2
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1320
Okunma
FARKINDA OLMADIĞIMIZ MUTLULUKLAR
Her sabah kalktığımda cam kenarına gidiyorum. Şükrediyorum rabbime. Çünkü bana dışarıyı izleyebilme imkânı verdiği için. Her sabah kalktığımda parmaklarımı öpüyorum. Gözlerimi ellerimle seviyorum. Yürüyebildiğim için ayaklarımı seviyorum. Rabbime teşekkür ediyorum. Var olan beden uzuvlarım için.
Bugün iki engelli aileyi ziyaret ettik. Bülent Ecevit hükümetinin olduğu dönemde Sağlık bakanlığı bir skandala imza atmış. İlk aileyi ziyaret ettiğimizde bu vahim skandala kendi gözlerimizle şahit olmuştuk. Melisa ön lisans okulundan mezun olmuş ve mezuniyet töreninde kepini büyük bir mutlulukla havaya fırlatmıştı. Düğününe ise 2 ay gibi kısa bir zaman kalmıştı. Mutluydu çünkü mutlulukları peş peşe gelmişti. Günlerden bir gün soğuk algınlığından dolayı hastaneye gidecekti. Hemşire yanlış iğne vuracak ve melisa’nın vücudunun tamamı felç olacaktı. Şimdi Melisa sadece göz kapaklarını hareket ettirebiliyor. Büyük imtihan. Bir saniye sonrasının garantisi yok. Ne oldum değil ne olacağım prensibiyle yaşamalı insan.
İkinci aileyi ziyaret etmiştik. Evde iki yaşlı teyze yer yatağına yatmışlardı. Felçli yatalak yatan yaşlı teyzenin derneğimizden bir isteği olmuştu. Bana isteğini ileterek şunları söyledi yaşlı teyze.
-Evladım ziyaretinizle ne kadar mutlu olduk anlatamam. Sizden bir isteğim var yalnız. Bana başı dik bir yatak alıverseniz de bende cam kenarından dışarıyı izlesem?
Evet… Dışarıyı izlemek. Gözlerimizle bakmanın değerini bu ziyaretimizde anladım. Hamdolsun yatağımızı aldık. Şimdi o yaşlı teyze cam kenarından dışarıyı izliyor.