- 689 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Hangi Derin Devlet ?
Biz eskiden üç dört arkadaş bir araya gelince içyüzünü çözemediğimiz şeyleri Derin Devlet gizemi içinde hapseder, kolaycılık yapardık, işi hemen zihnimizde halleder, orda lafı kısa keser, ortaya çıkan esrarengiz havadan haz duyardık.
Bize anlatılan Derin Devlet işimize gelince iyi, gelmeyince kötü olarak andığımız bir meseleydi.
Yabancı ülkelerin askerinden istihbaratından bahsederken kendi Derin Devletimizi över, ordu mensubu vatandaşlarımız ordudan atılırken kendi Derin Devletimize söverdik.
Her iki durumda da nasıl bir olguya küfür ettiğimizi bilmez, şartların gereğini yapardık.
Sonraları bize Derin Devletin asker yani ordu olduğu anlatıldı, duyduğumuz Derin Devlet böyle değildi, olmamalıydı, ama gördük ki derinlerde bir yapılanma var ve bu yapı kendi gibi düşünmeyeni safdışı bırakıyor.
Bu yapılanma Özal’ı, Erbakan’ı, Eşref Bitlis’i, Uğur Mumcu’yu, Muhsin Yazıcıoğlu’nu öldürüyor anlatılanlara göre.Hepsini yapması elbette mümkün değil ama inanmak istediğimize inanıyoruz işte milletçe.
Sonra Ergenekon operasyonları başlıyor, gözaltılar, tutuklamalar, millete yapıldığı söylenen hain planlar.
Bizler Menderes zamanından beri bir yapının halkın seçtiği iktidarları zorla aşağı indirdiğine inanarak büyüdük, büyütüldük.Ergenekon operasyonlarıyla da bu yapının tasfiye edildiğinen inandırıldık, kısmende öyleydi denebilir.
Ergenekon operasyonları son hızıyla giderken ortaya Paralel Devlet çıktı, öncekini anlamıştık, bir nevi geçmişten gelen bir birikim vardı, yaşanmışlık vardı bizde özümsedik hemen.
Ama bu paralel meselesini sindirmemiz çok zor oldu, ancak iki seneden sonra sindirebildik.
Elbette kimsenin devlete alternatif bir örgütlenmeyle yönetimi ele geçirmesini tasvip etmiyoruz, ama düne kadar cemaatçi dediğimiz onlarca kişinin bir anda Paralel isimli bir yaftayla örgüt üyesi olduklarını kabul etmemizde kolay bir iş değildi elbette.
Sonra bizi şaşırtan ne oldu biliyor musunuz?
Doğu Perinçek ve buna benzer tuhaf adamların bir anda masumlarmış gibi ellerini kollarını sallayarak hapisten çıkmaları oldu.
(Bu sürecin başından beri iyi takip ettim,Muhsin Yazıcıoğlu’nu öldürmekle ABD, Mossad, İngiliz İstihbaratı, Alman İstihbaratı,MİT, Devlet Bahçeli, Tayyip Erdoğan, Özel Kuvvetler, BBP’nin şimdiki yönetimi, parti içine sızan İşçi Partili kadrolaşma ve son olarakta Fethullah Gülen suçlandı.)
Bizim hapishanelerimizin aynı anda bir Derin Devleti alabileceğini öğrendik.Eskinin Derin Devleti yani Ergenekoncu tayfa bir anda masum oldu, operasyonlar durdu, şimdi onlardan boşalan cezaevlerine Paralelci denilen ve oldukça Derin oldukları söylenen kişiler doldurulmaya başlandı.
Eski Derin Devletten boşalan kadrolara Paralelci denilen kişilerin yerleşmesine bu hükümetçe göz yumuldu, peki şimdi Paralelcilerden boşalan kadrolara kim yerleşiyor bir fikriniz var mı?
Yani ortada Derin olmayan bir devlet olacak, Derin Devletin biri içerde biri dışarda olacak, acaba dengeli olsun diye mi böyle ki bu acayip iş?
Hakikaten derinse bu içerden çıkanlar niye geri atmıyorsunuz? Veya zamanında niye attınız?
Hakikaten derinse bu içerdekiler zamanında niye devlete yerleşmesine müsaade ettiniz? Veya yakında onlarda çıkarsa bu sefer kimler Derin olmakla suçlanacak?
Veya daha tuhafı başka Derin kimler var?
Yoksa biri içeri yeni girmiş, biri içerden yeni çıkmış iki Derin Devlet sizi mi içeri alacak?
Olabilir mi?
Valla hepsi olur, yazıyı fazla derinleşmeden bitirelim değil mi?
En azından hala dışardayız.
Tunar Çalışkan