- 936 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
NÜKLEER ENERJİ SANTRALİ HAYIRLI OLSUN
Ne mutlu bize nur topu gibi 2 tane ölüm makinemiz oluyor,bayram edelim dostlar! Ne kadar komiğim değil mi,keşke içtenlikle bunu söyleye bilseydim,ne mümkün buna, ancak kafası ileriye basmayanlar alkış tutar.
Ruslar denedi başlarına neler geldi,Japonlar daha dün hüsran yaşadı,peki neden üçüncü çekirge olmaya aday biziz? Çünkü kolayı pek severiz biz güzü kara milletiz riskler korkutamaz değil mi! Buna kahkahayla gülmek lazım doğrusu.
Hadi o adamlar teknolojiyi yeni keşfettiklerinde henüz nasıl bir tehlike olabilir bilmeden yaptılar,bize ne oluyor yahu! Gayemiz Japonların zararını karşılamaksa, gelin yemeyelim içmeyelim o ülkeye çalışalım gelirini onlara verelim de bu kötülüğü bize yapmasınlar.
Japonların ve Rusların torunları onları affede bilir çünkü denenmemiş bir kazaya kurban gittiler,bizim torunlarımız denemiş ve tehlikesi bilinen bir kazaya uğramaz diye bir inancımız mı var dersiniz! bir gün o torunlarınız mezarınıza tükürecek,adınız tarihe kara yazıyla yazılacak, umurunuzda değil mi! Benimde umurumda değil artık,sizinkiler uzaya falan yerleşme sansına rahipte benim torunlarım burada mı kalacaklar, hepimiz aynı gemide olacağız; yapın bakalım görelim ne olacak.
Tüm gelişmiş ülkeler güneş enerjisi ve rüzgardan faydalanmak peşine düşmüş iken nedir bu çabamız kendi bindiğimiz dalı kesmek için?
Nükleer enerji daha mı az masraflı, yoksa dediğim dedik inadımı bilmiyorum, bunu bilenler zirvedekiler,tüm vebalde onların boynunda neden ben ağlayıp sızlanayım ki,sizin yanlışlarınıza! Görevim bunları gördüğüm için konuşmaktan öteye gitmez.
Nasıl olsa azınlığın içinden bir ferdim beni kim umursar ki, ben de sizin ve benim torunlarıma olacakları UMURSAMIYORUUUUMMM!
YORUMLAR
Nükleer enerji santralleri insanlar,diğer canlılar ve doğa için çok ciddi tehdit oluşturmaktadır.Bunun bilinmesine rağmen böyle tehlikeli bir işe girişilmesinin ana mantığında yurttaşlara hizmet etmek anlayışı söz konusu bile değildir.Siyasetin açtığı kapıdan şirketler giriyor-hem yerli hem de yabancı-danışıklı bir pazarlık sorunudur yaşananlar.Bunu önlemenin yolu çok elbette,ama şu değildir: Çözüm ne çözüm, bunu sormak bile bana çok abes geliyor. Çözüm nerede, çözüm biz de, siz de, siyasette, hukukçularda, ekonomistlerde,özgür düşünen hemen hemen her yurttaşta... Seyirci kalmak ya da bilemediniz of puf çekerek yine mi aynı hezimet demek yerine, şikayetler sürekli dile gelmeli ister yazılı ister görsel yasal her yol denenmelidir. İhtiyaç fazlası enerjiyi kimse sorgulamıyor, tükettiğimiz enerjinin tasarruf boyutundan haberimiz yokmuş gibi davranıyoruz, şirketlerin kazanç elde etmek için tahrip ettiği güzel doğamız yok edilirken sanki başka bir ülkedeymişiz gibi susmayı tercih ediyoruz. Yurttaşlık bilinci ciddi bir sorumluluk ve görev birikimidir. Yarınların nasıl olacağını Türkiye'deki her fert düşünmelidir. Duyarlı bir yazıydı kaleminize sağlık, sevgiler...
Çok güzel bir konuya değinmişsiniz.
Cem Yılmaz'ın dalga geçtiği gibi paspasla radyasyon kovalamaya da kalkarlarsa hiç şaşırmamak lazım.
Öte yandan, Bir Tutam Hayat'ın da yorumunda dediği gibi, çözüm sunan yok.
Aslında çözüm sunan var da gündeme gelmiyor.
Yenilenebilir enerji hakkında çok şey yazılıp çiziliyor, teşvik edilmeye çalışılıyor ama bu tür çalışmalar ve öneriler genellikle kulakarkası, sümen altı ediliyor.
Ben Adana'da da yaşadım, oradan bir örnek vereyim; Adana, sıcağı ile meşhurdur değil mi? Evlerde güneş enerjisi su ısıtmak için kullanılır. Neden daha büyük güneş panelleri ile en azından kamu kurumlarına elektrik üretilmeye çalışılmıyor?
Bursa'da yaşıyorum, Bursa'nın rüzgarı, lodosu meşhur. Neden dev rüzgar gülleri kullanılmıyor? (özelde kullanılıyor, bireysel olarak tabi) çok değil, 1 büyük rüzgar paneli, birden fazla eve elektrik sağlıyor. Neden fabrikalarda, sanayide, kamu kurumlarında kullanılmıyor?
Pahalı mı? Nükleer santral çok mu ucuz? Yada insan hayatı mı ucuz olan aslında?
Neden tek çözüm nükleermiş gibi sunuluyor?
Son örnek BOR. Bor yatağı kaynıyor Türkiye'de. Uçak yakıtı yapılabileceği bile konuşuluyor ve Amerika bu konunun üzerine feci şekilde düştü. Neden biz üretimde kullanmıyoruz?
Yani Bir Tutam Hayat'a kısmen katılmakla birlikte, yenilenebilir enerji ile ilgili yorumuna katılmıyorum. Kaçta kaçını karşılayacağı ortada, yukarıda verdiğim örnekle en azından, Türkiye'nin enerji ihtiyacının yüzde 50'si bu şekilde karşılansın en azından (ki rahat rahat karşılanacaktır)
Kalanı için çözüm sonra düşünülsün, Nükleer mi değil mi diye.
Saygılarımla,
Bu tür yazılar hep ilgimi çekmiştir.
Ne güzel tarif ediyor olayı, ne güzel dile getiriyor muhtemel problemleri.
Nükleer enerji santrali.
Gerçekten tehlikeli bir girişim.
Çernobil'i unutmadık henüz.
Bu konuda çokça yazı yazıldı, çok toplantılar yapıldı, çokça etkinlikler düzenlendi.
Haksızlar mı?
Değiller elbet.
Sonuçta bu memleket hepimizin. Bizden başka kim sahip çıkacak?
Ancak,
burada gözden kaçan önemli bir konu var.
Eleştiriler güzel de, gösteriler, protestolar göz alıcı da,
köşe yazarlarının, gazetelerde döktürdükleri makaleler gerçekten sanat eseri görünümünde de,
çözüm önerisi neden hiç yok?
Güneş enerjisi, rüzgar enerjisi, yağmur enerjisi demeyin lütfen bana.
Bunlar sadece sözde çözümler.
Hangi gelişmiş ülke elektriğini bunlardan sağlıyor?
Ya da kaşta kaçını sağlıyor.
Hemen hemen hepsi, nükleer enerjiden elde ediyor enerjisini.
Türkiye'ye geldi mi, tehlikeli oluyor.
Öyle ya,
paramız çok...
Bastıralım doğal gaza, çalıştıralım çevrim santrallerini.
Ha,
hidroelektrik santrali de yapmamız mümkün olmuyor bu arada.
Sularımız akıp gitsin boşuna.
Doğa katlediliyor ya...
Petrolümüzde yok...
Ne olacak şimdi?
Bir bukle elektrik kesilince, tüm bu yaygarayı koparanlar,
nükleere, HES'lere karşı cephe alanlar ilkin kıçlarını yırtıyor bu sefer.
Bırakın bu boş işleri diyorum.
Eleştiriye evet ama,
yanında da çözüm önerisi bekliyoruz.
Öyle kuru gürültü ile olmuyor bu işler.
Kim ister yanı başında bir ölüm makinası olsun?
Kim ister güzelim derelerimiz teknolojinin kurbanı olsun?
Çözüm ne, çözüm?
Bir tutam hayat tarafından 4/2/2015 1:46:54 PM zamanında düzenlenmiştir.