- 1132 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Küçük Kitapçıktaki Büyük Sözler
Dergiye uğradığım bir akşam masa üzerinde bu küçük ama cıvıl cıvıl bir kitap gördüm. Kitabı; Zakkum Çiçeği romanından tanıdığımız sevgili Bahri Güven Hocamız yazmış ve adını Sevgi Yumağı koymuş. Eserini “kolaj bir yapıt” olarak tarif etmiş Bahri Güven. Okumaya başladığım da gördüğüm gerçekten kelimelerin sevgi yumağı haline gelmiş olması ve kitabın hacmine göre çok büyük sözlerin yazılı olduğuydu. Bu kitabı mutlaka okuyucumuza tanıtalım diye bu yazıyı kaleme aldım.
Bahri Güven sevgi ve hoşgörüden bahsederek “Günümüz yaşanmışlığında SEVGİ’den, HOŞGÖRÜ’den, ÖZVERİ’den, PAYLAŞIM’dan gerek yaşantılarımızda, gerekse yazı çizilerimizde pek az söz ediliyor. Varsa yoksa “madde” ve “ben” ön planda tutuluyor. Bazı manevi değerlerden yoksunlukla elde edilen “madde” her şey değildir bence. Hele mutluluk ve huzur hiç değildir. “Benlik” ise, insanın sonunu hüsrana sürükler, uçuruma sürükler.” (9) demekte.
İlerleyen sayfalarda sevgiyi tarif etmeye devam etmekte…
“Sevgi, bilinçli insan olmaktı(r). … Sevgi çok önemli bir öğreticidir. Bir zırhtır bizi kötülüklerden koruyan. Sevgi, güzel olan, iyi olan her şeyin özünü oluşturur. İnsanoğlu onu yüreğinin kurak topraklarına ekmeye görsün. Ne su bekler ondan ne de başka bir şey. Hemen filizlenir, boy verir, sarar yüreğinin dört bir yanını.” (10)
Bakınız Bahri Güven dünyaya nasıl bakmamız gerektiğini ne kadar veciz bir şekilde açıklamakta…
“Her gün, dünyaya yeni bir “yürek” olarak bakmalısınız. Sizinle birlikte her şey sürekli değişim içinde. Bu “yüreği” taşıyorsanız eğer yaşama sevinci, “sevme” sevinci budur. Böyle olunca her yeni bir gün, her yeni bir yüz, koklayacağınız nadide bir çiçek olacaktır.” (11)
“İçinde bulunduğunuz “atmosferi” sevmiyor olsanız bile; mutsuzsanız; yalnızsanız; tek düze bir yaşam sürdürdüğünüzü düşünüyorsanız; yeni yeni “yüz”ler bulun. Güzel yüzler değil, “gülen” yüzler bulun. Sevgiyle atan yüreklerle tanışın.” (11)
Bir başka hastalığımıza da parmak basmış Bahri Güven. Fikirlerimizi başkalarına kabul ettirme hastalığımızı…
“Kendi kişiliğinizi ve değer yargılarınızı başkalarına kabul ettirme gayretine düşmediğiniz sürece her “dünyayı”, her “rengi”, her “düşünceyi” hoş gördüğünüz sürece, özveri ile yaklaşıp, paylaştığınız sürece mutluluğu da yakalamış olursunuz.” (11)
“İnsan sevgi ile yaratılmış, insan hamurunun en önemli unsuru sevgidir çünkü…” (19)
Sevgi her engeli aşar diyor Bahri Güven aşağıdaki satırlarında…
“Evet, genç dostum; yaşam yumağı istediği kadar sert, istediği kadar çetin olsun, istediği kadar geçit vermeyen “Buz Dağı” olsun yüreğimizdeki sevgi denen o yüce duygu olduktan sonra aşılmayan engel mi var?” (20)
Sizce başarının ölçüsü nedir? Başarılı olduğumuzu nasıl anlarız? İşte Bahri Güven’in tesbitleri…
“Geçmişin esiri olmayı bırak, geleceğin mimarı ol.” Robin Sharma (35)
“Günlük yaşantımızda kendimizce en iyisini yapabiliyorsak, yaptıklarımızı da bir önceki ile karşılaştırıyorsak, öncekinden bir zaman sonrakini daha iyi görebiliyorsak, işte o zaman yeteneğimizi değerlendiriyoruz demektir. Ve doğru yaptığımızdan emin olabiliyorsak alışılmışın dışında yeni ve doğru yollarda yürüyorsak, bir de bunu karşımızdakilere kabullendiriyorsak işte o zaman başarılıyız demektir.” (26)
“Dünya herkese yetecek kadar büyüklükte. Onun için başkalarının yerini kapmaktansa, çalışarak gerçek yerinizi bulun.” Charlie Chaplin (27)
Birbirimize nasıl davranmalıyız? İşte cevabı:
“İnsan önce kendisini, sonra da başkalarını sevecek Genç Dostum” (28)
“Gülü(mseyi)n birbirinize, küçücük gülücükler Kafdağı kadar büyük, buzdağı kadar soğuk bir kalbi kazanıp eritmeye yeter.” (29)
İyilik kötülük duygusunu şöyle tarif etmiş yazarımız…
“İyilik, kötülük beyinlerimizde oluşan (ve) bunları bazen düşüncelerimizde tartmadan eyleme koyduğunuz olgulardır.” (34)
Yaşama tutunmak üzerine de çok güzel sözler söylemiş Bahri Güven…
“Balı seveceksin; balı yapan arının iğnesine karşın, gülü seveceksin; dikenini eline batırarak” (44)
“Bilir misin, gül dalında solarken yanında tomurcuklar doğar. Yaşam bu işte… gül ve tomurcuk, gel ve git olayı… Ancak, “gelirken” coşkuyla gülünürse de “giderken” ağlatmak zordur Genç Dostum…” (45)
“Gölgeler süslese de yüreğinin üstünü sen güneşi söndürme. Eğer umut yoksa yarınlar ırak kalır insana… Unutma; bir “sen” daha yok bu dünyada…” (48)
“Dertlerin kum tanesi kadar küçük sevinçlerin Nisan Yağmurları kadar bol olsun.” (50)
“Yaşamı seveceksin. Seversen eğer soğuklar sıcak olur, sıcak olan yüreğinde” (53)
“Cenap Şahabettin: “Zirvede kartallarda bulunur, yılanlarda… Ancak birisi oraya süzülerek, birisi sürünerek çıkar” diyor. Önemli olan nerelere gelmiş olduğundan çok, nereden ve nasıl geldiğindir…”(55)
“Her şeye katlanıp yaşayabilmek ölmekten daha zordur” (56)
“Bu günün senden çaldıklarına üzülme. Yarın yine gelecektir.” (73)
Dostluk nedir sorusunun en güzel cevabı sanırım şu satırlar olmalı…
“Asıl dost seni senden çok sevendir” (65)
“Dost dediğin üç çeşittir: birincisi ekmek gibidir, her gün ararsın. İkincisi ilaç gibidir, lazım oldukça ararsın. Üçüncüsü mikrop gibidir, o gelir seni bulur.” (66)
“Kalbi kırmak suya yazı yazmak kadar zordur. Kırılan kalbi düzeltmek ise gece yarısı doğan güneşe dokunmaya benzer” (59)
“Dostun vefalısı güzeldir.” (92)
“İnsanları yargılarsan onları sevmeye zamanın kalmaz.” (89)
“Sana bir kötülük yapıldığında verebileceğin en iyi karşılık unutmak olsun. Bağışla ve unut. Ama kimseye teslim olma.” (89)
Aşka dair neler söylemiş yazarımız? İşte sevda, hasret, ayrılık üzerine düşülen notlar:
“Hayatta iki kör tanıdım. Biri; senden başkasını görmeyen ben, biri de; beni bir türlü göremeyen sen” (67)
“Seni seviyorum diyen dudaklara değil senin için ağlayan gözlere bak” (76)
“Seni seveni görmeyecek kadar körsen, o da sana olan sevgisini söylemeyecek kadar gururludur.” (84)
“Gözlerinde bir damla yaş olmak isterdim, yanağında yaşayıp dudağında ölmek için” (62)
“Biz sonbaharı ne kadar ayrılık mevsimi yapmışsak da, kaderde ayrılık varsa sonbaharı beklemiyor ayrılıklar.” (64)
İnsan; başkalarını severken kendini de unutmamalı diyor yazarımız. Muhatabına şahsiyet dersi verdiği bazı sözler de şu şekilde…
“Güller hep ellerinde açsın ama dikenleri batmasın. Sevgiler hep seni bulsun ama yaralamasın. Mutluluk hep yüreğinde olsun ama seni unutturmasın.” (83)
“Sabırlı, sevecen, erdemli ol. Eninde sonunda bütün servetin sensin. Görmeye çalış ki bütün pisliğine ve kalleşliğine rağmen dünya yine de insanoğlunun biricik güzel mekânıdır.” (89)
“Kaybetmeyi ahlaksız bir kazanca tercih et. İlkinin acısı bir an, ötekinin vicdan azabı bir ömür sürer. Bazı idealler o kadar değerlerdir ki o yolda mağlup olman bile zafer sayılır. Bu dünyada bırakacağın en büyük miras dürüstlüktür.” (89)
“Kibir; kem düşüncedir sonu hüsran olacak kadar.” (90)
“Gücünden fazla güvenme. Beyaz gülün bile siyah gölgesi vardır.” (90)
“Görmesin bilen gözlerin bakışındayım.” (93)
Evet, sevgili okuyucularımız, işte bu küçük kitaba sığmayan büyük sözleri bu şekilde sizler için sıraladık. Daha fazlası kitabın içinde. Umarım okuduğunuzda bana hak vereceksiniz. Belki benim göremediğim ya da sayfamın bana verdiği mahdut satırlarına ancak bu kadarını sığdırmak zorunda kalıp ta atladığım nice güzel sözleri sizler keşfedeceksiniz. Bence bu kitabı mutlaka okuyun. Bahri Güven hoca sizlere sohbet tadında nice hayat dersleri verecektir…
* Aşkın E Hali Dergisi, Yazılıkaya
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.