyordum.Çünkü tüm komşular,bu akşam Gamze babasına neler anlatacak,diyerek balkonlarında yerlerini alıyorlardı.Bu böyle 5 yıl sürdü.
Gamzem beş yaşına geldiğinde,fenalaştı.Hemen SSK Tepecik Çocuk Hastahanesine yetiştirdik.Neden orası derseniz,Yıllarca ilk çocuğumuzdan başımıza gelenlerden korktuğumuz için,Muayenehanesinde kızımla ilgilenen Tedavisini üstlenen Türkiye’nin en iyi çocuk Dr. olanProfesör Dr. Suat Çağlayan oranın başhekimi olduğu için.(Eski Kültür ve Turizm Bakanı)8 gün yoğun bakımda kalan kızım,canım,hayatım vefat etti.
Artık hayat,benim için çekilmez olmuştu.6 ay boyunca kimseyle konuşmadım.İntiharı düşündüm.Genetik bir hastalık olsa,yapılan araştırmalarda bu ortaya çıkardı.Hastahane ve ben Hacettepe Genetik Anabilim Kürsüsüne müracaat ettik.Birşey çıkmadı!Otopsi yaptırdık.Eşime ve bana Otopsi yapan Dr.un söylediği şu idi.Çocuğunuzun ölmesi için gereken hiçbir bulguya rastlanmadı.Delirmemek için,çıldırmamak için devamlı Yüce Rabbime sığındım.
Eşim bu ara,üçüncü çocuğumuza hamile idi.Ama benim ne çocuk ve ne eşimi görecek halim kalmamıştı.Kendimi iyiden iyiye metafiziğe vermiştim.Cinler Alemi,ruhlar alemi derken sınıra yaklaşmıştım.Neden tıp çaresiz kalıyordu.Yıllarca sülük gibi kanımızı emen doktorlar, yavrularımı kurtaramıyordu.En iyi Dr.lara,en fazla parayı verdik.En iyi tedavi süreci yaşattık.Neden? İşte bu nedenlerle kafayı sıyırmadan,medyumluğa başladım.Tabi bu arada Gözde Kızım büyüyor ve Gamze kızımın Dr.u Sezin Hanım O’nunla ilgileniyordu.Allah Sezin Aşık Hanımdan razı olsun.O zamanlar sözde Türkiye’nin en iyi çocuk Dr.u malum şahısın asistanı idi.
Gözdem üç yaşına geldiğinde,yine bu melun hastalık ortaya çıktı.Hemen Behçet Uz Çocuk Hastalıkları Hastahanesine götürdük.Klinikte ki doktor,sıradan bir hasta gibi muayene etmek istediğinde ben ve eşim müdahale ettik,diğer çocukların dosyalarını ve öykümüzü kısacık anlattık.Dr.hemen acile götürmemizi istedi.Ben Çocuğumun ablaları gibi ölmesini istemediğim ve Ruhlar aleminden öğrendiğim kadarıyla,çocuğumun önce Karaciğer Fonksiyon testlerinin yapılmasını istedim.Dr. önce kızdı,ama sonra bildiklerimi anlatınca bana hak verdi ve annesini acilde yanına vererek baygın halde ki çocuğuma müdahale edilmemesini istedi.Alınan kanın test sonuçlarını Dr.un masasına bıraktığımda,doktor ayağa fırladı ve çabuk çocuk ölüyor diyerekten acile koştu.Ben aşağıda kendimle hesaplaşıyordum artık.Çocuğuma bir şey olursa nasıl yaşarım,nasıl canıma kıyarım,hesapları yaparken kızımın sesi hastahane koridorlarında yankılandı"BABA BENİ KURTAR BURDAN" Mucize gerçekleşmişti.Kızım hayata dönmüştü.Şükürler olsun Rabbime.
Şimdi sıkı durun! Ne olmuştu da,iki saattir baygın halde komada ki çocuğum kendine gelmiş ve bağırmaya başlamıştı.Herşey eşimin yanında olmuştu.Dr.iki adet kesme şekeri bir bardak suyun içinde eritip,kızıma ağız yoluyla içirmiş ve yaşama döndürmüştü.
Yani,şimdi biz iki canımız yavrumuzu bir bardak şekerli suya mı feda ettik.Ya da şöyle söyliyeyim,tabiri caizse,Beceriksiz ve yetersiz Dr.ların ihmali yüzünden mi iki can yavrumuzu kaybettik.
Şimdi söyliyeceklerimi tüm anne ve babalar çok iyi dinlesin,dinlesin ki kimsenin yavrusu aciz ve yetersiz uzman olmayan(Gerçi bizimkisi Profesördü de ne oldu!)asistanların yoğun bakımda yanlış tedavilerine maruz kalmasın.Çocuklarımızın hastalığı, REAKTİF HİPOGLİSEMİ. Yani bir nevi şeker hastalığı.Ama bu hastalıkta şeker yükselmiyor,tam aksi kanda şeker kaybı oluyor ve beyne gerekli,glikoz gitmediği için vücut uyku haline geçiyor.Anne babalar da,çocuğumuz komaya girdi diye,acilin yolunu tutuyor.
Peki acilde ne oluyor?İlk teşhis bilinç kapalı.Demek ki havale nöbeti diyerekten,başlıyorlar ilaç takviyesine,beyinde ödem oluştuğu şüphesinden,önce bilgisayar beyin tomografisi,daha sonra kobay gibi bir dizi testlere tabi tutuyorlar.Beyin şeker olmadığı için,tedavilere cevap veremiyor ve aileleri suçluyorlar,bu çocuğa ne içirdiniz,zehirlediniz,diye.SayınDr.lar,siz çocuklara havale geçirdiğinde,penisilin testi yapıp,penisilin ihtiva eden ilaç ve iğneler vermediniz mi?
Sayın anne ve babalar,acil serviste hastanızı uzman olmayan kişilerin,ehil olmayan konusunda ihtisaslaşmamış Dr.ların insafına terk etmeyin.Benim çocuklarım öldü.Başka anaların,babaların yüreği yanmasın.
Belki bu yazımdan sonra,bir çocuğun hayatının kurtulmasına vesile olursam ne mutlu bana.Ha bu arada,kızım Gözde şu anda 17 yaşında bir genç kız oldu,Allah’ın izni ile.
CİNLER Mİ,RUHLAR ALEMİ Mİ,BİLEMEM...
Ona siz karar verin...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.