Aşk’ın Lirik Anlatımlı Anatomisi
‘ Pia’ yı tanır mısınız? Pia, Attila İlhan’ın şiirinde bir meçhulün adıdır. Şair bir şehre geldiği vakit, Pia başka bir şehre gider hep... O yüzden "Ne olur, kim olduğunu bilsem Pia’nın / ellerini bir tutsam, ölsem" der İlhan... ‘
" Belki de o kadın aslında Pia... O hiç olmayan kadın..."I
Allah; ‘’ İnsanın yalnız olması iyi değildir. ‘’ diye buyurdu.
Sonrasında aşk denilen şeyin Âdem ile Havva’dan başlayıp, günümüze kadar geldiğini en iyi bilenlerdeniz. Aklımda kalanlarla, okuduklarım arasında yaşadığım çelişkiler kafamın karışmasına yeterli oldu. Çünkü ne gariptir insanoğlu; doymak bilmeyen bir arzuyla hep daha fazlasını istemekle meşgul. Aslında trajedik bir durum.
Düşünsenize; ‘’ bir insanı önce gözlerinizin ince merceğine dokundurup, sonrasında yüreğinizde hissederek dâhil oluyorsunuz bu hikâyeye. ‘’ Kahramanlar belli; seven âşık, sevilen kadın yahut erkek. Ama aşkın temel kuralı; giden, olmayan ve kaçışlar olmazsa olmazlarındandır. Aslında bu serüven yasak bir meyveden sonra başlamamış mıydı?
… İlk insanoğlunun yasak meyveyle tanıştığı bu aşka; M.Ö. Orta çağlarda, Ferhat’ın Şirin’e olan aşkı için dağları deldiğini, Kays’ın (Mecnunun asıl adı) Leyla’ya olan aşkı için çöllere düştüğünü ve Atilla İlhan’ın Pia’sını her gün hasretle beklediğini biliyoruz.
M.S. günümüz çağına uzanan aşklara baktığımız zaman ise, ilk zamanlar heyecanla, umutla, istekle, sonuna kadar gideceğim düşüncesiyle yaşıyorsun. Gün geliyor ayrılık yaşanıyor. Sonrası mı? Sonrası… Hüsran.
Oysa ‘’ Bir insanı sevmekle başlıyordu her şey. ‘’ demişti Yılmaz Erdoğan…II
Ve asırlar sonra devir değişti. Çok değiştik sonra; ‘’ Sevenleri ayıranlar ‘’ mı? dersiniz yoksa ‘’ aldatan kadınlar – erkekler ‘’ mi? ne derseniz deyin. İnsanlar daha çok inanmaya, kandırılmaya başladılar. Maddi manevi soyulanlar, tacize uğrayanlar, yaptıklarından pişman olmayanlar ve insanda vicdan denilen şeyin kalmaması gibi.III
Günümüz artık iletişim çağı. Okuyoruz, dinliyoruz, görüyoruz ve duyuyoruz. Bir internet sitesinde gözüme bir yazı ilişmişti. Sizinle paylaşmak istiyorum;
‘’ Merhaba ben 19 yaşında genç bir kızım. Geçen yaz tatile gittiğim yerde, bir gençle tanıştım. Tatil boyunca konuşmaya ve görüşmeye başladık. Onu çok sevdim, onunda beni sevdiğine inanmıştım ya da inanmak istedim diyelim. Ama ben yaşadığım şehre mecburen dönmek zorunda kaldım. Yola çıkacağım gecenin bir önce gecesi cinsel anlamda birlikte olmak istediğini ama onayım olmadan da bunu yapamayacağını söyledi. Önce buna müsaade etmedim. Mantığım buna izin vermese dahi sonra dudaklarım ‘’ yap ‘’ dedi. 2 ay sonra hamile kaldığımı öğrendim. Hemen telefonu elime alıp numarayı çevirdim ve telefonu açan karısıydı! Yaşadığım ilk evre ‘’ şok ‘’ evresiydi. Çocuğun alınma evresini geçtiğini bildiğimden aldıramadım. Şuan hayatıma 1,5 yaşında oğlumla çaresizce devam ediyorum. Âşık olduğuma mı yanayım, yoksa evli olduğunu sakladığı için çaresizliğime mi? Şu an intihar etmek üzereyim, babasız bir çocuğun sorumluluğu inanın çok zor. Lütfen yardım edin. ‘’
Bkz: Gördüğünüz gibi sevmenin, sevilmenin kurbanı olan bir gencimiz.
‘ Aşk’ın her halini gördüm artık ne hali varsa görsün ‘ diyen Yılmaz ERDOĞAN ‘ın kelime analizini bir türlü yapamamıştım. Bu yazıyı okuduktan sonra daha iyi anlıyorum; en iyi yaşanan aşk, incitmeden, kırmadan, sadakat ve saygıyla bütün olanmış.IV
Günün birinde Âşık Veysel’e sormuşlar; ‘’ Sizce aşk nedir? ‘’ diye. Gülümsemiş…
‘ Seversin; kavuşamazsın, aşk olur. ‘
Vs… Vs…V
İşte tamda böyle bir şeydi İlhan’ın Pia’ya olan sevdası…
Aşk’ın Lirik Anlatımlı Anatomisi Yazısına Yorum Yap
"Aşk’ın Lirik Anlatımlı Anatomisi " başlıklı yazı ile ilgili düşüncelerinizi ve eleştirilerinizi diğer okuyucular ile paylaşın.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.