- 552 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Türkiye'de Yaşama Düsturları
Ey Türkiye’de yaşayan, belli bir süreliğine de olsa yaşamaya karar vermiş insanlar… Ey bu ülkeye tatile gelenler, bu topraklardan transit geçenler… sözlerimi iyi dinleyiniz, sözlerim sözleriniz olsun. Eğer tatlı canınızdan olmak istemiyor, evinize çoluk çocuğunuza sağ salim, tek parça olarak dönmek istiyorsanız sözlerim kulaklarınıza küpe olsun. Gelecek düsturlar Türkiye yaşamınızda düsturlarınız olsun.
-Yolda, sokakta, caddede yürürken hiç kimseye yan gözle dahi olsa bakmayın. “Ne bakıyorsun lan” diyenlere başınızı öne eğin ve hemen, hiç vakit kaybetmeden mekanı terk edin.
-Kimseye gözünün üstünde kaşın, başında saçın, gözünde yaş, pantolonunda bulaş var demeyin kimsenin tavuğuna kışt, köpeğine hoşt demeyin.
-Kimseye susun gürültü etmeyin, yerinize oturun, sıraya girin, bekleme yapma kardeşim demeyin.
-Aracınızı park ederken çok dikkatli olun. Çünkü bu ülkede cinayetlerin büyük çoğunluğu park cinayetleridir.
-Trafikte sakin olun öndeki araca selektör yapmayın, korna basmayın. Haklı bile olsanız önünüzde arkanızda ve yanınızda aniden bitiveren trafik canavarlarına öncelik tanıyın. Onları el kol hareketlerinizle tahrik etmeyin. Relax, olabildiğince relax olun
-Sokakta kavga, eğlence, düğün, dernek, kutlama …vs gibi toplumsal olay ve gösterilerle karşılaşırsanız sakın ilgilenmeyin. Nemelazım deyip çekip gidin yoksa başınıza havai fişek, sis bombası vücudunuza kurşun, mermi isabet edebilir.
-Otobüse, minibüse, trene, tramvaya, vapura …vs gibi toplu ulaşım araçlarına binerken çok dikkatli olun. Akşam vakitlerinde hele bir kadınsanız hele de yalnızsanız aman dikkat… Araca binmeyi aklınızın ucuna dahi getirmeyin.
-Dışarıda 90 yaşındaki ihtiyarı bile çocuklar gibi sevindiren, coşturan beyaz kar… Böyle bir durumda insanlar ne yapar? Kar topu oynar değil mi? Ama siz sakın kar topu gibi masum bir oyunu oynama gafletine düşmeyin. İhtimal ki birinin arabasının ya da lokantasının camına isabet eder ve döner bıçağıyla döner gibi doğranabilirsiniz.
-Dünyaca ünlü Türk hamamının (!) methini duyup hamamı bir görelim, kurnalardan yıkanalım, göbek taşına yatalım. Peştamalları da atalım demeyin. Başınıza ne gelir ben bilemem, evinizdeki otelinizdeki gömme banyo neyinize yetmiyor.
-Bir bayana (hele yanında erkek varsa) günaydın, merhaba, selam, hello, selamün aleyküm gibi nahiv, saf ve temiz ifadeli selamları asla ve asla vermeyin. Canınıza susamış olursunuz.
-Sokakta birisi el açıp sizden; “abi bir ekmek, simit parası” isterse; hay hay canımın içi deyip üç beş kuruşunuza kıyın yoksa canınıza kıyılabilir.
-Sokak ortasında elinde bıçak bir kocanın koyun doğrar gibi karısını doğradığını ve kadının yardım çığlıklarını duysanız görseniz müdahale etmeyin. (Polisler bile uzaktan seyrediyor size ne).
-Kahvede önünüze gelen çaya şoğuk, lokantada önünüze konan yemeğe pişmemiş demeyin. Memnuniyet ifadeli mimiklerle kaç masa gezdiği meçhul çayınızı için, yemeğinizi yiyin, üstüne de bol bol bahşiş verin. Uslu uslu orayı terk edin.
-Türk Milletinin (içinde her ne çeşit din, ırk, mezhep, farklı görüşten insan yaşıyorsa) hoşgörülü, nazik, ahlaklı, misafirperver, anlayışlı bir toplum olduğuna inanıp da kadın başınıza elinizde fotoğraf makinesi tarihi mekanların fotoğraflarını çekmek ya da üzerinize gelinlik giyip barış, hoşgörü ve kardeşlik mesajları vermek için geldiyseniz aman aman ha dikkat edin. Hayal kırıklığına uğrayabilir, tecavüze uğrayabilir ya da cinayete kurban gidebilirsiniz. (Ben diyeyim size Gebze’den öteye sağ salim geçemezsiniz).
Vel hasılı gazetelerin üçüncü sahifelerine haber olmak istemiyorsanız bu düsturlar Türkiye yaşamınızda düsturlarınız olsun. Bir yol haritası, gezi rehberi gibi yanınızda taşıyın ara sıra bir göz atın derim.
Demedi demeyin.