BEYAZ İNSAN HASTA İNSAN

• 2 Nisan 2015 Perşembe 09:31:37

"Hayvanlar dünyasındaki üstünlük hangi hayvanın hangi hayvanı yediğine bağlıdır, insanlar arasındaki üstünlük ise kimin kimi tanımladığına bağlıdır." diyor Şair İsmet Özel.

Hakimiyet, hayatımızda asla vazgeçemediğimiz/vazgeçemeyeceğimiz bir konumlamadır. Eşyaya düzen verirken ergonomik yaklaşım, insani ilişkileri biçimlendirirken ast üst, amir memur, gelin kaynana gibi hiyerarşik yapı içindeki pozisyonumuz bizler için temel bir yaklaşım olur. Sadaka verdiğimiz insanı aslında sessizce tanımlarız. Onun tanımı: Yoksuldur, yazık dediğimiz bir insanı da tanımlarız. Onun tanımı zavallıdır.

İnsanoğlu savaşı tanımlarken; barış görüşmeleri ile halledilemeyen meselelerin silah yoluyla halledilmesidir demiştir.

Gerçekten barış yolu ile halledilmeyen sorunlar savaş yoluyla halledilebiliyor mu?

Ya da savaşı arzu edenler hasta mantıklarıyla barışın önünü mü tıkıyor da masum ve mazlum insanlar bilmedikleri coğrafyalarda ölmek veya öldürmek için cephelere sürülüyor.

Savaş hangi açıdan bakılırsa bakılsın sonuç itibari ile bir israftır. Can israfıdır, mal israfıdır. "Boks spor ise savaş olimpiyattır." sözü hiç de yabana atılacak bir söz değil. Savaş sonunda bozulan insani ilişkiler ve çevre felâketi başlı başına bir cinnettir.

Bu noktada beyaz insan Afrikalı yerli kabile reisini bile hayrete düşüren bir çelişki içindedir.

Kabile Reisi:

-Şu beyaz insanları anlayamıyorum. Savaş diye bir şey icat etmişler binlerce insan bir birini öldürüyor, yemeden ortalıkta bırakıp gidiyorlar. Bir canlı yemeyeceği bir canlıyı öldürür mü hiç, maden yemeyeceksin niye öldürürsün o zaman, ceylanı öldüren bir aslan onu arta yerde bırakıp gidiyor mi hiç der.

Beyaz insan, peşine düştüğü verim arayışı, üretim artışı ve üstün konumda olmak endişesiyle tepeden tırnağa hasta desem ne dersiniz.