Osmanlılık sevdası
Ya bende bir şey var, ya da çevremde. Yeni söylemleri cirit atarken eski günlere sürüklendiğimizi görüyorum.
Bir hafta önceydi. Ankara’dan Çubuk otobüslerinin yanına gelmek için dolmuşa binmem gerek. Dolmuşu görünce koştum açık kapıdan içeriye bakınca, donup kaldım. Dolmuşun içi kara çarşaflı kadınlarla doluydu.
Acaba yanlış dolmuşa mı biniyorum diye duraksadım. Nereye gittiğini sordum, doğruydu. Elimde yağlı boya
yaptığım tablo vardı. Dolmuşta ayakta durup, sürücüye para vermekte zorlanınca resmi önüne alıp bana yardımcı oldu.
Çocukluğumda annem ve halalarım da böyle siyah çarşaf giyerlerdi. Sonra hepsine mantolar alındı, çıkardılar çarşafı. En son Çubuk’ta Şevket hocaların kaynanası ve gelinleri kalmıştı çarşaflı. Onlar da çıkardılar. Kaynanalarını tam anımsamıyorum, belki o ölene kadar giymiştir çarşafı.
Çubuk otobüsüne bindim. Bu kez doluysa binmem diyecek oldum, sürücü bu saatte boş otobüs bulamazsın dedi
yanındaki boş koltuğu göstererek oraya oturmamı söyledi. Ömrümde ilk kez şoförün yanında oturdum. Arkadaki
doluluktan haberim yok gibi rahattım. Sürücü resmimi yanına almıştı. Böylece rahat bir yolculuk yaptım.
Her zaman olduğu gibi yolculuk süresince yine çevremi seyrettim. Kuzey Ankara tüneli, oradaki yüksek yüksek toki evleri, kenarlardaki değişik düzenlenmiş çiçekler, aşağılarda park benzeri yerler, yukarıdan onlara bakan
küçüklü büyüklü evler. Renk renk ışıklandırmalar ve göze güzel gelen görüntüler.
Ankara Çubuk arasında gördüğüm bunlar değil sadece. Benim asıl ilgimi çeken Pursaklar’da gördüğüm değişim.
Orası küçük bir köydü. Şimdi Ankara’nın kuzey ucu oldu. Esas dikkatimi çeken ise buradaki gereksiz, abartılı mimari yapı. Tabii konutlarda değil bu sadece bu değişim. Arabayla geçtiğimiz yol kıyısındaki minare tarzı gereksiz çokluktaki ne isim vereceğimi bilemediğim kısa boylu minareye benzer kısa boylu kuleler. Arkalarında
bir de cami var çifte minaresiyle. Esenboğa’ya doğru ilerlerken sanki eski zamanlarda fırlayıp gelmiş yine iki tarafı kuleli bir köprünün altından geçeriz. Ha unutuyordum üstünde Emri şahane yazan düğün salonunu.
Bu yoldan giderken kendimi eski Osmanlı döneminde yaşıyor sanırım. Çarşaflılar, gereksiz kuleler bunu yaşatır. Düşünürüm. Bize yeni Türkiye diye sundukları eski Osmanlı mı diye. Bu soruya cevabım evet olur. Bizi her şeyiyle Osmanlı dönemine götürmek istiyorlar. Osmanlı çok iyiydi de neden yıkıldı? Bana bunu biri anlatsın.
28. 03. 2015 / Nazik Gülünay
YORUMLAR
Bu yeni fasiszmin despotik yöntemine bir parmak basmadir, tebrik ederim sizi kaleme aldiginiz bu güzel satirlar icin. Saygiyla kalin ve kahrolsun islam fasiszmi!
glenay
minareleri
halkın gözünü boyamak için kullanıyorlar.
nereye baksanız bir minare.
Bunun islâmla ilgisi yok.
Amaç başka.
İslâmda
namazını nerede kılarsan kıl, makbuldür.
Çok teşekkürler..
Ben de Kemal Bey'in görüşlerine birebir katılmakla beraber başka açıdan da bakmak istiyorum... Avrupa ve dış mihraklar bizim lider gördüklerimize neden madalya verir? Son zamanlarda tarım bakanımız bile aldı...
İlgisini çekene (http://www.guncelmeydan.com/pano/turkiye-cumhuriyeti-nin-ilk-grand-cross-sovalyesi-huseyin-hakki-kahveci-t35580.html)
Paylaşım için teşekkürler...
Kutluyorum duyarlı kalemini gönülden
Gün eksilmesin pencerenizden...
Sevgiler, saygılar.
glenay
Biliyorlar ki bu insanlar iyi kullanılır.
Milletimizin en hassas noktasını bilerek,
din ile kandırırlar.
Dilerim bu kez başka etkenler rol oynar da
halkımız aklını başına alır.
Yoruma çok teşekkürler,
selâmlar, saygılar..
Nazik Hanım:
Ben sadece o meşhur Osmanlı hayranlığına soyunanlara şunu sormak istiyorum:
- Mazimizin en ama en dirayetli düşmanları tarafından adaletli tutumundan dolayı KANUNİ adını alan SULTAN SÜLEYMAN HAN'ın söz de hayatının anlatıldığı malum dizi de, O RAŞİT HALİFE olarak da anılan tarihimize ve şanımıza şan katan değerli Osmanlı hükümdarı nerede ise porno yıldızı haline getirildiğinde nerdelerdi????????????????????????????
-Milletçe bu duruma verdiğimiz tepkiye RTÜK hazretleri KURGU (!) DERKEN NEREDEYDİLER????
-KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN OSMANLI DEĞİL MİYDİ?
Osmanlı olmak, OSMANLI RUHU TAŞIMAK öyle lafla peynir gemisi yürütmeye benzemez arkadaş. Ardın da dağ olmayı bileceksin. Her bulduğun fırsatta laf dalaşına girerek değil.
Duyarlı yüreğinize sonsuz sevgi ve saygımla.
glenay
Osmanlıya bir yönden bakmamak gerek.
Neler olmuş, neler dönmüş zamanlar içinde.
Bir Osmanlı tutturmuş gidiyorlar
Osmanlıdan bir haber.
gönülden sevgi ve selâmlar..
hüzün şairi
YOKSA KANUNİ SULTAN SÜLEYMAN HAN OSMANLI DEĞİLDİ DE BİZE Mİ YANLIŞ ÖĞRETİLMİŞTİ? Çok ilginç ve üzücü...
Bati hayranligi sendromuna ducar olup asagilik kompleksine kapilanlar, yüce bir milleti batiya kul köle ettiklerinin vahim alcakligini örtbas etmek icin osmanli hayranligi duyanlari hedefe koyup, kendi hayranliklarina yandas ariyor olabilirler...
Bu Kompleks o duruma geldi ki
Savastan yeni cikmis bir milletin basina asker zoruyla sapka giydirdiler.Miletin binyilik yazisini biraksamda yasaklayip milleti cahil biraktilar.Yetmedi Osmanli askeri olduklari halde osmanli camilerini bile satma ahlaksizligini gösterdiler.
Bati hayranligi ugruna ciplaklar köyleri acma, escinsel reklam yapma, rum sperm bankalarindan sperm dilenmeye kadar getirdi zavalillari....
Bati bizim dedelerimizden caldigi bilimle uzayda meskün bölgeler olusturmaya calisirken, bizdeki bati hayranlari milletimi batinin kuklasi yapti.
Belkimde buyüzden Milletin ekserisi gecmisine yönelmis olabilir.
Nerdeyse iki isyerinden birinin ismi Türkce olmayan bir ülkede
Bir kactane osmanlica isim görmek birilerini rahtsiz ediyorsa O rahatsizlik varsin bogaziniza kadar dayansin
Begenirsiniz begenmezsiniz
Osmanli anadolu ve rumeli topraklarini bu millete miras birakan gecmisimizdir.
Saygi saygi degerlere
at-asildir tarafından 3/29/2015 9:51:12 PM zamanında düzenlenmiştir.
at-asildir tarafından 3/29/2015 10:01:16 PM zamanında düzenlenmiştir.
glenay
bilime değer veriyorlar. Bir de sömürgeci olmasalar.. Elbette güzel olan, insana yarayan şeyler,icatlar yapan kişi ve ülkelere hayran olmamak elde değil.
Osmanlı dediğinizin sadrazamları hep yabancıydı. Türke ve türkçeye değer vermiyor batı hayranı olan bazı padişahları olsa da çoğunluk Emevinin dayattığı sözde müslümanlığı destekleyerek yürüttüler işlerini. Keşke dünyaya yayılmasalar da kendi halklarına güzel, uygar bir hayat sunsalardı. Onlar sarayda yaşarken halkımız ne yapıyordu hiç düşündünüz mü? Halk per perişan yapılan savaşların bedeini öbemekle, kıt kanaat ve cahil bir toplum olarak yaşamaktaydı. Matbaayı batıdan sanıyorum yüz yıl sonra kurdular.
Beğenmediğiniz Atatürk Tükçeyi canlandırdı yani halkın öz be öz dilini. Onu güçlükle okunan Arap alfabesinin boyunduruğundan kurtardı. Kuranı tefsir ettirip halkızın dinini kendi dilinden öğrenmesine yardım etti.
Milletin çoğunluğu değil Osmanlılığa yönelen. Bir avuç, din maskesi altında kandırılan kişiler. Onlarda da böyle bir Osmanlılık özentisi yok.
Yabancı diller istilâsına gelince buna ben de karşıyım. Bu şirketleri, markaları yurdumuza salıp, milletin kendi üretimine destek vermeyip, elde avuçta ne var ne yok satanlar utansın.
Bu kadarla kalayım hadi.
Söylenecek o kadar çok şey var ki..
Zira konuşmak yasaklanacak neredeyse bu ülkede.
Allah yardımcımız olsun.
Kendi ulusuna düşmanlık bu kadar olur.
Mustafaoğlu İlyas
Ya yapmayin etmeyin birazcik gercek tarih okuyun
-Tapanak haline getirdiginiz sahis osmanli askeriydi
-Osmanlinin gelistirdigi Binyillik Türk alfabesini gecis dönemi koymadan yasaklamanin ne demek oldugunu bilemiyecek kadar cahilmisiniz?
Halbuki o yazi M.kemali bile mesleginde zirveye tasimisti.Zanettiginiz gibi olsaydi Osmanli hasta halindeyken bile yedi düveli bozguna ugratamazdi.
Latince yazi sanki türkce yazimiydi ki onu kopyaladiler:-) güldürmeyin insani
Bu basli basina islam düsmanligi icin yapilmis bir devirmeydi.
Ihanetti..Ve bugün geri tepme yebaslamistir.Millet batililasma ihanetini tarihin cöplügüne gömmek istiyor.
Hic kimse atasi hata yapti diye ona ihanet edip katl etmez.
Osmanlinin hatalari vardi diye ona düsmanlik edenler ihanet icinde olanlardir.
Aslnda sizinde kabahatiniz yoktur saptirilmis resmi tarih insanlarimizi dedelerinin düsmani haline getirmistir.
isterseniz biraz gercek tarih okuyun
http://belgelerlegercektarih.com/tag/arapoglunun-yaveleri/
Ben tarihimi inkar etmememde
Kanuni'den sonrasıyla da iftihar etmiyorum
Önce oturup bir düşünelim
Yedi düvele hükmeden koskoca imparatorluk neden param parça oldu diye
Neden önümüzde eğilip etek ölenler tepemize bindi diye
Ondan sonra Osmanlı hayranı olalım eller aya giderken havuzdaki balıklara akçe dağıtanlar mı
Devlet idaresine haremle cebelleşirken uzak kalanlarlamı
Fazla bir şey söylemek istemiyorum Ma canım yanıyor
Hoşça kal
glenay
güzel yorumunu nasıl atlamışım bilmiyorum.
Şimdi bir arkadaşım yorum yazınca gördüm yorumunu.
Özür dileyerek,
çok çok teşekkür ediyorum,
selâm ve sevgilerimle..
glenay
Sorun çarşaftan çok ülkemizi sürüklemek istedikleri yer Ayşe hanım,
sevgiler..
çarşaflıları dilinizden okurken öcü gibi algıladım arkadaşım :) ..öyle bir anlatmışsınız ki tıpkı Kenan Evrenin Elazığ da 80 döneminde ilk cumhurbaşkanı döneminde yani...anlattığı gibi dik bir bakış ..çarşafı sevmiyorum neredebir çarşaflı birini görsem onu öcü görüyorum dedi de hepimiz oradan uzaklaştık..dinlemeye değer değildi...şimdi çarşaflara dolanmış can vermeyi bekliyor...ne acı :(
Ben bir Osmanlı Sevdalısıyım...Oğuz Handan Alparslana..Ertuğruldan Abdulhamite kadar...
Sizin o gittiğiniz yerler ;halkın kendi dinini yaşadığı yerler...Kaldı ki Çubuğun bir kesimi alevidir...yarısı sosyal demokrat bir kesimdir...Bir daha ki Ankara ziyaretinizde sizi misafir edeyim Anadolu kulübünde orada değneye yaslanmış Atatürk nesliyle tanıştırayım sizi :) ..hani diyoruz ya ayağı mezara salllanıyor kırıldı kırılacak kemiğin ne işin var poker masasında :) ..abartı değil bunlar oranın yönetimde olan biri akrabamdır, yanına gittiğimde ne manzaralar gördüm ve ne ahlandım hallerine ..sizin çarşaflılara ahlandığınız kadar, belki daha fazlası...Altında hasta alt beziyle gezen o yaşlı insanların yüzleri ne kadar çok ışıksızdı :( ..makyajlarinı ve takılarını ve ceplerine taktıkları mendillerini, boyunlarına doladıkları profösür bağını saymıyorum...
ve gelelim Ulusa ve Sıhhıyedeki Vedat Dalokay Nikah Salonunun önüne.... Gelin birlikte toplayalım isterseniz yerdeki kart vizitlerini ..toplamak derken karşılaştırmak babında....Travesti fatmagül..trevesti ayça..travesti begüm..travesti nalan...anadan doğma gibi pozlar...telefon numaraları ile laik resimleri ..evet ağlanacak kemalist düzen :)
Türkiyede yüzlerin huzura vardığı yerlerdeki insan manzaraları sizin hoşunuza gitmese de benim de bu manzaralar hoşuma gitmiyor..Yere göğe İslamı kazıyan Allah gönüllere yazdığında insan mahremiyetini istediği şekle sokabilir.. Bu ister manto olur ister çarşaf..rahatsız olunmaması gerekir insanlık adına sosyal demokrat adına... Bizim peygamberimiz Hz.Muhammeddir..Biz hiç kabul buyurmadık ki dinde reformu..devrimler sonrasında asılan kesilenleri
güzel bir bakış açısıydı sizin ki..ışıklar sizin(kemalist düşüncenin) ..nurlar bizimdir ölenlere ( Muhafazakar kesimin)
ve arkadaşım..icraata bakmak gerek diyede düşünüyorum..devleşen Türkiye ye...Sabeytaçılığa meyil vermedik vermeyiz çünkü biz Türküz...Dinde reform olmaz da müsade de etmeyiz...Dinin gününün sahibi var çünkü ....
Galiba sizinle tanışmıştık değil mi..Hamam önünde Kabakçı konağında... şimdi hatırladım kusura bakmayın Nazik hanım !... İsmen karıştırmış olabilirim ..karıştırmışsamda kusuruma bakmayın
kendimizi bu yazıyla temsil edebildik se yazınız içeriğiyle; ne mutlu bize...sevgi ve saygılarımla değerli arkadaşım.
Gül ESEN tarafından 3/28/2015 9:28:53 AM zamanında düzenlenmiştir.
glenay
Benimle tanışmışsanız neden kendinizi tanıtmadınız.
Tanıştıysanız, başı örtük, kapalı biri olduğumu bilirsiniz.
Üstelik dinime de kimseye lâf söyletmem. Küçüklüğümden beri din eğitimi gördüm ve namazımı kılarım. Bu demek değildir ki beynim de kapalı. Hem dinimiz öyle bize dayattıkları arap Emevi dini değil. Peygamberimizin ve Kur'anı Kerimin öğrettiği kadın ve erkeği ayrı ayrı sınıflandırmayan, tıpkı insanları da
sınıflandırmadığı gibi.
Her Atatürkçü, cumhuriyetçi kesim sizin tanıdıklarınız gibi değildir.
Benim zorum görüntüyle ilgili değil hem. Çevremde nerdeyse tümüyle kapalı
giyimli kişilerden oluşur. Herkes giyiminde özgür olmalı ama bu seçim yönetim
tarafından bir politika haline getirilmemeli.
Vedat Dalokay düğün salonu ve Ankara'nın benim yürüdüğüm her yerde fahişe kadınların kartları yerlere serilmiş. Bilmiyordum, ne diye alıp baktım gelinimiz bana açıkladı. Bu Türkiye Tayyip Türkiye'si işte. Atatürk'ü ve devrimlerini yok etmeye çalışan. Bu tür kadınların sayısı oldukça arttı bu dönemde. Sadece bu mu? Kadınlara tecavüz ve öldürme de arttı. Daha sayayım isterseniz artan şeyleri ama sizler daha iyi bilirsiniz. Ben bu yoklu ve yoksunluğu yaşayarak görüyorum. Cebimdeki paranın bir anda nasıl erdiğini. Lüks şeyler filan alıyorsunuzdur demeyin. Pazara gidemiyorum.
Önce ayda hiç olmazsa bir küçük altın birikimim olurdu. Şimdi borçla yaşıyorum.
Kendini bile bana tanıtmayan kişi benim arkadaşım olur mu bilmiyorum.
Yoruma teşekkürler.
Bana kendimi tanıtma olanağı verdiniz.
selâmlar..
Gül ESEN
ve Yasalarımız 1924 den 1980 ne kadar sürele gelen yasalardır malaesf ..o kartvizitleri de Tayyibe yakıştırmanız doğal olmasa gerek, bu sizin siyasi eğiliminizi gösterir... genelevlerin kurbanla açıldığı dönemlerimizde var bizim :)..neyse bundan sonra cevap yazmayacağım buyrun söz savunmasız olmasada .. .Tarih kararını vermiştir ...esen kal arkadaşım..hayırlı günler
glenay
Sadece dini örtüyle olacak- örtüde görenlere karşıyım.
Dinimizi yaşayacağımız öyle güzellikler var ki, yardımlaşmak selâm gibi.
Sizinle tanıştırıldığımı gerçekten hatırlamıyorum.
Görmemiş olabilirim. Ben gerçekten sıkılgan olduğum kadar, dalgın bir insanım. Ama selâma cevap vermeyecek kabalıkta biri asla değilim.
Bilmediğim kişilere bile gülümseyerek selâm veririm.
Ben genelevlerin ne olduğunu falan bilmem.
Şimdi her yer genelev.. Bu üzücü..
Tarih,
Neler yapıldığını,
ne dolaplar döndüğünü gösterecek ilerde.
hayırlı günler,
selâmlar..
Arif BİLGİN
Dilinize, kaleminize sağlık…
Keşke Ankara dahil neredeyse tüm şehir ve kasalardaki dükkan isimlerinin, gazete, dergi ve tv isimlerinin hatta hatta insan isimlerinin Türk'e ve İslam'a ebediyen düşmanlık yapanların (Batılıların) dillerine özellikle İngilizce ve Fransızcaya ait kelimelerle dolduğunu da ekleseydiniz.
Çarşaftan, minareden rahatsız olanların bunlardan mutluluk duyduklarını sanmam; ama eğer kültürümüze, inancımıza sahip olmakta samimi iseler asıl bunlara bakmaları gerekmiyor mu?
Kimileri çarşafa karşı çıkarsa berikine de mini eteğe, şorta karşı çıkma hakkı ve imkânı vermiş olmaz mı?
Sonra yazan hanım kardeşimiz, Osmanlı'da çarşaf olmadığını bile bilmiyor. Kaldı ki öyle olsa milyonlarca kadının içinde birkaç yüz kadının çarşaf giymesiyle ne değişir?
Ankara'nın gelişmesinden bile rahatsız olunduğunun bir aynası olmuş ayrıca ilk yazı.. Akıl alacak gibi değil...
Selamlar, saygılar...
Pursaklar.
Ankarada yaşadığım yıllarda, çokça geldiğim olurdu Pursaklar'a.
Star gazetesinin matbaası vardı yokuşa tırmanırken yolun sağında ve orada bir arkadaşım çalışırdı memleketten.
Arada bir ziyaretine gelirdik ailece.
Hatta,
şu an kullanmakta olduğum ve on beş yaşına giren arabamla yaptığım tek kaza Pursaklar'dadır.
Çok evvelini bilmem ama, ilk tanıştığımızda gerçekten küçük bir yerdi.
Havaalanı yolu, gerçekten insanın imanını gevretirdi trafik yoğunluğu ile.
Sevimsiz gecekondular ile doluydu dik yamaçlar,
güzel memleketimizi ziyarete gelen yabancılarda, hoş bir izlenim bırakmıyordu.
Şimdi,
arada bir yolum düşüyor Ankara'ya, ilgi ile izliyorum o yöreyi.
Müthiş değişmiş.
Güzel olmuş.
Harika bir yol, sağlı sollu modern binalar.
Güzel ülkeme yakışan bir tablo.
Bu tabloyu tamamlasın diye,
yer yer Selçuklu ve Osmanlı mimarisini hatırlatan yapılar da inşa edilmiş.
Kötü mü olmuş?
Her insanın bakış açısına, zevkine, dünya görüşüne göre değişir bu sorunun cevabı.
Biraz abartılı olmuş diyebiliriz bence de ama,
çok da kötü olmuş diyemiyorum hani.
Hep yeni ufuklara doğru olsun yönümüz ama,
geçmişi de unutmayalım,
ucundan kenarından hatırlayalım diyorum ben.
Çocuklarımıza da öğretelim.
Tarih,
19 Mayıs 1919 da başlamıyor sonuçta.
Evveliyatı da ver.
Bir de o çarşaf olayı var.
Benim annem de giyerdi ben çocukken.
Sonraları çıkarıp attı, atkı kullandı uzun bir süre.
O da kapalı bir giyecekti ama, çarşaftan çok daha modern ve güzeldi.
Anneannem ise,
beline klasik Karadeniz peştamalı bağlar,
başına da yine aynı kumaştan imal edilen keşan bağlardı.
Çok da yakışıklı olurdu.
Şimdi pek o kıyafet ile gezen yok.
Oldukça kalabalık olan köy pazarında,
o günlerden bir iz bulurum diye geziyorum her hafta ama,
hep hayal kırıklığı yaşıyorum.
Peştemallar hala revaçta, keşandan eser yok.
Böyle de güzel.
Ben,
her hali ile seviyorum insanımı.
Güzel bir yazı yine.
O resimlerinizi yayınlayın bir şekilde de,
biz de ortak olalım güzelliklere diyorum.
glenay
Osmanlı spor, osmanlı desenli formalarıyla. Melih Gökçek'in oğluymuş buranın başındaki. Melih Gökçek'in ne olduğunu kendi içlerinden açıkladılar.
(Bizler biliyorduk)
Ankara Çubuk yolu düzeldi, modernleşti,Pursaklar'ı saymazsak ama..insanımızı ne yapmalı.. Afedersiniz aynı yontulmamışlıkta. Otobüste
yaşlıymış, kadınmış yer vermezler. Bağıra bağıra konuşurlar, herkesi rahatsız
ederler. İnsanlarımız eğitilmeli.
Yapılan yollar ve binalara gelince. Tümü yandaşlara kâr sağlamak, ceplerini doldurmak amaçlı. Yoksa kimsenin halkını falan düşündüğü yok. O gösteriş derecesindeki çiçekler de yine Tayyip Erdoğan'ın oğlunun cebini doldurmak amaçlı.
beğeninize çok teşekkürler. Kısaca duygularımı yazmıştım.
Benim öyle fotoğraf çeken cep telefonum, lüksüm yok. Oğlumun aldığı eski model bir telefon yetiyor haberleşmeme.. bu yüzden fotoğraf gönderemem. Hayal edin:)
selâmlar..
O tesbitiniz doğru: Osmanlıcılık oyununu bunlar her gün aralarında bin defa prova ederler . Gerçek osmanlı özlemi değil "Osmanlıcılıktır amaçları" Böylesi nedenlerle, ve sahtekerca, "Çankkale savşlarına, Türbe nakillerine, türbeciliğe,türbedarlığa soyunur, sahtekarca sahip çıkar görünürler. Halkımızın, bunlara saygılı ,aşina olduklarını sansın isterler.
Oysa oyun, oynar rol yaparlar, kendilerini dindar göztermek için. Temel felsefeleri Dinin cezbedici temel rütüellerini kullanarak, hep "cambaza bak cambaza!..." sahtekarlık oyununu oynarlar saf, cahil, korkak, kıt imkanlı insanları din-inanç baskısıyla kendilerine yandaş yaparlar. Bu gerçek bir din ve inanç sömürüsüdür. Kutsal din ve inanıcının kullanılarak toplumlar üzerinde eğemenlik kurmak, Türkiyenin ve benzer toplumların en önemli sorunudur, bütün çatışmaların temelinde bu din ve dindarlık kavgası vardır. Gerçek müminlik ve dindarlık başımızın tacıdır, her insanın ihtiyacıdır, ama bu kulu ile ALLAH arasında bir olaydır, hiç bir surette, hiç bir insana zorla dayatılamaz.
Ama tüm çevremizde, kan ve göz yaşının hakim olduğu ortadoğunun,geri kalmış afrikanın din ve mezhep savaşları ile yatıp kalktıklarını, her gün binlerce can ve malın yokolup gittiğini görüyoruz. Bu bilhassa Laik Türkiye Cumhutiyeti milleti ve toplumunun aklını başına getirmelidir.
Yeni ve yenilik diye hiç bir dertleri yoktur aslaında onların çalıp çırpmaktan, Cumhuriyetin kazanımlarını paylaaşmaktan başka. "Yeni Türkiye" diye her gün bağırmaları, mevcut türkiyeyi aşagılamaya yerin dibine batırmaya yöneliktir. Türkiyenin Laik bir Cumhutriyet, devrimlerle kazanılmış hak ve hukuk devleti olduğunu reddedip, gözden düşürmek zayıf karekterli ve iradelileri CUMHURİYET rijimine karşı kışkırtmaktır.
CUMHURİYETİN bügüne kadar olan göz kamaştırıcı gelişim ve kazanımlarını, hiç yapılmamış, olmamış gibi yok saymak özleml ve tutkuları bitmemecesine vardır bunların.
Acı olan bildiği gördüğü halde, bir kısım aydınlarımızda dahil halkımızın CUMHURİYETE yapılan bu aşağılık saldırılara yeterince karşı çıkıp tepki koymayışlarıdır.
Kutluyorum anlamlı ve iyi gözlemlenmiş bu güzel çalışmanızı Nazik Gülünay
Kemal polat
kempol tarafından 3/28/2015 9:05:52 AM zamanında düzenlenmiştir.
glenay
Olumsuz yönde yazılan yorumlardan sonra içimi rahatlattınız.
İyi ki bu göstermelik çarşaflı kesim az, yoksa Allah korusun
ülkemiz kimbilir daha nerelere sürüklenir.
Selâm sevgi ve saygılarımla..