ÇARESİZLİK..
Aradığınız çarenin belki tam önünüzde olması.. Ama onu bulacak vaktinizin olmamasıdır.. ÇARESİZLİK..
ÇARESİZLİK.....
Cevapsız kurak bir ıssızlık değildir..
Dışarıda devam edecek hayattır asıl engel..
Asıl engel size geçit vermeyen.. Sizi umursamayan... Sizi yutan hayattır asıl engel...
Asıl ÇARESİZLİK..
Derdin devasız olması değil..
Birini iyi edecek şeyin...
Bir diğerinin kadehine zehir olmasıdır..
Her seçim bir çaredir aslında..
Asıl ÇARESİZLİK..
Yaptığınız seçimin zehirli meyvesidir..
Elinizden bir şey gelmeyince
Kabullenmek kolaydır..
Asıl ÇARESİZLİK..
Kendinize elimden geleni yaptım mı diye sormaktır..
Çünkü Asıl ÇARESİZLİK..
Çareyi geçirmişken elinize..
Avuçlarınızın içinden kaçırmaktır....
Ama bazı anlar vardır ki ÇARESİZLİK’ten kıvranır insan.. Hele de uzun bir bekleyişse bu..
Elinizden bir şey gelmeyince, kabullenmekte bazen kolay olmayı verir.. İçiniz acır, etiniz acır, canınızdan can acır.. Kendinizi didikler durursunuz.. Keşkeleriniz çullanır üzerinize, Ahlarınız çoğalır.. Çarenin nerde olduğunu bilseniz, her şeyi göze alıp getirmek istersiniz.. İşte bu anlarda can yanığı zordur.. Ellerinizden kayıp giden varlık değerliyse sizin için ve hiçbir şekilde yapacak bir şey bulamıyorsanız.. Başkalarından medet umuyorsanız.. ÇARESİZLİK öyle bir çullanır ki ruhunuza, karamsarlık bile halt etmiş kalır yanında…
Gurbete düşmüş hissedersiniz.. Yere göğe sığdıramazsınız varlığınızı, görünmez kıskaçların arasında sıkışmışsınızdır.. İçiniz, içinizden size çığlıklar atar.. Görünmeyen bir ipin ucunu kaçırmış.. Vakti boşa geçirmiş sayarsınız kendinizi… Hayat etrafınızda akıp giderken, siz o fotoğrafın dışında boşlukta kalmış sayarsınız varlığınızı..
Ne uykunuz uykudur, ne gördüğünüz rüyalar rüya, hatta rüya görürseniz dahi şanslısınızdır..
Açlık denilen şeyi ancak mideniz guruldadığın da fark edersiniz.. Kısaca bir yer kaplıyorsunuzdur dünya da… Lakin onun bile farkında değilsinizdir.. Ne yönünüz vardır, ne yeriniz.. İşte bu bekleyiş ÇARESİZLİĞİDİR..
Aynı hastane önünde incir ağacına sırtınızı vererek çömdüğünüz.. Ellerinizin arasındaki başınızı sıvazladığınız, düşündükçe beyninizde yaraların açıldığı, ellerinizin bomboş kaldığı andır ÇARESİZLİK..
Her an iyi veya kötü bir haber bekleyişidir ÇARESİZLİK.. Kimsenin size umutlu konuşmadığı, sıradan alelade sözlerle, bekleyin ALLAHTAN ÜMİT KESİLMEZ dediği andır, ÇARESİZLİK..
Canınız lime limedir.. Kör bakar, duymaz olursunuz yaşamı.. İsyan etmeye hem korkar, hemde çok büyük bir ihtiyaç duyarsınız.. Hesabı kime soracağınızı bilemezsiniz.. Hoş ortada bir hesap varmı orası da şüphelidir.. Ama çöktüğünüz yerde bitmiştir nefesiniz.. Bilirsiniz ki insan sabırdan yapılmıştır.. Fakat sabır bile ÇARESİZLİĞİN karşısında yokluk gibidir..
Demem o ki;
Bu ÇARESİZLİK denilen şey bir çıktımı karşınıza, okkalı bir tükürük gibi yapışır yüreğinize, ve siz bulandıkça bulanır, kıvrandıkça kıvranırsınız onun elleri arasında…!
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Gönül ister ki her ÇARESİZLİĞE mutlak bir ÇARE bulunsun.. Lakin bazen hayatın kurgusu farklı olabiliyor.. Biz göbeğimizi de çatlaksak, didinsek, kendimizi de paralasak, hayat bir şekilde kendi yönünde sel olmuş bizi içine katıp önünde sürüklüyor.. Aciziz o besbelli bir şey önemli olan Yarada’nın bize yüz çevirmemesi.. Rabbim tüm çare arayan, zorda olan, Hastanelerde şifa bekleyen, kısacası tüm insanlığa ÇARELER versin…
31/03/2015