13
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2031
Okunma
Dünden beri dostum, arkadaşım, can deyip bağrıma bastığım pek çok Alevi kardeşimin ve bu arada Alevi olmasa da çağdaş, ilerici, demokratik-laik ve aydın pek çok arkadaşımın sayfalarından taşan bir öfke ve kınamaya şahit oldum.
Bu öfke ve kınamanın sebebi neydi peki?
İşte o noktada iki ayrı haber kaynağının olayı veriş biçimlerine bakmak gerekiyor.
Oda Tv ve Sözcü Gazetesi tipinde haber kaynaklarına göre Almanya’da vefat eden Nurten Mirzeler adında 54 Yaşında bir Alevi vatandaşının cenazesi, Kocası Ömer Mirzeler tarafından Türkiye’ye getiriliyor…..Adana’da toprağa verilecek.
[Burada bir hooopppp demek lazım aslında ama kimse demiyor. Kadın Alevi, kocası da öyle tabii ki…Lakin kocanın adı Ömer…Siz hiç adı Ömer olan Alevi gördünüz mü?]
Hani şeytan ayrıntıda gizlidir derler ya bu haberde de daha en başından şeytan ayrıntıların arasına gizlenmiş bile. Hem Alevi, hem de Ömer !!!!!! Hiç kimsenin dikkatini çekmiyor bu kısım.( Maksat üzüm yemek değil de bağcıyı dövmek olunca adamın adı Ebu Süfyan, hatta Yezit olsa bile kimse bunun üzerinde durmayacak tabii ki )
Neyse. Devam edelim.
Evet…Oda Tv ve Sözcü Gazetesi ile aynı minval üzere yayın yapan kuruluşlara göre Alevi kardeşimiz Ömer Mirzeler, Eşi Nurten’in Cenazesini almak üzere gittiğinde Ömer’in kayın biraderinin hanımı Mehtap Mutluer Mahallenin imamı Musa Oğuz Tarhan’dan ölen Nurten Hanım için sela okumasını istiyor. İmam da ‘’ Alevinin selası mı olurmuş?’’ diyerek bu isteği reddediyor ve sela okumuyor.
Devamı daha da komik mi desem, tirajikomik mi desem, iğrenç mi desem bilemiyorum öyle bir şey işte.
Oda Tv nin haberinden aynen kopyalıyorum:
Musa Oğuz Tarhan “Alevilerin salası mı olur?”diyerek karşı çıktı. Bunun üzerine Nurten Mirzeler, sala okunmadan toprağa verildi.
Bir Sünni imam sela vermedi diye bir Alevi kardeşim, selası okunmadan toprağa verildi ha?
Sonra?
Haberin hemen devamında aynen şöyle diyor:
Adana Alevi Platformu Başkanı Murtaza Moroğlu, olayın İslamiyet’le bağdaşmadığını belirtti.
Yani Adana’da bir Alevi Platformu var, bir Cem evi var, dolayısıyla Alevi imamlar da var, Alevi Dedeleri de var ama bir ölünün arkasından sela verebilecek hiç bir Allah’ın kulu yok ve Nurten Mirzeler sela verilmeden toprağa kondu ha?
Aslında en başından Alevilere hakaret eden aslında bu tip yayın organları. Öyle ya hem Ömer adında bir Alevi çıkartıyorlar karşımıza, haydi o neyse, belki bir istisna olabilir; ama sonra da Alevilere bir yerde ‘’ Siz ölünüzün arkasından sela okumayı bile bilmiyorsunuz, gidip bir Sünni İmamdan rica etmişsiniz, o okumayınca da ölünüzü selası verilmeden toprağa vermişsiniz’’ anlamına gelmiyor mu bu haber?
Şimdi sorarım: İmam’ın ‘’ Alevinin selası mı olur?’’ Demesi mi daha büyük hakarettir yoksa Sünni bir imam sela okumadığı için bir Alevinin, selası okunmadan toprağa verildiğini, dolayısıyla Aleviler içinde sela okumayı bilen ne bir imam ne de bir dede olmadığını dolaylı da olsa söylemek mi?
Ama bu kadar değil olay…
Şimdi gelin bu olayı bir de Cihan haber ajansı nasıl vermiş ona bakalım.
Cihan Haber Ajansına göre Adana’nın Merkez Yüreğir mahallesinde meydana gelen bu olayda mahalle İmamından Nurten Mirzeler için sela okunmasını isteyen kişi Mehtap Mutluer değil merhumenin kardeşi Recai Mutluer’dir. İmam Musa Oğuz Tarhan’dan bu istekte bulunduğunda vakit akşamdır. İmam ‘’ Ölenin adı neydi?’’ diyerek bunu bir kağıda yazmış, kağıdı cebine sokmuş ve cumartesi sabah namazını müteakip de selayı vermiştir.( İmamın iddiası böyle)
Sabahleyin erkekler cenazeyi almaya gittiklerinde müteveffa Nurten Mirzeler’ın kız kardeşi Hasibe Kıstak ( Yani görümce Mehtap Mutluer değil ) imamın lojmanının kapı ve penceresine vurarak niçin sela okumadığını sormuş, imam ise okuduğunu söylemiştir. Bunun üzerine dedikodular, ‘’Okudun da biz niye duymadık, yok efendim ben okudum ama siz uyuduysanız n’aapıyım’’ münakaşaları başlamış…İmamın iddiası bu... Buna karşılık karşı taraf ısrarla ‘’İmam Alevinin selası mı olurmuş?’’ iddiasında bulunuyor.
Yani İmamın ‘’Alevinin selası mı olurmuş?’’ iddiası her iki haber ajansında da var. Fakat…
Evet fakat…
Cihan Haber ajansı Nurten Mirzeler selası okunmadan toprağa verildi demiyor. Ne diyor peki?
İtirazların ve kınamaların artması üzerine imam Musa Oğuz Tarhan’ın selayı bir kez daha okuduğunu, daha sonra da cenaze sahiplerine gelerek onlardan özür dilediğini söylüyor. Bunları söylerken de yine ‘’ İmam efendi bize ‘’Alevinin selası mı okunur’’ dedi ‘’ diyen insanların daha sonraki ifadelerine göre söylüyor. Yani Oda tv ve Sözcü Gazetesinin dediği gibi Alevi kardeş Nurten Mirezeler selasını verebilecek bir tek Alevi imamı ya da dedesi olmadığı için (!) selası okunmadan toprağa verilmiyor. Her şeye rağmen bir Sünni imam o selayı okuyor ve selası okunmuş olarak toprağa veriliyor Nurten Mirezeler adlı Alevi kardeşimiz… Ha bu arada bir densizlik varsa imamın ‘’ Bu gün Cumartesi. Benim tatil günüm, isteseydim ben bu selayı okumazdım’’ şeklindeki beyanıdır. İşte –eğer böyle bir şey dediyse- tam anlamıyla bir felaket ve öküzlüğün daniskası olmuştur. Çünkü bir rahmetlinin arkasından -izin gününde de olsa- sela okumak bir lütuf değildir.
Peki bu habere yapılan yorumlara da bakalım mı?
Bakalım tabii ki…Dünden beri sosyal medya bu haberle çalkalanıyor. Bakmasına bakalım da habere yorum yazanların neredeyse hiç biri Cihan Haber Ajansının haberini baz olarak almamış. Hep Oda Tv, Sözcü gazetesi ya da diğer sosyalist hatta ateist sitelerde verildiği şeklini baz almışlar. Ve bakın olay en hafif haliyle ne şekle dönüşmüş:
‘’İletişimin çağ atladığı bu zamanda, sela camilerden okunmamalıdır. Bir çok insan zaten camilerden illallah çekti. Camilerde kulağı sağır eden sesle ezan, sela, hutbe okunmasına son verilmelidir.’’
‘’Alevilerin vergilerini alip cocuklarinin kursagina ekmek sokunca oluyor ama degil mi yezid. Aleviler ne zaman bir ve beraber olup, bunlara muhtac kalmadiklari gün onurlarini ve gururlarini geri kazanacaklardir. Bunlardan bize hayir gelmez, gelmesini de hiç bir Alevi ne bekliyor ne de istiyor. Caniniz cehenneme vesselam’’
‘’alevinin selasını okumazlar ırakta insan öldürmeye giden amerikan askerlerine dua edenler.’’
‘’Sen git subyanci Michael Jackson’a hatim indir 5 dilden - yakisir..’’
‘’ben de bir alevi olarak soylemeliyim ki, camiiye gitmeyin kardesim.... gidip sela da istemeyin .... cem evinden kaldirin cenazeyi.... o kadar degerli irfan sahibi dedeler varken, ne gidip akepenin kadrolu sözde objektif amigo imamlariyla muhatap oluyorsunuz ki ? kötu konuşmayacagim... bu onlarin işine gelir...o yuzden bosverin’’
‘’BU ÜLKEDE SİZİN GİBİ DÜŞÜNEN NE HACILARA NE DE HOCALARA İHTİYAÇ VAR.ALEVİLERE DİL UZATACAK KADAR O MERTEBEYE GELMEK NE SENİN HADDİNE NE DE SENİN ŞAKLABANLIGINI YAPTIGIN ZATLARIN HADDİNEDİR. SEN ÖNCE 13 YAŞINDAKİ BİR ÇOCUGU 60 YAŞINDAKİ BİR ADAMA NİKAHLARKEN İŞLEDİGİN GÜNAHIN FARKINA VAR. SONRA DA NİKAHINI KIYDIGIN BU ÇOCUGUN < ÇOCUGUN OLURSA HELALDİR< LAFININ HESABINI YÜCE DİVANDA VER ÖYLE GEL LAFINI KONUŞ. KİMİN KÖPEGİ İSEN SENİ HAVLATANLAR GELSİN BİZ BİLGİMİZLE ÖRFÜMÜZLE VE ÖZÜMÜZDEN ALDIGIMIZ TERBİYE İLE SANA HER TÜRLÜ SELA NASIL OKUNUR NASIL CENAZE DEFNEDİLİR VE NASIL HELALLİK VERİLİR ÖGRETİRİZ. YÜRÜ GİT ŞİMDİ. GERİZEKALI.’’( Resim 2)
Aslında bunlar en hafifleri…İmam Musa Oğuz Tarhan peşin peşin Selefi yapılmış, Vahhabi yapılmış, adam 12 senedir imamlık yaptığı mahallede 13 yaşındaki kız çocukları 60 yaşındaki adamlarla nikahlayan bir sapık olmuş… Olmuş da olmuş.
Sonra ne olmuş?
Sonra sevgi, barış, ‘’ Hepimiz kardeşiz bu öfke ne diye?’’ şarkıları türküleri olmuş.
Sonra?
Sonra ‘’Gelin canlar bir olalım ‘’ olmuş…
Daha daha sonra?
Daha daha sonrayı boş verin. Daha daha önceye bakalım mı?
İki yıl önceye….
3 kasım 2013…Kadıköy … ‘’ Biz Aleviyiz’’ Mitingi…
Platform kürsüsünde konuşan bir vatandaş aynen şunları söylüyor:
‘’ Canlar hiç cami ve cem evi bir arada, aynı çatı altında olur mu?’’
Meydan ‘’Olmaz’’ diye cevap veriyor bu soruya. Tam o anda da Haydarpaşa Camiinden ikindi ezanı okunmaya başlıyor. Kürsüdeki vatandaş sözlerine devam ediyor ezan sesini duyduğu anda.
‘’ İşte görüyorsunuz. Ezan okunuyor. Oysa biz aynı anda saz çalıp semah dönüyor olacağız. Gördüğünüz gibi cami ve cem evi birlikte olmaz. Cami ayrıdır, cem evi ayrı.’’
Doğru mudur? El Hak doğrudur. Cami ayrıdır, cem evi ayrı.
Tekrar bu güne gelelim.
Adana’da bir cem evi var mı? Var.
Nurten Mirzeler’in cenazesi nereden kaldırılmıştır? O cem evinden ( Resim 1 Eğer gerçekten de Nurten Mirzelerin cenazesine aitse öyle…)
O halde cenazesi cem evinden kaldırılan bir insanın selası niçin cem evinden verilmiyor?
Adı Ömer olan Bir Alevinin eşinin selası için niçin bir Sünni imama müracaat ediliyor?
Hepsini geçtim. En önemli soru: Ey Alevi kardeşlerim ! Sünni bir imam selasını okumadı diye bir Alevinin – selası okunmadan - toprağa verildiğini haber yapan haber kaynaklarına nasıl oluyor da güveniyorsunuz? Onlara söyleyecek bir çift sözünüz olsun yok mu Allah aşkına? Bu haberlerde hiç mi midenizi bulandıran başka unsurlar görmüyorsunuz?
Bir dönem görev yaptığım Muğla’nın Fethiye İlçesinden bir resimle devam edeyim:
Fethiye’de yaklaşık 20.000 civarında İngiliz ve Alman vatandaşı yaşamaktadır. Bunlar içinde elbette hayatlarını yitiren ve bu topraklarda defnedilmek isteyenler olmuştur. Yine bu insanlar içinde hem Müslüman hem de Hıristiyan geleneklerine göre defnedilmeyi vasiyet eden on yedi insan olmuştur ve bu insanlar resimde de görüldüğü gibi hem Sünni imamlarca Fatihalarla, hem de rahipler eşliğinde düzenlenen Hıristiyan inançları çerçevesindeki dini törenle toprağa verilmişlerdir. ( Resim 3)
Resim 4 de ise Londra’da bir cenazede imamla rahibi yan yana görmektesiniz.
Yani bizim Sünni imamlarımız pek çok insanın sadece dilinde olup da kalbine bir türlü indiremediği sevgi, hoşgörü, barış olayını çoktan aşmışlardır bile. Yeter ki onlara bakarken tozlu gözlüklerle bakmayın. Gözlüklerinizin camını silmediğiniz müddetçe dünyayı hep toz ve çamur kaplamış görürsünüz.
Güzel görmek istiyorsanız güzele bakın. Güzele bakarken dillerinizle değil, hatta gözlerinizle de değil, kalplerinizle bakın.
Tek bir yöne bakmayın. Başka yönlere de bakın.
Ve Lütfen…Allah rızası için insanlarımız arasına ikilik sokmayın.Sokmaya çalışanlara pirim de izin de vermeyin.
Benim Sünni oğlumun en iyi arkadaşı olan Alevi Cüneyt kız kaçırdığında, kızın ağabeyleri kızın peşine düştüklerinde aklına ilk gelen Sünni arkadaşı Cihangir ( Yani oğlum ) oldu. Kızı bizim evde sakladık. Abileri bulursa vurmayı, vuruşmayı göze aldık. ‘’Sen bir Alevisin bize ne kardeşim ‘’ demedik.
Bir kaç ay sonra Cüneyt böbrek yetmezliğinden öldüğünde Cüneyt’in Alevi olan annesinin aklına gelen ilk kişi oğlum Cihangir oldu. Sünni Cihangir koştu Cüneyt’in cenaze işlerine yardımcı olmak için. Hayatında ilk kez bir cem evinde( Ataşehir-Mustafa Kemal Mahallesi - Pir Sultan Abdal Cem Evi) Alevilerle saf tutup namaz kıldı Cihangir. Alevi Cüneyt’in Alevi annesi ‘’ Oğlum ‘’ diye oğluna çok benzeyen Sünni Cihangir’e sarılarak ağladı. Ölen oğlu yerine Cihangirin hayatta olması ile teselli buldu.
Hem Sünnilere hem de Alevilere sesleniyorum:
Yapmayın, etmeyin. Bölmeyin bu milleti… Allah rızası için dilinizdeki sevgiyi kalbinize indirin artık…Provokatörlere ‘’Canınız cehenneme bölücü hainler’’ Deyin artık.
Son olarak:
Yazının başlığındaki soruyu kısaltalım ve cevabını verelim. Soru neydi? ‘’Bir Alevi’nin selası okunur mu okunmaz mı? ‘’
Her ne kadar Sami Hoca Fetvası dediysek de hem Alevilerin hem de Sünnilerin ortak paydası olan Yunus Emre versin bu cevabı…
Sela verin kastımıza
Gider olduk dostumuza
Namaz için üstümüze
Duranlara selam olsun
Namaz için üstümüze duranlara selam olsun