- 761 Okunma
- 2 Yorum
- 2 Beğeni
Engellerden Korkma, Mutluluğu Yakala
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Engellerden Korkma, Mutluluğu Yakala
Engellerden Korkma, Mutluluğu Yakala; Hindistan’da yaşlı bir bahçıvan, her sabah ırmağa gider, iki kovayı da ağzına kadar suyla doldurduktan sonra efendisinin konağına gelir, efendisinin bahçesindeki nadide çiçekleri sularmış.
Fakat kovalardan birinin altı delikmiş, bu yüzden suyun yansı yola akarmış. Buna rağmen yaşlı bahçıvan yıllardır su taşıdığı kovayı atmaya kıyamaz, efendisine belli etmeden kullanırmış.
Bu duruma kova o kadar içlenmiş, o kadar içlenmiş ki, günlerden bir gün dile gelip ihtiyar bahçıvana üzüntülerini bildirmiş:
“Ey benim aziz dostum” diye başlamış söze, “yıllardır o kadar zahmet çektiğin halde, bir türlü beni doldurduğun gibi götüremiyorsun. Altımda bir çatlak oluştuğu için ister istemez su kaybediyorum. Sana zarar veriyorum. Buna rağmen beni atmıyor, benden vazgeçmiyorsun. Söyle senin için ne yapabilirim?”
Yaşlı bahçıvan:
“Zaten yapıyorsun” demiş gülerek, “yol kenarlarına dikkat ettin mi, senin tarafın yemyeşil olduğu halde arkadaşının tarafı kupkuru. O yol boyunca gülümseyen yeşillikler senin sızdırdığın suyla hayat bulmuşlar, bu az şey mi?”
“Hiç böyle düşünmemiştim” diye mırıldanmış kova. “Sonra” diye sürdürmüş ihtiyar bahçıvan, “ben seni hep bununla değerlendirdim, altındaki çatlakla hiç değerlendirmedim. ”
Derin bir nefes aldıktan sonra eklemiş, ihtiyar bahçıvan:
“Dahası var: Ben insanlara da kusurları açısından değil, faziletleri açısından bakarım. Ve her insanda sevilecek bir yan bulurum. Bu yüzden dostum çoktur. ”
Elindeki kovaya gülümseyerek bakmış: “Biliyor musun, bütün bunları senden öğrendim.” Kova şaşkın şaşkın mırıldanmış: “Be., benden mi, ama nasıl olur?”
“Evet senden” demiş yaşlı bahçıvan, “su sızdırdığını fark ettiğimde atmaya karar vermiştim, ama baktım senden sızan sular yol boyundaki yeşilliğe hayat veriyor. O zaman oturup düşündüm ve bir karar verdim... ”
“Nasıl bir karar?”
“Her şeyi güzel yönleriyle de görme kararı. O gün bu- gündür başta insanlar olmak üzere tüm kâinatı ve tüm hayatı güzel yönleriyle de görüp mutlu oluyorum.
Belki de engelleriniz olmasaydı; azimli ve mücadele ruhlu başarıya koşan seçkin bir insan olamayacaktınız. Belki de siz farkında olmadan engeliniz, başarılarınız toplumda ayna vazifesi görüyor olup, birileri başarı yolunda sizden ilham alarak ilerliyor olabilir.
Hepimizin kendimize özgü engelleri vardır. Hepimiz aslında çatlak kovalarız.
Engellerinizden korkmayın. Onları sahiplenin.. Engellerinizin gerçek gücünü bulduğunuzu bilirseniz eğer, siz de güzelliklere sebep olabilirsiniz.
KAYNAK;
- Simyacı adlı romandan alıntıdır.
YORUMLAR
İlgi ile okudum.
Gerçekten güzeldi hikaye.
Üç çocuğum var.
İki kız, bir oğlan.
Kızlar büyüdü, oğlan on dördünde.
Çocuklarıma,
''İnsanları olduğu gibi kabul edin.'' diye nasihat etmişidir hep.
''Her birinin, muhakkak güzel yanları da vardır. O yönlerini daha çok öne çıkarın.''
Dinlediler beni, hep iyi yönlerinden baktılar insanlara.
Bir gün,
büyük kızım geldi ve aynen şöyle söyledi;
''Baba, sen bizlere insanları olduğu gibi kabul edin, iyi yönleriyle değerlendirin demiştin. Bizler de öyle yaptık, hep iyilikle cevap verdik karşılaştığımız sevimsizliklere de. Ama hayat öyle kötüleşti ki, eli yüzü düzgün, yüreği temiz, iyi niyetli hiç kimse kalmamış dünyada. Herkes düzenbaz, herkes çıkarcı. Çok güvendiğimiz insanlar, ilk fırsat bulduklarında arkadan hançerliyorlar bizi.Bu nedenledir ki, ne dayanacak gücümüz, ne de doğru dürüst bir arkadaşımız kaldı. Yanlış mı yaptık nedir?''
Ne söyleyeceğimi bilemedim.
Hala da bilmiyorum.
Küçük oğluma, aynı nasihatte bulunmuyorum artık.
''Dürüst ol ama, asla kendini ezdirme'' diyorum. Hak edene, hak ettiğini ver.
Böyle işte.
Hep iyilikle de olmuyor bu işler...