İKİ ___çizgi____ARASIN DA! yaşamak
Hayatının bir yerinde takılırsın bazen. Ne geri gidebilirsin, ne de ilerisi vardır gideceğin.
Öylece durup seyredersin. Sanki usta bir yönetmenin çektiği filmi izler gibi...
Oyuncular sürekli değişir senaristi meçhul…
Bir cambaz gibi yürümüşsündür hayatının kısalı ,uzunlu yollarında.bir yerde küçücük bir yerin de parmak şıklatması gibi bir zaman da düşünürsün, sadece sen durmuşsundur. Her şey devam eder ve hayat pencerelere bölünmüştür O an! pencerelerde başlar senaryolar ,her oyuncun rolü
bellidir...
kavgalar,sevişmeler,doğumlar,ihanetler,yalnızlıklar,cinayetler,uyuşturucular,intiharlar, eğlenceler,daha niceleri yaşanır ve sen! Sen! Seyredersin..
Ağlayarak,tiksinerek,acıyarak,kızarak,korkarak şaşkınlık içinde olanları izlersin. Bitsin artık! bitsiin desen de! Bitmez! Ne sen değiştirebilirsin hayat denen senaryoyu, ne de senarist senaryonun akışını değiştirir senin için…
Bir cambaz gibi yürürsün korkuyla ipte, çünkü gelecek yoktur o an! geriye dönüş yoktur , uzun bir ip ve sen ortadasın elinde değneğin dengeyi sağlamaya çalışırsın ama, denge işte! dengeyi sağlamak bütün mesele…
Yönetmen kamera stop!! Der ve sen durursun ’’meçhul’’ senarist hangi rolü yazmıştır kimbilir senin için,dengen bozulur ve o an ayakta kalmaya çalışırsın. Yalpalarsın dalgalar gibi, dibe vurabilirsin tekne misali alaborada olabilirsin ama,Çaresiz oynayacaksın rolünü ve uyacaksın senaryoya…
Tekrar kamera der yönetmen yeniden başlarsın kaldığın yerden rolüne alışırsın artık gördüklerine de şaşırmazsın.
Bir adam bıçaklanıyorken kaçarsın, bir kadın dayak yerken yürür gidersin, bir çocuk ekmek çaldığı için suçlanırken umursamazsın sende tükürür beddua edersin tuu!! ekmek çalmaya utanmıyorsun dersin sonrada dansözlü içki masalarında hayat pazarlığı yapanlara kölelik edersin, pardon ’’itlik’’ ama rol gereğidir itlik bile...
Susarsın hep susmaktır artık senaryodaki yeni rolün.Aşklar kiralanır tek gecelik, sevgileri beş kuruşa harcarsın, umutlar şans oyunlarına katlanır, hayaller alkole değiş tokuş yapılır ve çocuklar sokaklara atılır...
Sonra her gün tekrarlanır aynı senaryo değişik biçimler de! etin acır, kanın donar damarlarında.
Kamera stop!! zamanı geldiğinde durursun yine, öylece çaresiz sıranı beklersin bir daha ki rolüne kadar, bilmeden hangi rolü oynayacağını… AyNuR
YORUMLAR
Susarsın hep susmaktır artık senaryodaki yeni rolün.Aşklar kiralanır tek gecelik, sevgileri beş kuruşa harcarsın, umutlar şans oyunlarına katlanır, hayaller alkole değiş tokuş yapılır ve çocuklar sokaklara atılır...
Sonra her gün tekrarlanır aynı senaryo değişik biçimler de! etin acır, kanın donar damarlarında.
Kamera stop!! zamanı geldiğinde durursun yine, öylece çaresiz sıranı beklersin bir daha ki rolüne kadar, bilmeden hangi rolü oynayacağını…
HAYATI BİR FİLM GİBİ İZLEDİM YAZINIZDA...TEBRİKLER..
Hep belirsiz iki çizgi arasındayız...
Birileri yönetir, bizde olmayan rolümüzü oynarız...
Bir adam bıçaklanıyorken kaçarsın, bir kadın dayak yerken yürür gidersin, bir çocuk ekmek çaldığı için suçlanırken umursamazsın sende tükürür beddua edersin tuu!! ekmek çalmaya utanmıyorsun dersin sonrada dansözlü içki masalarında hayat pazarlığı yapanlara kölelik edersin, pardon ’’itlik’’ ama rol gereğidir itlik bile...
Evet..sonra susarız...dilsizleşiriz...bir günde birileri bize dilsizleşir..
Harika yazı okudum.
Yazarı ve paylaşımını kutluyorum.