BUYURUN TRAJİKOMİĞE!
İçinde yaşamakta olduğumuz şu âlemde ve zaman diliminde insanları, madden ve mânen, etkileyen, mutsuz kılan, yaşama coşkusunu yok eden, ... sayısı belirsiz her çeşit olumsuz dış etken kısaca ‘neden’ var olup, bunlar, her vesileyle ve her an karşımıza çıkmaktadır. Kuşkusuz bunda az gelişmişlik, eğitimsizlik, ilkellik, kısır döngü, ... büyük rol oynar.
Deveye sormuşlar:
--Boynun niye eğri?
Deve, dile gelmiş:
--Nerem düzgün ki...
İnsanız, elbet hata yapabiliriz; yapıldığında ise, kızabiliriz... Estağfurullah, kızmak haddimize mi düşmüş, uyarırız... Hatalar vardır, kolay affedilebilir; bazı hatalar biraz zor affedilir; bazıları ise, ...
Ne denli iyi niyetli olursak olalım, yine de, bazen en doğru kelimeleri seçmekte güçlük çekebilir, sağlıklı bir yöntem tutturamayabilir hatta zamanlamayı da iyi yapamamış olabiliriz. Belki de gereksiz bir ‘işgüzarlık’ etmişizdir, kim bilir...
Hiçbir satıcı kolay kolay “Ayranım ekşi!” demez. Hele pire için yorgan yakmayı ‘yiğitlik’ ! sananlara ne demeli... Bari yakılan gerçekten yorgan olsa da yaktığına değse...
Adama sormuşlar:
--Adın nedir?
Adam, cevap vermiş:
--Hıdır, elimden gelen budur...
“Üslûbu beyan aynıyla insandır!”-Y.K.Beyatlı
Dimağları ışıtmak ve yürekleri ısıtmak adına ilmeylenemiyorsa, bari film çevirmeye kalkışılmasın... Ayıp olan, bilmemek değil, öğrenmemektir. Öğrenmenin ise, yaşı başı olmaz.
Biliyorsan konuş, aksi hâlde sus;
Küsme talihine olsa da makûs...
Dinle, anla, öğren; güçlensin zihnin;
Göster iradeni, yok olsun cehlin... ‘2006’
Not: Hıdır’lar alınmasın zira bu isimde tanıdığım kimse yoktur.
Israr eden yanlışta
Geri kalır yarışta;
Yitirmeyen aslını
Hiç bitirmez faslını... ‘2007’
Altının kıymetini sarraf, insanınkini insan bilir... Bana bu naçiz yazıyı yazdıran ilham kaynağıma yürekten teşekkürü borç bilirim. Saygılarımla.