4
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
880
Okunma


Günümüz toplumunda bir birey olarak yaşıyorsak sonra kalkıp yaşadığımız toplumu beğenmeyip eleştiriyorsak kadın ve erkek diye ayırım yapmak da niye.sonucunda varlığımızı da bir kadın ve bir erkeğe borçlu değilmiyiz .Buna rağmen kadınları köleleştiriyoruz,ezip geçiyoruz ,yok sayıyoruz. Peki bütün suç Adem ve Havvadamı yoksa bizi yetiştiren annelerimizdemi daha da beteri kör ve cahil bıraktırılan zihniyetimizdemi. Daha küçük bi kızken tanışırız yasaklarla beynimize kazınır iyne oyası gibi imek ilmek adeta ezberleriz. Varoluşumuzu sorgulamayız.Neden diye sormayız susturulmuşuzdur. Kılar çok konuşmaz derler susarız.çok gülemeyiz ayıptır,günahtır derler.Oynadığımız oyunlar bile kısıtlıdır . Yaşımızı aldıkca baskıda büyür.Her istediğimizde dışarı çıkamayız mesela kızlarla erkekler beraber oyun oynayamayız yasaktır,babamız kızar sonra hele evde abi varsa oda baskıya dahil olur.Çocukluk dönemi bitince vay halimize hemen elalem ne der lafları başlar.Baskı artık evin dışına taşınmıştır.Kolukomşu ne der,aman mahalleli ne der,şimdilerde mahalle de kalmadı pek artık sitelerde yaşıyoruz böylece baskı kökenli tartışmalar devam eder.Biz kadınlar korkuyla içiçe yaşarız,eziliriz,yavaş yavaş siliniriz zamanla alışırız elbet baskıları kanıksarız .Etrafımızdakiler tanıdık tanımadık herkez üstümüzde hak sahibidir artık.Kimliğimiz yoktur birilerinin kızı oluruz birilerinin eşi kadın olmak zordur.sıtımızda bi kambur gibi taşırız sorumluluğunu mükemmel olmanın .Hata yapma lüksümüz yoktur.mesela çok yüksek sesle gülemeyiz içimizden gelse de ulu orta yerde ,çok konuşamayız mesela bi fikrimiz de olsa dikkat çekmemek için hele bide güzel bi kadınsak mutlaka çirkin görünmeliyiz erkekler etkilenmesinler diye adımız falan çıkar hafif kadın oluveririz kimliğimiz yoktur bizim Peki ya duygularımız,hislerimiz,zevklerimiz,coşkularımız,aşık almalarımız ve de sevmelerimiz hepsi baskı altında zincirlere vurulmuş birer tutsaktır. Böylece hayatımıza sırasıyla baskılar baskının dayattığı yasaklar ve kurallar hakim olurken biz kadınlar yarının yeni anneleri ,iş kadınları yani toplumda bir sürü görev almak üzere en iyi şekilde eğitim almış en iyi şekilde hazırlanmış ve aynı zamanda tüm duyguları bastırılmış,istekleri baltalanmış,horlanmış,ezilmiş kadınlar olarak sahaya çıkmak zorunda bırakılırız.İlk hedefimiz mükemmel olmaktır nasıl olacaksa tabiki tek başımıza Yada değil zaten evlenmemişsek evde kalmış derler bi kusurumuz vardır elbet,evlenmişsek öncelik eşimizdir,sonra sırayı çocuk alır çocuk olsa bakmayı beceremeyiz çalışmak istesek çocuk ne olacak derler ev işlerini kim yapacak kocaya kim bakacak bütün bunların hepsini tek başına bi kadın olarak üstlenirsin gene de beğenmezler . Baskı ve kurallar zinciri şiddeti doğurur.Şiddet korkuyu besler ve korku duygularımızı ,arzularımızı,zevklerimizi,sevgimizi yitirmemize sebep olur.var olan bütün hayallerimizle beraber ruhumuzu da kaybederiz.Birer birey olarak bu toplumu paylaşan biz kadınlar sadece bedenlerden ibaret değiliz. Nasılki İnsanca yaşamak ruh ve bedenin bi bütünüyse kadın ve erkek ayırımı yapmadan hayatı paylaşarak yaşamalıyız.Kadın olmak zor Yada erkek olmak bu gezegen üzerinde hepimiz aynı gök yüzüne bakıyoruz ,güneş aynı şekilde hepimize parlıyor ve gece olunca hepimiz aynı yıldızlara bakıyoruz.İnsanız mükemmel olamayız belki hatalarımızda olacak elbet Yİnede herşeyde inat paylaşarak yaşamayı öğrenmeliyiz. Kadın olmak zor belki ama ya erkek olmak bence kadın olmayı öğrenirken erkek olmayı da öğrenmeliyiz .sonrasında nasıl daha iyi bir anne Yada baba olabiliririzi öğrenmemiz gerektiği bilmek için. En temel hakkımız olan özgürlüğümüzü biz kadınlar şiddet görmeden ezilip horlanmadan yaşamak istiyorsak eğer erkekler de yanımızda olmalı babalarımız olarak Abi’lerimiz eşlerimiz oğullarımız ve dostlarımız olarak elbet .