- 868 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
DOĞADA HERKES EŞİTTİR
Doğa tüm zenginliğiyle ve cömertliğiyle yıllardan beri doyumsuz insanoğlunu doyurmakla meşgul. Doğanın bize sunduğu muazzam imkanları düşündüğümüz zaman gerçekten ona minnettar kalmamak nankörlük olur. Tüm gücüyle insanoğlunun gereksinimlerine karşılık veriyor. Fakat gelin görün ki medeniyetler, medeniyetliler gangsterleşen merhametleriyle doğanın tüm nimetlerini acımasızca, geleceği düşünmeden tüketiyor. Doğanın verdiklerine karşılık hiçbir şey yapmamakla beraber yabancılaşmaya da başladık. Yeryüzünde bulanıklaşırken gökyüzündeki berraklıktan, doğanın güzelliklerinden oluyoruz. Doğadaki haşmetli düzenin dinlendirici ahengine kulaklarımızı tıkayıp, beton yığınlarının içindeki egzozlar, fabrika bacaları, klimalar vb. yüksek teknoloji araçlar orkestrasının şefliğini yapıyoruz. Sokak aralarında ismini bile bilmediğimiz kimi araçlarla vazifemizi üstlenip, nedensiz konserler vermek bizim için bir numaralı ehemmiyetli iş olmuş. Lakin verdiğimiz her konser doğanın geleceğini tehdit ediyor, ama biz yinede çıldırasıya devam ediyoruz birkaç kuruş için doğanın dengesini bozmaya. Peter F. Drucker`in şu sözleri: “Bir nokta açıktır: Dünyamız emin ellerde değildir. ‘Yeni dünya düzeni` yeryüzünü ölüme mahkum etmiştir” durumun ne kadar vahamiyetli olduğunu göstermektedir. Şunu unutmayalım ki doğanın bize kepenk kapatma ihtimali de var. Tüm kimyasal maddeleri bir kenera atıyorum artık nefes alıp vermemiz bile doğanın dengesine etki etmekte. İnsan vücudu artık kimyasal maddelerle iç içe olmuş bir vaziyette. Hiç kuşkusuz doğa bizim için çok önem arz ediyor.“Bir gün bakacaksınız; gökteki kartallar, dağları örten ormanlar yok olmuş, atlar ehlileştirilmiş ve her yer insanoğlunun korkusuyla dolmuş. İşte o gün insanoğlu için yaşamın sonu ve varlığını sürdürebilme uğraşının başlangıcı başlamış olacak.” Kızıldereli Reisi Seatle’nin söylemiş olduğu bu sözler doğaya ne kadar ihtiyacımızın olduğuna işaret etmektedir. Doğamızı koruyalım. Sadece biraz farkındalık…
Doğanın en sevdiğim yanı da çok adaletli olmasıdır. Doğanın içine girdiğiniz zaman zengin olun fakir olun hiç önemli değil şartlar herkes için eşittir. Doğa kucağını tüm insanlığa, tüm renklere, tüm inançlara açıyor. Orda kimse kimseden üstün değildir. Aslında doğanın işleyişine adapte olabilsek belki uydurmuş olduğumuz o saçma sapan ayrımcılık kavramları da ortadan kalkmış olur. Zira doğa ile barışık olmayan bir kimse ne kendisiyle ne de diğer insanlarla barışık olamaz. Şunu belirtmekte yarar görüyorum doğanın bizden istediği tek bir şey var: “Bütünleşmek.” Eğer biz doğanın bize sunduğu tüm nimetlere karşın bu isteğine cevap veremiyorsak çıkarcılık yapmış oluruz. Nehirlerde akan su herkese akıyor, ağaçlar oksijeni herkese gönderiyor ama ne zaman insanoğlu yetinmemeye başladı işte o zaman herkes alamamaya başladı. Bununla beraber dengesizlikler, zıtlıklar baş gösterdi. Tüm bu olanlara rağmen su şırıl şırıl akıyor, taşlarla ağaçlar güçlerini birleştirmiş bize inat birlik beraberlik içerisinde. Ey insanlar doğaya sahip çıkın ne olur! Bu doğa hepimizin, doğamızı koruyup, birlik ve beraberlik içerisinde yaşayalım. Bir an önce kendi aramızda bütünleşmek adına doğayla bütünleşelim.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.