- 1411 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
NEWROZ TARIHCESI VE INANC BABINDA NEWROZ
NEWROZ TARİHÇESİ
Newroz, Kürd halkının demirci Kawa önderliğinde Dehak zulmüne isyan ateşini tutuşturduğu ve zaferle taçlandır dığı gündür .New: Yeni, Roz: gün, "Yenigün" anlamına gelir .Bahar yeniliktir . Hareketlilik ve canlılıktır kışın tembellliğinde, monotonluktan ve donukluktan uyanıştır. Bahar mevsimi mücadele ve başkaldırı günleriyle doludur.Binlerce yıl geçmesine rağmen. Her Yıl 21 Mart günü coşkuyla Kürd ve İran halklarınca kutlanan Newroz, halkların özgürlüge olan özlemini ve inancını da yüzyıllardır taşır, tarihteki soykırımlara, katliamlarala Koçgirileri, Şex Saitleri, Dersimleri, Maraşları, Çorumları, Sivasları, Gazileri, Halepçeleri, Gezileri, Roboskileri ve Kobaneleri yok etme politikalarına rağmen bugüne dek içeriği zenginleşerek, güncel olaylarla birleşip gelen Newroz’un giderek serhildanlarla güçlenirken, aynı zamanda Kürd ve Bölge Halkların kültürünü, köklerini ve zenginliğini göstermektedir. Bu başkaldırı ve zalimleri yakan ateş son yıllarda daha fazla dağı,daha fazla meydanı ve daha fazla alanı aydınlatıyor.Yeni Dehaklar bu Ateşi söndüremiyorlar, ama özgürlük ateşi yeni Dehak’ları da yakıp daha da gürleşerek din, dil, ırk, ulus, cins farklılığı gözetmeksizin tüm emekçilerin birlikte ki mücadele yolunu aydınlatacaktır. Kürd ve Ortadoğu Halkları tarihinde Newroz Bayramının çıkışı ve tarihi bir kaç şekilde anlatılmaktadır. B.Nikitin, Newroz’un tarihinin çok eski yıllara dayandığını ve mitolojik bir kabukta, somut tarihi olaylann saklı olduğunu ve onu efsaneleştirdiğini belirtiyor. Yazılı kanıtların çok az olduğu dönemlerde Newroz’un tarihsel gelişimini sağlıklı bir şekilde yazmak tarihçileri zorlamıştır . Kürd ve İrani Halkların , Ortadoğu ve Hatta Zakın Doğu tarihçileri bir kaç kaynaktan yararlamnaktadırlar. Kürdlerin en eski dini olan Zerdüşt’ün Kitabı Zend Avester’de, Firdevs’in Şerefnamısinde Ömer Hayyam’ın Newroz namesinde ve Şerefxan’ın Şerefnamısinde ve günümüzde çeşitli yazılı eserlerde Newroz değişik şekillerde işlenmiş, bugüne taşınmıştır . Bir efsaneye göre M.Ö. 612 yılında Asur İmparatorluğu Mezopotamya halklarına, Kürdlerin ataları olan Medlere, lran’lıların ataları Perslere, Ermenilerin ataları Urartulara ve şimdi soyları tükenen Hurilere, Babillere, Elamlılara çok zulüm yapıyordu. Med Generali Key.Asker tüm halkların da desteğini alarak Asur zulmüne ve zalim Dehak’a karşı ayaklanır. 21 Mart 612 yılında Asurluların başkenti Ninova’yı kuşatır. Zalim Kral Dehak’ı sarayıyla birlikte yakar . Key Asker’e eski Med ve Pers dilinde "lider, önder, komutan, Ozan" anlamına gelen ’’Kawa’’ denilir. Bu günden sonra, bütün Mezopotamya halkları özgür olur. Ve bugüne tğm Ari dillerinde Kürdçede olduğu gibi ’’Newroz’’ (yenigün) derler. Her 21 Mart günü zalim Dehak’ın sarayını yakan ateşi yakıp Newroz’u bir bayram olarak kutlaya gelmişlerdir. Başka bir efsaneye göre M.Ö. 1896 yılından 1176 yılına kadar egemenlik kurmuş olan Kassitli Kürdler, egemenliklerinin ilk yıllarında Babil’i ikinci kez işgal ediyorlar. Söylenceye göre, Kral Cemşid bir taht üzerinde Kürd kenti olan Demawed’den Babil’e götürülürken, yüzü o kadar parlıyor ki, halk onu güneşe benzetir ve gök iki güneş gördü derler , bugüne Newroz denir. Cemşid’in Babil’e girdiği gün 21 Mart’tı. Bugün her yıl bayram olarak kutlanır. Bununla bağlantılı olarak bir başka söylence de şöyle: Cemşid’den itibaren kutlanan Newroz . törenlerinde Kürdlerin ateşe bağlılıkları nedeniyle ,dağlarda, alanlarda ateşler yakılır , oyunlar oynanır . M.Ö. 612 yılında Demirci Kawa her yıl kutlanan bayramlardan yararlanıp, bayram için toplanan halkın varlığından yola çıkarak dağlarda Newroz ateşi yaktırıp , isyanı başlatmıştır .Aradan geçen zaman içinde Newroz bayramı ile bu başkaldırı birleştirilmiştir. Firdevs’in Şeyhnamısine (974-999 yıllarında yazılmış) göre, zalim Asur Kralı Dehak’ın omuzunda iki yılan çıkmıştır .Onlara her gün iki Kürd gencinin beyninin verilmesini Dehak’ı etkisi altına alan bir ifrit şeytan önerir. Ve her gün iki Kürd gencinin beyni bu yılanlara yedirilir . Ancak, insaf sahibi bazı kişiler-bir söylenceye göre Demirci Kawa bir süre sonra ikinci beyin olarak kestikleri hayvan beynini vererek zulmü yumuşatmaya çalışırlar . Kaçırdıkları ikinci genci dğlıara yollarlar. lşte bu dağlarda toplananlar Kürt halkını oluşturmuşlardır. Demirci Kawa da beyinleri Dehak’ın yılanlarına yedirilen 17 Kürd gencinin Babasıdır . Yakalanan 18. oğlunu kurtarmak için Dehak’ın sarayını basarve Dehakı öldürüp Zaferi kazanır. Şeyhnamıye göre, Kawa saraydan çıkarken sarı- kırmızı-yeşil renkli deri önlüğünü isyan bayrağı olarak kulanır. lsyan zaferle sonuçlanırken yönetim Feridun’a (Med Kralına) teslim edilir. Medlerin Perslerle olan savaşta Medlerin yenilgisinden sonra bu bayrak lran’a götürülür ve bir tarihi anı olarak saklanır. İslamiyete kadar gelip geçen hanedanlıklar çeşitli mücevherlerle bayrağı süsler. lslamiyetin Cihatcı zihniyeti ve uğradığı her yeri yağmalamasıyla birlikte bayrağı askerler alarak üzerindeki Değerli Taşları Ganimet sayarak aralarında paylaşılırken, bayrağıda yakarlar.
Nevroz Bayramı farklı biçimlerde tarihe geçse de,ortak bir kaç noktada anlamını bulur. İlk olarak Newroz, 2616 yıllık geçmişiyle en eski özgürlük bayramıdır. İkinci olarak, Kürd halkının Demirci Kawa önderliğinde zulme, sömürüye, baskıya karşı bir başkaldırı günüdür. Üçüncüsü, Newroz’un isyan ve özgürlük ateşi diğer ezilen ve sömürülen halkları da sarıp giderek evrenselleşmiş, aradan geçen yüzyıllara rağmen, özündeki başkaldırı ve direniş geleneğini yitirmeksizin somut olaylarla örülerek özgürlük mücadelesi yürüten halkların elinde günümüze değin yaşaya gelmiştir . Newroz ateşle bütünleşmiştir.onun içindir ki dağlarda ateşler yakılır.Çünkü ateş aydınlıktır , karanlığa meydan okumanın adıdır.Yüzyıllardır her 21 Mart’ta ülkenin dört bir yanında Newroz ateşi yakıp, mücadele çoşkusunu yükselten ezilen Kürd ulusu kendi kimliğine sahip çıkıyor. 1982 Newrozunda 21 Mart Günü Dıyarbakır Zındanlarında Önder ve Cağdaş bir KAWA MAZLUM DOĞAN ( Mazlum Doğan bir Ocak Zade Pir dir) ortaya çıkıyor ve Diyarbakır Zindanındaki Hücresinde TC nin Faşist Diktatoryasına 3 Kibrit Çöpü ile NEWROZ Ateşini yakarken şuna dikat çekmekteydi. Sizler ey Emperiyalistler ve Uşakları, Despotlar , İşgalciler bizlerin Bedenlerini tutsak edebilirsiniz , Fakat Özgür düşüncemize asla gücünüz yetmiyecektir mesajını vermiş oluyordu. Mazlum Doğan bu mücadelesi ile Fiziksel bedenini Diyarbakır Zindannlarında bırakırken Özgürlüğe açmış olduğu bu çığırla yeryüzünde yaşam var oldukça yaşamaya devam edecektir. Yok sayılan, ötekileştirilen, İnancı Eğemenlerin inancında olmayan tüm Kadim Halklara veözelliklede Kızılbaşların, Alevilerin ve Onların inançlarada ölümsüz bir direniş lideri , Önderi olarak tüm 21 Martlarda Newroz ateşleri ile birlikte Ebediyen kutlanacaktır. Mücadelesi önünde saygı ile eğiliyorum. Cağdaş Kawa Mazlumla birlikte Yıllarca örülen korku duvarları yerle bir ediliyordu , Halklaın Faşizme , baskıya ve Devletin yıldırma politikalarının direnişle , mücadeleyle karşı çıkılacağını da göstermiş oldu. Son yıllarda mücaadelede hızla ön safalara fırlayan Kürd Kadını PJK ( Partiya Jınen Kutd) Rojawada, Kobane de zaferler kazanarak ve Kürd emekçileiri ile ulusal kurtuluş mücadelesinde aktif olarak yerini alırken, yeni Kürdün Fotoğrafını Dünyaya ve Türkiye kamuoyuna göstererek. Kürd Sorununu’ ve mücadelenin boyutlarını Kürd serhildanlarla ve elde silah gerilla mücadelesine korkusuzca katılan Kürd Kadını ve diger Halkların emekçilerinin birlikteki mücadelenin nasıl başarıya ulaştığını görebiliyoruz. Kürd ulusal mücadelesi Newroz kutlamalarıyla birlikte yeniden dirilişin ve özgürlük yoluna düşüsün tarihini yazarlarken, burjuvaziye korku saldırlar. Bir zmanlar yasaklanan Newerozların şimdilerde önünün açılması zorunluluğu Kürd, gerilası ile birlikte diger halkların emkçileiri birlikte bu zorlu savaşımlarıyla başarılmıştır.
21 Mart’larda Newroz ateşinin şimdilerde Kürdistan’ın ve Türkiyenin her tarafını sarması, İnanç boyutuna bakmadan ve İnanca dokunmadan kadınlarıyla, çocuklarıyla, öğrenci ve esnafıyla Kürd ulusunun ezici çoğunluğunu ve Ülkemizin devrimci, demokrat ve duyarlı insanlarını mücadeleye kattığını gören aydınlıktan korkan beyinlerin, yüreklerin karanlıkta kalmasında, körelmesindede çıkarı olan egemen sınıfları ve çağdaş Dehakları telaşlandırdı ve taktik değiştirmeye zorladı. Bu Anadolu, Ortadoğu ve diger Kadim Halkların Newrozunu. 1990 Newrozunuda faşist diktatörlük yeni bir verziyon ekliyerek "Türk Bayramı’’ adı altında valiliklerce törenlerle "kutla’’maya başladı. Yine o bayatlamış taktiği ileri sürdüler .Ne de olsa devlet güçlüydü ve bir avuç eşkiyaya pirim veremezdi (!) ( Faşist dikütatörlük Newroz’un özünü boşaltma, pasifize etmek ve onun Misak-ı Milli sınırlarına zarar vermesini engellemek ve ne kadar demokrat (!) ( olduklarını kanıtlamak için böyle bir manevraya ) girişip Newroz’un öz be öz Türk bayramı olduğu demagojisini ileri sürerek Sözümona, Türkler Orta Asya’da Ergenekon dağında mahsur kaldıklarında, tam nesilleri tükenmek üzereyken ‘‘Asena’’ adındaki bir kurt çıka gelmiş ve 21 Mart günü Türklerin atalarına yol göstererek Anadolu’ya getirmiş ve Türkler, o günden beri 21 Mart’ı Türk bayramı olarak kutluyorlarmış. Ancak, yüzyılardan beri bu Bayramı ; illegal kutluyor olacaklar ki, kimse de duyamamış yada duyuramamış. Diktatörlüğün bu manevrası da sökmedi. Bu komedyayada Türk halkı inanmadı. Bu yalan, diktatörlüğün çaresizliğinin, çürümüşlüğünün yeni bir kanıtı oldu. Kürd Halkı, ezilen tüm Halklarla ve İnançlarla birlikte kendi bayramlarını yasal olsa da olmasa da coşkuyla, ülkenin dört bir yanında Newroz ateşiyle aydınlatarak kutluyorlar ve kutlamaya devam edecekler. Tüm Acem,Kürd ve ezilen tüm Halklar Newroz bayramını direniş ve başkaldırı günü olarak kutlaya gelmişlerdir. Botan’da tutuşturulan Newroz Ateşi ülkenin batısından doğusuna her yerde yakılarak hakların kardeşlik şiarı ile bütünleştirilmiş oldu. Yine her yıl Newroz ateşini daha gür yakan Kürd ve bölge Halkları emperyalistler ve uşaklarına karşı özgürlük mücadelesini birlikte geliştirip ileriye taşıyarak tüm ezilenlere ve sömürülen emekçilere yürünmesi gereken yolu göstermiş oldular. Tarih yapraklarına direniş ve özgürleşme günü olarak geçen Newroz bayramı tüm emekçi ve vezilen halklara kutlu ve mutlu olsun. Sevgi günü Olsun. NEWROZ PİROZ BE
Ali Koçak
İNANÇSAL BAKIMINDA NEWROZ
Sevgili Canlar Aleviliği kendi sessizliğimizde saklayamayız. Aleviliği Kızılbaşlığı geniş kitlelere ulaştırmamaız gerekli, bizler İnancımızı , Yolumuzu bozmadan, kimseye yaranmak içn değil gerçekleri bilgelikle İnsanlara anlatmalıyız. Orta ve Yakın doğu da varoluş ve Mazda tasarımlarında, kıştan sonra gelen ılık günler, Göktanrı’nın, Güneşin sperması olarak algılanan kutsal ışıktan gebe kalan Havanın, Suyun, Toprağın, yani Nesne-Ananın, ötesinde Bitki-Ananın ve Hayvan-Ananın doğum yaptığı günler olarak algılanır. Kıştan önce ölmüş olanlar, kıştan sonra yeniden doğar. Atalar tapınımı, Doğa tapınımının üzerine taşınır ve daha önce ölmüş Ata ruhlarının, bugünlerde dirileceğine inanılır. Bu nedenle söz konusu kültürlerde Bahar bayramları, Tanrı makamı ve Ata ruhlarının evi olarak algılanan yüksek tepelerdeki Tapınaklarda, Zigrutlarda, Ziyaretlerde ve Mezarlıklarda kutlanır. Çünkü insanın bedeni öldüğünde gömüldüğü yerden çürüyerek , çürüdükten sonar dirilerek yaşama taşınır; yeni bir ten edinir ve o yeni teni eskitmeye koyulur. Tanrılara kurbanlar sunulur, abıhayat simgesi içkiler mest olmak için içilir, şenlikler düzenlenir. Doğanın Doğum Günü
Doğa-Tanrıcılık ve İnsan-Tanrıcılık temelli tasarımlarda, yaşam ve ölümsüzlük deposu olarak Bilince-İnanca taşınan doğanın, doğum günüdür Newroz (21 Mart/ eski İran takvimine göre yılın ilk günü).Bunun ötesinde, gebe kalan kışın çocuğu olan Ateş de aynı gün doğumuştur. Bütüne ilişkin tapınımın önemi nedeniyle Alevilikte Newroz, Hz Ali’nin doğduğu ve evlendiği gün olarak algılanır. Bu ortak algılanışa karşın kimi topluluklarda ya da etnik yapılarda yeni anlamlar kazanarak zenginleşmiştir: Newroz, doğanın değişiminden kaynaklanan, zamanla halkın yaşamına, yaşam felsefesine sızan ve toplum vicdanında ortak bir yargı durumuna dönüşen gülme, sevinme, huzur, mutluluk, ışıkla Güneşle bezenme gücüdür. Bir bakıma kışın soğuğundan, karından kurtuluş, yeşeren, can bulan doğaya çığlık çığlığa bir öykünmedir. Bu nedenle Newroz, dünyanın canlanmasını, karanlık günlerin geride kalmasını, sıcak günlerin devreye girmesini, aydınlığın çoğalmasını , bolluğu ve bereketi simgeler.
Tanrı olarak algılanan Doğa, Rızalıkla Hak edilen ne varsa bugün doğmuştur; Bu Doğumla görünmeyen tanrısal öz, bugün görünüşe yani aşikara taşınmıştır; Su, Toprak, Ateş, Maden ve Bitki, Tanrı’nın çocukları olarak bugün dünyaya gelmiştir. İnançta doğmayan ve ölmeyen doğa bir olanaksızlıktır. Doğan , Ölen ve yeniden doğan doğa ise bir olanaktır. İlk doğum ürünü Işıktır ( Isıdır yani Ateştir): Işığı içen ve o ışıkla ısınan gebe kalır ve doğurur. Çünkü ışık, doğanın doğurma gücünü simgeler. İinançta, Tanrı’nın spermalarıdır. Newroz olgusunun düşüncede görülebilmesi, somutta kavranabilmesi için Işık tasarımının doğru algılanması gerekir. Işık doğadaki gizil nesnelliğin açığa çıkmış biçimidir. İnançta bu biçim, Tanrı’nın, Tanrıların ruhu olarak kimliklendirilmiştir. Bahar günlerinin yaklaşmasıyla Işık Havayı, Suyu, Torağı, Hayvanı ve Bitkiyi döller, gebelik süresi dolunca. 21 Martta doğum gerçekleşir. Zerdüşti Mazdaist zeminde Işık doğadaki gizil nesnelliğin açığa çıkmış biçimidir. İnançta bu biçim, Ahuramazda ya da O’ nun Kutsal Ruhu Spenta-Mainyu olarak kimliklendirilmiştir. Aynı kimliklendirme Mithraizm’de Mithra için geçerlidir. Demek ki Zerdüştlük’te Ahuramazda, Mithraizm’de Mithra, doğanın ilk çocuklarıdır. İnançta bu çocukların serüveni, gizil nesnelliğin varlaşmasına engel durumda bulunan güçlerle savaşı biçiminde anlatılır. Işık donundaki bu çocuk ( Hz. Ali , Xızır gibi Uluların Işık olduklarınıda hatırlatırım ) 21 Mart’a yaklaşılırken önce Havayı, ardından Suyu, Toprağı, Bitkiyi ve Hayvanı döller. Döllenmeden sonraki gebelik sürecine, iç ısının yükselmesine eşlik eder ve 21 Mart’ta doğum gerçekleşir.
Newroz günü Ateşler yakılır ve üzerinden atlanır: Bu doğanın doğurma gücü olarak algılanan ve her şeyin var olma nedeni olan Ateşin, Işığın kimliklendirilmiş biçimi olan Tanrı’nın kutsanmasıdır, Kutsanarak Ateşle, Işıkla yıkanmadır, Pak olamadır, yıkanarak günahlardan ve olumsuzluklardan arınmadır. Geçmişte Mithra tapınımının eğemen olduğu topraklarda Anadoluda , Mezepotamyadan Horasan ve Hindi bölgelerinde, Boğa kurban edilerek evrenin varlığa gelişi, yani doğanın doğumu kutsanırdı. Boğanın kanı yni kurbanın kanı yaşam suyu olarak inanca taşınırdı ve bu Su, Haoma ya da Şarapla temsil edilirdi. Boğanın eti ise yaşam yiyeceği olarak inanca kutsal mekanlara Ziyaretlere taşınır ve Ekmekle birlikte dağıtılırken. Ekmeği kutsayarak , Nanu Nimet olarak temsil edilirdi.
Kültürel Doğum Günü
Alevilikte iki doğum vardır: Biyolojik doğum ve Yol doğumu. Her Alevi, kendi Batınını, ardından kutsal kimliklerinin Batınını Pirinin , Mürşidinin ve onların gösterdiği Hak yolunda ( Reya Heq te) biyolojik olarak Hakka yürümeden önce, Pirinin , Mürşidinin yolunda tüm dünyevi istek ve arzularında temizlenerek Pak olup ve bu noktadan sonar yeniden doğmak zorundadır. Batın doğumlar 21 Mart’ta Doğanın Doğum gününde gerçekleşir. Öyleyse geçmişte nasıl Atalar Tapımı, İnsan Tapımı doğa tapımına taşınmışsa bizler de biyolojik doğum günlerimizi iptal edelim; Newroz’da doğayla birlikte kültürel yani Batıni doğum gününde buluşalım. Newroz’da binler-onbinler Batıni doğumgününü bir kültürel (Batın) olarak kutlarken. Bizde Bu Batın Doğum gününü Hz. Alinin Doğum Günü olduğunu veHz. Ali nin Fatma Anayla İzdivaçlarını kabul ederek . Onların Kanında , Canında gelerek Dünyamıza ve Hanelerimize Nur ve Işık saçan Ehli Beyiti ve On İkiimamlarında Doğum günü olarak kutlayalım. 21 Martta Doğanın Doğurmak için inlediği gündür. Bu inlemeyi ancak yaralı vicdanların duyabileceği bir mırıltıdır. Mırıltıyı duyduğumuzda geleceğin acılarının inlemesi olduğunu algılamalıyız ki içimizdeki vicdanı, merhameti Bu-dünyadaki eşitsizliklere, Zalimlere karşı Mazlumların , Ezilenlerin, Ötekileştirilenlerin ve Yok sayılanların yanında yerimizi alabilelim.
Anlatılan ve kutsal olanla ilişkilendirilen olaylar nedeniyle 20 Mart Günü tüm Doğadaki Canlıların Kuşlarda dahil Sürü halinde olurlar ve günbatımında Güneş temelli takvimde, gün gecesinde. Gece ile Gündüz Zaman bakımında Eşitlandiği geceninde Gündüzünde 12 Saat olması ile Doğanın tüm Varlıkları bir birine İkrar vererek Rızalık alınıp Razılık verilirken, Doğadaki Dengelerinde İlahi Terazide Müsavi olduğu Kutsal Gün 21 Mart Newroz Günüdür.Doğanın Doğumunu gerçekleştirdiği bu Gün aynı zamanda Kuşalrın Çiftleitiğü gündür. Bu Günün Akşamında Newroz Baba Cemi tutulur.
Sabah gündoğumuyla birlikte mezarlıklar ziyaret edilir; Hakk’a yürüyenlerle konuşulur; onlara neler olup bittiği anlatılır; bir istekleri olup olmadığı sorulur. Daha sonra doğaya çıkılır; doğaya teşekkür edilir; doğanın kucağında doğayla birlikte eğlenilir; doğanın doğumuna birlikte alınan Lokmalar dağıtılır ve gülbanklarla anılır.
Seyid Oğlu Ali Koçak
NOT::
Bu Yazıyı Yazmamda en Az benim kadar Sohbetlerimizde bana anlatıkları ile Emeği Olan Dersimli Seyid Mamut Yıldıza Saygılarımı sunarım. Umarım Uzun ve sağlıklı bir yaşamı olur
YORUMLAR
Hadi,
senin Faşist diye nitelendirdiğin ve ekmeğini yediğin devleti bir kenara bırakalım,
bu Azerilerin de en önemli bayramı nevruz.
Büyük bir şevkle kutluyorlar bayramı.
Onlar da Kürt'tür herhalde.
Neden kutlasınlar yoksa bu Kürt bayramını.
Bildiğim kadarı ile,
diğer Türk devletleri de kutluyorlar.
Bence,
Orta Asya'dan Anadolu'ya,
bu bayramı kutlayan her bir topluluk,
öz be öz Kürt'tür.
Bu yazıdan onu anlıyoruz zira.